Aile hukuku uyuşmazlıkları arasında en fazla görülen davalardan biri de kuşkusuz boşanma davalarıdır. Boşanma davalarının en önemli konularından birini ise nafaka oluşturur. Nafaka esasen bir borçtur. Nafaka borcu kişilerin iradesine dayanmaz, kaynağını kanundan alır.
Boşanma davası sırasında veya boşanma davası sonuçlandıktan sonra alınabilecek 3 çeşit nafaka düzenlemesi vardır. Bunlar; Tedbir Nafakası, Yoksulluk Nafakası ve İştirak Nafakasıdır.
Tedbir Nafakası :
Boşanma davası sırasında dava tarihinden hüküm kesinleşinceye kadar geçen süreçte devam eden nafakaya tedbir nafakası denir. Yani tedbir nafakası geçici bir nafaka türüdür. Hayat şartları bakımından bu dava yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf diğer taraftan bu nafaka türünü talep edebilir. Tedbir nafakasında kusur aranmaz. Taraflardan birinin yoksulluğa düşme tehlikesi bu nafaka türü için yeterlidir. Burada önemli olan husus tedbir nafakası, yoksulluk nafakası gibi talebe bağlı değildir. Hakim eğer gerekli görürse tedbir nafakasına hükmedebilir. Önemli olan diğer bir husus ise tedbir nafakasının süresiz olmadığıdır. Dava sonuçlandığı takdirde nafakanın ödenmesi son bulur.
Yoksulluk nafakası :
TMK md. 175’e göre ; Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir, şeklinde tanımlanmıştır. Yoksulluk nafakası sadece kadınlara değil ekonomik gücü daha düşük olan erkeklere de bağlanabilir. Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşen veya düşecek eşin talebi olmadığı sürece mahkeme kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez. Yoksulluk nafakasına, evlilik birliğini sona erdiren boşanma kararının verilmesi ve kesinleşmesinden sonra hükmedilir. Yoksulluk nafakası bir bakım nafakası niteliğindedir. Bu nedenle de ceza veya tazminat amacı bulunmamaktadır.
Yoksulluk nafakası kendiliğinden ya da mahkeme kararıyla ortadan kalkabilir. Kendiliğinden kalkacağı durumlar: Borçlu veya alacaklının vefat etmesi, alacaklının yeniden evlenmesidir.
Nafakanın kaldırılması davası açılması gereken haller ise; Alacaklının evli gibi birisiyle yaşaması, alacaklının çalışmaya başlaması, yoksulluğunun artık ortadan kalkması gibi nedenlerdir.
İştirak Nafakası:
Çocuklara verilen nafaka türüne ise iştirak nafakası denmektedir. Boşanmış olmak, kendisine velayet verilmeyen tarafa çocuklarına bakma ve masraflarına katlanma yükümlülüğüne son vermez. Kural olarak çocuğun bakım masrafları velayeti kendisine verilmiş tarafa ait olsa da TMK md. 182/2’ye göre velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.İştirak nafakasının miktarının belirlenmesinde çocuğun velayetinin verilmediği tarafın mali gücü göz önünde bulundurulup ona göre karar verilir. İştirak nafakası, çocuğun reşit olması halinde sona erer fakat çocuk reşit olmakla birlikte eğitimine devam ediyorsa eğitimi bittikten sonra iştirak nafakası son bulur.
Tüm bunlara eklemek gerekir ki nafakanın yeterli olmaması, alacaklının ya da borçlunun koşullarının değişmesi ve alım gücündeki düşüklüğe bağlı olarak her zaman nafaka artırım ya da azaltım davası açılabilecektir.