vip
Mustafa Dündar

Yargıtay’dan emsal karar

Sektörel 12.04.2021 - 12:37, Güncelleme: 14.04.2021 - 16:59 4950+ kez okundu.
 

Yargıtay’dan emsal karar

Git, bir daha gelme’ sözünün fesih anlamına geldiğini ve mağdur işçiye ihbar ile kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğine karar verdi.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işveren vekillerinin (yetkililerinin) işlemlerinden işverenin bizzat sorumlu olduğuna hükmetti. Yüksek Mahkeme, müdürün mazeret izninde ısrarcı olan işçiye, ‘Git, bir daha gelme’ sözünün fesih anlamına geldiğini ve mağdur işçiye ihbar ile kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğine karar verdi. Yalova’da özel bir şirkette çalışan işçi, kız kardeşinin sezaryenle doğum haberini alınca müdüre gidip mazeret izni talebinde bulundu. İşyeri yetkilisinin izne yanaşmaması üzerine işçi izinde ısrarcı oldu. Bunun üzerine öfkelenen müdür, ‘Git o zaman, bir daha da gelme’ dedi. Hastaneye giden işçi, kovulduğunu öğrenince İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İş sözleşmesinin işveren tarafından haksız, nedensiz ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti isteyen işçi, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini istedi. Davalı işveren, davacı hakkında devamsızlık tutanağı tutulduğunu, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etti. Mahkeme, davacı işçinin ihbar ve kıdem tazminatı talebini geri çevirdi. Kararı davacı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işveren yetkilinin işlemlerinden işverenin bizzat sorumlu olduğuna hükmetti. Oy birliği ile alınan kararda şu ifadelere yer verildi: “Davacının işyerinde çalıştığı sırada kardeşinin sezaryenle doğuma alındığı bilgisi üzerine işverenden işten erken çıkmak için izin talep ettiği, işyerinde bulunan yetkili kişinin iki saat sonra çıkabileceğini belirttiği ortadadır. Davacının hemen çıkma talebini tekrarlaması üzerine ‘Sen bilirsin o zaman bir daha gelme’ denilerek işyerinden çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/4. maddesine göre işveren vekilinin işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu kurala bağlanmıştır. Davalı işverenin olay sonrasında işyeri yetkilisinin eyleminin kabul görmediğini gösterir şekilde işçinin işe derhal başlaması için çağrıda bulunmadığı anlaşılmaktadır. İşyerini sevk ve idare eden yetkili kişi konumundaki çalışanın eylemini benimsemiş olduğu kabul edilmelidir. Nitekim davacı işçi ihtarname keşide ederek ihbar ve kıdem tazminatı talep etmiş, davalı işveren daha sonra düzenlediği ihtarnameyle iş sözleşmesinin feshedilmediğini belirtmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin mazerete dayanan birkaç saatlik izin talebinin karşılanmaması üzerine yine de erken çıkmak istediğini açıklayınca bir daha işyerine gelmemesi gerektiği söylenerek iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece her iki tazminat isteğinin de kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”
Git, bir daha gelme’ sözünün fesih anlamına geldiğini ve mağdur işçiye ihbar ile kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğine karar verdi.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işveren vekillerinin (yetkililerinin) işlemlerinden işverenin bizzat sorumlu olduğuna hükmetti. Yüksek Mahkeme, müdürün mazeret izninde ısrarcı olan işçiye, ‘Git, bir daha gelme’ sözünün fesih anlamına geldiğini ve mağdur işçiye ihbar ile kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğine karar verdi.


Yalova’da özel bir şirkette çalışan işçi, kız kardeşinin sezaryenle doğum haberini alınca müdüre gidip mazeret izni talebinde bulundu. İşyeri yetkilisinin izne yanaşmaması üzerine işçi izinde ısrarcı oldu. Bunun üzerine öfkelenen müdür, ‘Git o zaman, bir daha da gelme’ dedi. Hastaneye giden işçi, kovulduğunu öğrenince İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İş sözleşmesinin işveren tarafından haksız, nedensiz ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti isteyen işçi, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini istedi. Davalı işveren, davacı hakkında devamsızlık tutanağı tutulduğunu, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etti. Mahkeme, davacı işçinin ihbar ve kıdem tazminatı talebini geri çevirdi. Kararı davacı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işveren yetkilinin işlemlerinden işverenin bizzat sorumlu olduğuna hükmetti. Oy birliği ile alınan kararda şu ifadelere yer verildi:


“Davacının işyerinde çalıştığı sırada kardeşinin sezaryenle doğuma alındığı bilgisi üzerine işverenden işten erken çıkmak için izin talep ettiği, işyerinde bulunan yetkili kişinin iki saat sonra çıkabileceğini belirttiği ortadadır. Davacının hemen çıkma talebini tekrarlaması üzerine ‘Sen bilirsin o zaman bir daha gelme’ denilerek işyerinden çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/4. maddesine göre işveren vekilinin işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu kurala bağlanmıştır. Davalı işverenin olay sonrasında işyeri yetkilisinin eyleminin kabul görmediğini gösterir şekilde işçinin işe derhal başlaması için çağrıda bulunmadığı anlaşılmaktadır. İşyerini sevk ve idare eden yetkili kişi konumundaki çalışanın eylemini benimsemiş olduğu kabul edilmelidir. Nitekim davacı işçi ihtarname keşide ederek ihbar ve kıdem tazminatı talep etmiş, davalı işveren daha sonra düzenlediği ihtarnameyle iş sözleşmesinin feshedilmediğini belirtmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin mazerete dayanan birkaç saatlik izin talebinin karşılanmaması üzerine yine de erken çıkmak istediğini açıklayınca bir daha işyerine gelmemesi gerektiği söylenerek iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece her iki tazminat isteğinin de kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
mecidiyeköy yeni bayanlar şişli yeni bayanlar bakırköy yeni bayanlar halkalı yeni bayanlar avcılar yeni bayanlar şirinevler yeni bayanlar bahçeşehir yeni bayanlar taksim yeni bayanlar beşiktaş yeni bayanlar kartal yeni bayanlar kadıköy yeni bayanlar ümraniye yeni bayanlar anadolu yakası yeni bayanlar maltepe yeni bayanlar beylikdüzü yeni bayanlar pendik yeni bayanlar avrupa yakası yeni bayanlar kocaeli yeni bayanlar antalya yeni bayanlar ataköy yeni bayanlar eskişehir yeni bayanlar fethiye yeni bayanlar sakarya yeni bayanlar muğla yeni bayanlar malatya yeni bayanlar denizli yeni bayanlar konya yeni bayanlar kayseri yeni bayanlar ankara yeni bayanlar bursa yeni bayanlar izmir yeni bayanlar