Önceki yazımızda konuya kısa bir giriş yapmıştık. Bu yazımızda ise kripto para borsalarının işleyişi ve doğru kripto para borsasını seçmeye ilişkin birkaç hususa değineceğiz.
Kişiler ile kripto para borsaları arasında işleyen sistem şu şekildedir. Kripto para borsalarında işlem yapmak isteyen kişiler ellerindeki kaydi yahut kripto paraları sisteme aktarır, sistemde yapmayı düşündüğü işlemleri yapar, dilediği zaman da sistemden ayrılarak kaydi yahut kripto paralarını kendi banka hesap yahut kripto cüzdanlarına aktarılmasını sistemden talep eder, sistem de talebi yerine getirir. Burada kişiler sisteme iki açıdan güvenmek zorundadırlar. Birincisi sistem işleticisinin iyi niyeti, ikincisi ise sistem işleticisini kabiliyetidir. Sistem işleticisinin iyi niyetine güven herkesin bildiği gibi sistem işleticisinin bir gün paraları alıp kaçmayacağına dair güvendir. Bunu test etmenin birçok yolu olmakla beraber günümüz sisteminde kesin çözümü yoktur. İkinci güven unsuru ise sistem işleticisinin kabiliyetine güvendir. Bu ise sistem işleticisi iyi niyetli ise de başkalarına karşı sistemi koruyabilecek mi sorusuna ilişkindir. Yani sisteme yapılabilecek(aslında muhakkak yapılacak) olan saldırılarda sistemin korunup kullanıcının parasını başkalarından saklayabilmesidir. Bazen siber bazense fiziki olarak gerçekleşen bu tip saldırılara maruz kalmayan, maruz kaldığı saldırılarda az veya çok zarara uğramayan kripto para borsası yok gibidir. Ancak bundan daha önemli olan ilk olarak bahsettiğimiz sistem kurucusunun iyi niyetine olan güvendir.
Burada önceki yazımızda kullandığımız furya kelimesine ilişkin olarak şunu belirtmek gerekir. Kimse rastgele bir şekilde gidip üç gün önce kurulan bir şirkete “şu paramı hesabında sakla” demeyeceği halde iş kripto para hususuna geldiğinde insanlar gözleri kapalı bir şekilde hiç de küçük sayılmayacak meblağları başkalarının hesabına aktarmakta tereddüt etmemektedir. Yukarıda belirttiğim üzere THODEX(Koineks) borsası ilk kurulduğunda benim de ilgimi çekmişti. Hatta ben de ilgili borsada hesap açmış ancak hiç para aktarıp işlem gerçekleştirmemiştim. Bunun sebebi de çok basit bir açık kaynak araştırması idi. Dileyen herkesin bu yazıyı okurken 5 dakika içerisinde tamamlayabileceği bir araştırmadır. Ticaret sicili gazetesi kaynakları herkese açıktır. Ticaret sicil gazetesinin web sayfasına giderek ilgili şirkete ilişkin araştırma yaptığınızda şirketin merkezi, kurucunun adresi, şirket sermayesi ve sair birçok bilgiye erişilebilmektedir. İlgili şirketin kayıtlarına baktığınızda şirketin yeni kurulduğu, 400.000 TL gibi çok düşük bir sermaye ile kurulup hiç sermaye artırımına gitmediği, 2 kere adres değiştirmek suretiyle 4 sene gibi kısa bir süre zarfında 3 farklı adreste hizmet verdiği, bu adreslerden birinin bir apartman dairesi olduğu görülmektedir. Açık kaynak olmasına rağmen burada bahsetmekten çekindiğim ancak dileyenin ticaret sicili ve Google Maps sokak görünümüyle kolayca erişebileceği şirket tüm hissesine sahip, münferiden yetkili tek temsilcisi olan kişinin ikameti de fikrimi oluşturmakta etkili olmuştu. (Okuyucu burada bazı büyük şirketlerin de garajda kurulduğu itirazında bulunabilir. Ancak bir kişiye para emanet edilirken duyulacak güven ile hizmet yahut mal alırken duyulacak güven birbirinden kesinlikle farklıdır.) Bu bahsettiklerimin hiçbiri şirkete güven duyulup duyulmayacağını mutlak manada göstermez. Ancak ilgili göstergeler üzerinden birtakım çıkarımlarda bulunulabilir.
Aslında yukarıda belirttiğim kripto paraların genel mantığının güven ilişkisine ters olduğu izaha özellikle muhtaç olduğu halde sandığımdan uzun sürdüğü için bu yazımda değinemeyeceğim. Bununla birlikte Thodex mağdurlarının belki de heyecanla beklediği mağduriyetin giderilmesi hususuna değinilmesi gerekmektedir. Ancak okuyucu takdir etmelidir ki yukarıda bahsedilenler söylenmeden yapılacak açıklamaya güvenmemek belki de bu yazıda belirtilenlerin de bir gereğidir. Yine en etkili hukuk yolu olan önleyici hukukun gereği olarak da yukarıda yazılanlar bir hukukçu kimliğiyle belirtilmelidir.