6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda (SMK), marka hakkı, kapsamı ve bu hakkın hangi hallerde ihlal edildiği, ihlal neticesinde cezai manada faillerin sorumlulukları ve bu hakka tecavüzün ne şekilde cezalandırılacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler SMK 29. ve 30’ncu maddelerinde yer almakta olup marka hakkının özel hukuk açısından korunduğu gibi cezai manada da müeyyideye bağlanarak etkili bir koruma mekanizması sağlanmaya çalışılmıştır. Buna göre, marka hakkını tecavüz halinde özel hukuk anlamında sorumluluğun yanı sıra, suçun vücut bulduğu kanaatine varılan kovuşturma neticesinde, ilgili kanunun düzenlemesine göre failin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezasına mahkûm edilebilmesi kanun koyucu tarafından mümkün kılınmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanununda madde 29’a göre marka hakkına tecavüz sayılan fiiller şu şekilde sıralanmıştır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
d) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
e) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
f) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Kanunun gerekçesinde belirtildiği üzere m.29’da yapılan sayım tahdidi (sınırlayıcı) olup burada açıkça ifade edilmeyen hallerin marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmesi olanaksızdır.
Marka hakkına tecavüzün cezai hükümleri m.30’da düzenlenmiş olup düzenlemeye göre; başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal yada ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Marka koruması olduğunu ifade ede işaretin mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmaksızın kaldıran kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmedilebilecektir. Ne var ki işaretin mal veya ambalajdan yetkisiz kaldırılması halinin, yukarıda belirttiğimiz gibi iktibas ve iltibas suretiyle marka hakkına tecavüzden farklı olarak yirmi bin güne kadar değil beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabileceği öngörülmüştür.
Sınai Mülkiyet Kanunu madde 30/5’e göre marka hakkının ihlalinin suç olarak değerlendirilebilmesi ve cezaya hükmedilebilmesi için markanın Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tutulan sicilde tescil edilmiş olması gerekmektedir.
Sınai Mülkiyet Kanunu madde 30/7’de bir etkin pişmanlık mekanizması da düzenlenmiş olup bu sayede çoğu zaman taklit olduğunu anlamaksızın satışa sunmak üzere başka bir satıcıdan tedarik edilmesi hallerinde şahsın ceza almaması sağlanmıştır. Kanuni ifadeye göre başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.