O zaman biz ne işe yararız?.  Coğrafyamızda neler oluyor neler? Baş döndüren gelişmeler. Yunan vekil Ioannis Lagos, Avrupa Parlamentosu'nda konuşurken Türk Bayrağını yırttı ve şöyle dedi: "Bir tarafta da Türkiye var, her istediğini yapabiliyor! İşte bu Türk bayrağı, bununla ne yapılır, yırtıp atılır!" Bu kahpenin cezası inanıyorum er geç mutlaka verilir. Ne demişti Arif Nihat Asya; “Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım, seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.” Zaten, eski kralları Konstantin de, İzmir’de Bayrağı’mızı çiğneyerek yürümüştü! Ama  1922’de nasıl kaçacağını bilemedi. Lider gibi lider, Atatürk ise, önüne serilen Yunan Bayrağı’na basmayı reddetti. İşte genlerdeki asaletin farkı....  Taşeron Yunanistan kaşınmaya başladı. Bu ülke bir acaip ülke.  Rusya’yla Ortodokslukla, askeri bakımından ABD ile kendisini kurduğu için İngiltere ile bağlantısı var. Yedi kocalı hürmüz misali!.  Fatih’in İstanbul’u fethi, Mustafa Kemal’in Megali İdeasına İzmir’de denize dökerek son vermesi, 1974 de Kıbrıs’a yapılan müdahale ve Kardak olayındaki onalara yaşattığımız  şoktan hala çıkamamışlar. Yunanlıların kuyruk acısı çok büyük çok!. Yırtılan Türk bayrağı olunca Avrupa Birliğinden de kimse ses çıkarmamış!  Geçtiğimiz Salı günü, Türk savaş gemileri ile beraber Trablus'a gönderilen zırhlı araçlar ve askeri teçhizatları basında gördük.Görüntülerde tank, elektromanyetik silahlar ve obüslerde gözüküyor. Bakalım neler olacak. Yoksa yeni silahları mı deneyeceğiz yoksa yeni savaş teknikleriyle dünyaya mesaj mı vereceğiz!   Rusya,Idlib'ten sınırımıza binlerce insanı sürüyor. ABD-NATO  olayları görmezlikten geliyor. Ben inanmıyorum ama  Savaş çanları çınlatılmaya başladı.  Buna karşılık, Türk Silahlı Kuvvetleri, Serkaip’in güneyinde Maradik tepesinde üs kurmaya başladı. Bu bölgeye giden tüm yollar kapatılmış ve toprak siperler kazıldığı haberleri sayfalara düştü. Acaba bu neyin hazırlığı? Bu virüs olayına ne demeli? Korkarım bu biyolojik savaşın sadece ucu. İstermisin arkadan daha tehlikeli bir salgının planını yapsınlar! 2020 The Ekonomist dergisinin kapağında bu salgınları zaten neşretmişlerdi!   Kendini dünyanın sahipleri zannedenlerin  hedefleri ya insan nüfusunu azaltmak ya da bundan sonraki yıllar için artmasını önlemek!.   Bunlar yetmezmiş gibi devlet sınırları olmayan İsrailin şimdiye kadar çizilmeyen sınırlarını bir baktık ABD çiziverdi! Netanyahu: "Kudüs'ün İsrail'in başkenti olması için ABD'den onay aldık." Diyerek bence kendilerinin bir hiç olduğunu söyleyen bir devlet lideri olarak tarihe geçti. Demek ki İsrail bağımsız değilmiş! Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Biz Orta Doğu'da masada belirleyici ülkeyiz. Sağa sola yalpalayan ülke değiliz. Astana Süreci diye bir şey kalmadı. Süreci yeniden ayağa kaldırmak, Türkiye, Rusya, İran ne yapabilir, bakmak lazım" diyerek tepkisini koydu. Arklasından  “İstanbul ne ise Kudüs odur” diyen  Dr. Devlet BAHÇELİ’nin çok manidar tepkisi geldi. Mavi vatan doğu Akdeniz’de ki ve Ortadoğu’da ki muhteşem pastayı Yunan'a, Amerikan'a, İngiliz'e, Fransız'a kaptırmamalıyız.  Bu hafta bir başka önemli  gelişme de Türk Metal Sendikası ve MESS toplu iş sözleşmesinde uzlaşmasıydı.  Toplamda %25 zam aldılar. Grevle, direnerek. %6 zam yapmak isteyen patronlara karşı %25 zam aldılar bu işçiler. Hepsine helal olsun. Emeklerinin sömürülmesine izin vermediler. Bir haftada gördüklerinin yarısına inanmak ve duyduklarının hiçbirisine inanmamak lazım derler ama bu yazdıklarımda gündemin baş aktörü gelişmeler.   Bir gerçek var o da karnını doyurma telaşındaki halkımızın bu işlerden haberi bile yok. Varsa bile umurunda değil.  Üzülerek belirtmek isterim ki oyunu kuranların nezdinde sokakta, işyerinde, cephede veya herhangi bir  sahadaki bizlerin önemi yok. Ha belki de kendilerinin bile.  Bugün Cuma  kendi halinde devam ediyor, hafta sonu geliyor. Geriye kalan herşey aynı...