Küçükkayalar: Önümüzdeki 20 yılı ipotek ediyoruz
Olası bir deprem anında Bursa’nın ne kadarı hasar görür?
Deprem anında ve sonrasında yapılacak çalışmalar ile ilgili her kurum kendi çalışmalarını yürütüyor. Akademik odalar yetkileri sınırlı olması nedeniyle teknik anlamda destek istendiğinde katkı sunmak için hazırlanıyor. Biz tüm kamu kurum ve kuruluşlarımıza bağırarak ‘Teknik destek istendiğinde biz hazırız’ diye sesleniyoruz. Bizim anayasal sorumluluğumuz ve kuruluş amacımız meslektaşlarımızın haklarını aramak ve mesleki gelişimlerini sağlak dışında, kamu çıkarlarını gözetmek ve katkı sunmaktır.
Kentimizin yapı stoğunun bir envanter çalışması bulunmadığı veya elimize ulaşan bir veri bulunmadığı için deprem anında zarar görebilecek yapı stoğu ile ilgili bir değerlendirme yapamıyoruz. Fakat 99 Depremi’nin ardından yapılan incelemeler ve değerlendirmeler ışığında; deprem anında yapıların yüzde 5’inin yıkılacağı değerlendiriliyor. Ön görülerimizi bu şekilde yapabiliriz.
Kentte İnşaat Mühendisliği Bölümü bulunan Üniversiteler ile Şube’nin ortak çalışmaları ne yönde gelişiyor?
Genç-İMO yapılanmamız var. Onlar bizim geleceğimiz. Mesleğe ilk adım attıklarında eğitimlerimiz ve etkinliklerimizle onların gelişimine katkı sağlayama çalışıyoruz. Eğitim hayatları boyunca da genç-İMO yapılanmamızla onların eğitimlere, teknik gezilere katılmasını sağlıyoruz. Deneyimli meslektaşlarımızla bir araya gelebilecekleri alanlar yaratıyoruz. Bizden istedikleri bilgi akışını ve deneyim alanlarını yaratmak için onlarla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Akademisyenlerimizle iletişimimizi güçlendirerek, kente ve mesleğimize katkı sunacak çalışmalar yürütüyoruz. Örneğin; 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin yıl dönümünde onların katkılarıyla Bursa’nın depreme ne kadar hazır olduğunu ve bilimsel çalışmaları ele aldık.
Sektörün maliyet sorunu var. Bina yaklaşık maliyetlerini nasıl değerlendirebiliriz ve bir inşaat mühendisi ücret anlamında hak ettiği değeri görüyor mu?
Bursa diğer illerle karşılaştırıldığında teknik ekibin yeterli değeri görmediği bir il. Yapı maliyetleri alana ve yapının özelliklerini göre değişse de ortalama bir yapının metrekaresi 6.000 TL’den başlıyor. Mühendis hizmetinin karşılığı bu bedellerin içinde çok düşük bir ücret.
Kentsel dönüşüm mü yerinde dönüşüm mü?
Kentsel dönüşüm demek Türkiye’de icat edilen; yeni konut alanı yaratalım yerinde mevcut olanları da dönüştürelim demek değil. Planlamanın doğru yapılması gerekli. Büyükşehir Belediyesi organizasyonunu gerçekleştirecek ve hangi alanların yerinde dönüşeceğini, hangi alanlara kentsel dönüşüm uygulanacağını belirlemeli. Bu kararlarda akademik odaların görüşleri alınarak hayata geçirilmeli. Ortak akıl ve paylaşımla fikir üretmemiz gerekli bizler bunu yaparken aklımızı ve vicdanımızı ortaya koyuyoruz. Bursa için doğru olanın yanında yanlış olanın karşısında duracağımızı belirtelim. Akademik odalar olarak kent gündeminde sözünü söyleyen ve dinlenir kurumlar olmanın savaşını veriyoruz. Anayasal görevimiz bu. Bizler uygarlık mühendisleriyiz. Yol, baraj, altyapı, konut, sanayi her alanda yapılar bizlerin elinden geçiyor. Bu nedenle teknik bilgi ve birikimimizi kentin yararına kullanacağız.
Yeni nesilden en büyük beklentiniz ne?
Yeni nesli kulak vermemiz lazım, onlar artık yaşam konforunu sorgulayıp talep ediyor. 18. Dönem Yönetim Kurulu olarak onların taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Birebir temasları önemsiyoruz. Odayı mesleğin merkezi olarak görmelerini istiyoruz. Burada aktif olarak yer almalarını, sahiplenmelerini, ister çalışmak için ister dinlenmek, isterlerse bilgi almak için geldikleri bir Şube olmak için çalışıyoruz.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 2040 Çevre Düzeni Planı hazırlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çevre Düzeni, teknik ve analize dayalı bir plan. Fakat biz 2040 yılında Bursa’daki mevcuda teslim olmuş durumayız ve önümüzdeki 20 yılı ipotek ediyoruz. Belirli gurupların isteklerine göre planı hazırlıyorsunuz. 11 yıldır çalışılan bir plan ve sonuç elde edilmiş durumda değil. Kentimiz için alınması gereken radikal kararlar var. Durumumuzu özetlersek kolumuz kangren olmuş, kesilmesi gerek ama kesip atmadığımız için vücudun tamamına yayılıyor.
Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan Toplu Konut Projesi’ni nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat sektörüne sağladığı artılar olacak mı?
Toplu Konut Projesi; İMO Bursa Şube yönetiminde ve komisyonlarımızda inceleniyor ancak projelerin yerleri, kaynağı, bütçesi, maliyeti, süresi, ödeme palanları, taksitleri vs. netlik kazanmamış birçok noktası var. Her gün yeni bir açıklama ile karşılaşıyoruz. Herkes kendi bakış açısıyla açıklama yapıyor. Bu konuda yasal zeminde resmi bir yayın yapılmadan konuşmak doğru değil. Sosyal konut projesi diye açıklanan projenin daha sonra başka şekillere evrilip evrilmeyeceğini bilemiyoruz. Kamuyu dolayısıyla Odamızı endişelendiren noktalar var. Başvuru ücretlerinin geri verilmemesi, hak sahiplerinin tespitindeki kriterler ve şeffaflık, yerlerin belirlenmesinde gözetilecek kriterler, her ildeki maliyet farklılıkları, plan tipleri ve özellikle arsa satışı gibi konularda çekincelerimiz mevcut.
İnşaatların TOKİ marifetiyle yapılacak olması ise Yapı Denetim Sisteminden muaf olması anlamına geliyor; bu konuda da Odamızın ayrıca çekinceleri bulunmaktadır. Yer seçiminde, bütüncül planlar içinde hareket etmek gerekir. Bursa için konuşursak; yapılacak konutların Bursa’nın mevcut ihtiyacı yerine yeni sanayi bölgelerinin iş gücü ve beraberinde alacağı göç için planlandığını düşündürmektedir. Plansız, kaçak, güvensiz mevcut yapı stoğumuzun iyileştirilmesine bir katkısı olmayacaktır.
2040 Çevre Düzeni Planı’nı tartışırken ki bu plan 11 yıldır tartışılıyor, bir anda önümüze 8650 konut yapımı çıkıyor. Bunu planın içine nasıl yerleştireceksiniz?
Söz konusu sosyal konut projeleri TOKİ marifetiyle yapılacağından yerel firmaların bu projelerde yer almalarının önü kesilmiştir. Yeni açılacak imar alanlarının planlanmasını rant odaklı değil, sosyal ihtiyaç odaklı yapmak gerekir. Elbette ki sosyal devlet olmanın gerekliliği ile vatandaşın barınma ihtiyacını da sosyal adalet anlayışı çerçevesinde gözetmek ve sağlamak zorunluluktur. Fakat planlamanın doğru yapılmadığı bu tür çalışmalar kentin doğru yapılaşması için atılması gereken adımları geriye götürecektir.
Kentimizin ana sorunlarından birisi kentsel dönüşüm. Deprem riskinin büyük olduğu kentimizin çöküntü alanları Osmangazi ve Yıldırım İlçelerimizde yoğunlaşmış durumda. Bu proje dönüşümün hızlanması için öncü olabilir. Kentsel dönüşüm alanları TOKİ ile birlikte dönüştürülebilir.
Yıldırım İlçemizde yaşayan bir vatandaşımızın Karacabey’e gitmesi zor ama dönüşüm bekleyen alanlarımızda sosyal konutlar yapıldığında riskli yapılarımızı güçlendirmiş olacağız. Yeni tarım alanları, yeşil alanlar yapılaşmaya açılmamış olacak. Kısacası proje kentsel dönüşümün ihtiyaçlarını karşılamalıydı.
Net veriler oluşturulamasa da son 20 yılda tamamlanan her cins TOKİ konutunun 500-700 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu veriler ışığında önümüzdeki 5 yıl içerisinde yine TOKİ aracılığıyla 500 bin konut daha üretileceği söylemleri soru işaretleri yaratmaktadır.
Ayrıca TÜİK verilerine göre 2021 yılı için konut üretiminde özel sektörün payı %93, kamu sektörünün payı %6, kooperatiflerin payı ise %1 olmuştur. 2023’ten itibaren her yıl 100 bin konut üretse bile mevcut sistem içerisinde kamunun payı en çok %12-16 aralığında seyredecektir. Bu oranlar tutturulsa bile piyasadaki konut fiyatlarını etkileyecek hacimde olamayacaktır.
Açıklanan proje kapsamında 50 bin işyerinin 2023-2028 yılları arası üretileceği ifade edilirken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından açıklanan “Konut-kira fiyatlarını düşürmek için her adımı atıyoruz! İstanbul’da yaklaşık 1.5 milyon, ülke genelinde 4 milyon m² arz fazlası nedeniyle kiralanamayan ya da satılamayan ofis, konuta dönüştürülecek. 50 bin yeni konut demek” sözleri yeni soru işaretlerini akıllara getiriyor. Bir yanda ihtiyaç fazlası 50 bin işyeri konuta dönüştürülüyor, diğer yanda ihtiyaç olduğu söylenen 50 bin işyerinin yapılacağı ilan ediliyor. 50 bin arz fazlası işyeri neden ve nasıl oluşmuştur? Ayrıca ihtiyaç duyulan 50 bin işyeri için neden bu arz fazlası kullanılamamaktadır? 50 bin işyerinin konuta dönüştürülmesi halinde bu konutlar kira/satış bedelleri bakımından nasıl bir düşüş sağlayacaktır? Kamuoyuna bu soruların yanıtları verilmelidir.