Yıldırım Belediyesi
Hayriye Şenyüz
Köşe Yazarı
Hayriye Şenyüz
 

Tasavvuf Edebiyatı’nda Bursa’nın Yeri

Evliya Çelebi’nin “Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli bir şehirdir.” diyerek maneviyatını vurguladığı aziz Bursa’mızın bu tasavvufi yönüyle edebiyatımıza da katkıları çom büyüktür.   Bursalı alimler, hem tasavvufi eserleriyle hem de içinde bulundukları toplumun ilim ve kültür hayatını yansıtan eserleriyle Bursa kültürünün kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamıştır. Şimdi tasavvufi düşünceleriyle edebiyatımıza büyük katkıları olan bu alimlerden biraz bahsetmek istiyorum.   Bursa’da Tasavvuf Edebiyatı denince şüphesiz akla ilk gelen isim İsmail Hakkı’dır. Uzun yıllar Bursa’da yaşadığı ve bu şehrin maneviyatına büyük katkıları olduğu için Bursevi ismini alarak “İsmail Hakkı Bursevi” olarak tanınmıştır.    İsmail Hakkı’nın yüzden fazla eseri vardır. Alimliği ve arifliği yanında şair de olan Bursevi, şiirlerini bir divanda toplamıştır. Onun şiir anlayışı diğer şairlerden biraz farklıdır. Onun için içim şiir, düşünmek ve okuyanların ufkunu açmak için yazılır. Şair, öncelikle Kur’an ve şiir ayrımını vurgulamıştır. Kur’an’ın gerçek; şiirin ise hayal olduğunu ifade eden İsmail Hakkı, bir Müslüman şairin şiiri amaç haline getirmemesi ve konusunun da Allah’ın hikmetlerini içermesi gerektiği düşüncesindedir. Tasavvuf Edebiyatı için önemli bir isim olan İsmail Hakkı Bursevi’nin kabri Bursa Tuzpazarı’ndadır.   Doğduğu yer olan Buhara’dan Anadolu’ya göç ederek Bursa’ya yerleşen Emir Sultan, gerek Bursa’da gerekse Anadolu’da büyük bir değere sahiptir. Bursa’ya geldikten kısa bir süre sonra halk ile bütünleşmeyi başarmış, aynı zamanda sarayda Kur’an hocalığı yapmıştır. Tasavvufi ve ahlaki yönden insanları yetiştirmiş, savaş dönemlerinde ise bizzat savaş yerine giderek manevi açıdan askere destek olmuştur.   Kendisi daha çok toplumun hocası olması yönüyle tanınmış olsa da şairlik yönü itibariyle de birkaç şiir yazmış ve söylemiştir. Bunlar dışında herhangi bir eseri olmamasına rağmen edebiyatımıza asıl katkısı ölümünden sonra olmuştur. Müritleri tarafından kaleme alınmış olan kendisinin yaşamının ve kerametlerinin anlatıldığı Menakıbname, Tasavvuf Edebiyatı arşivinde yerini almıştır.    Emir Sultan Hazretleri’nin kabri Bursa Yıldırım’dadır.   Bursa’da tasavvuf denince akla gelen bir diğer önemli isim olan Somuncu Baba, Osmanlı Devleti’nin manevi anlamda büyümesinde büyük katkısı olmuş bir Allah dostudur. Asıl adı Hamid-i Veli olan Somuncu Baba, Yıldırım Bayezid Han’ın yaptırdığı ilk selatin cami olan Bursa Ulu Cami’nin inşası sırasında işçilere ve halka ekmek dağıttığı için bu adla tanınmıştır.    Rivayete göre, Ulu Cami’nin açılışında padişah ilk hutbeyi okuması için dönemin tasavvuf büyüklerinden Emir Sultan Hazretleri’ni görevlendirmiştir. Aslında Somuncu Baba’nın maneviyatını ve tasavvufi yönünü ilk keşfeden kişi olan Emir Sultan Hazretleri, kendisinden daha alim olduğunu söyleyerek Somuncu Baba’nın okumasını ister. Bu şeklide Bursa’daki manevi büyüklüğü ortaya çıkmıştır.   Osmanlı Devleti’nin ilk Şeyhülislam’ı olan Molla Fenari’nin Tasavvuf kültürüne olan yakın ilgisi onun eserlerinde açıkça görülür. Birçok meşhur alimden ders almış ve kendisini geliştirerek bu alimlerin listesine adını yazdırmıştır. Molla Fenari böylece hayatının sonuna kadar önemli şahsiyetler yetiştirecek, kendi döneminin dini, ilmi, ve siyasi hayatına damgasını vuracaktır.   Tefsir, hadis ve fıkıh konusunda oldukça başarılı olan Molla Fenari’nin 30 yıl gibi uzun bir sürede tamamladığı bir eseri vardır. Bunun yanında bir gün gibi kısa bir sürede bir eserin şerhini yapması, onun tasavvufi yönden büyük kitlelerce tanınmasına katkı sağlamıştır.    Şiirlerinde kullandığı mahlasıyla tanınmış olan Üftade Hazretleri’nin asıl adı Mehmed’dir. Yunus Emre tarzında sade bir dille eserler yazmıştır. Onun şiirleri Tekke çevrelerinde büyük ilgi görmüş, hatta bazıları ilahi şeklinde bestelenmiştir. Şiirlerini topladığı bir de divanı olan Üftade Hazretleri’nin eserleri birçok dile de çevrilmiştir.   Özetle; tüm bu gönül dostları yaşadıkları döneme ilmi, fikri, siyasi ve edebi yönden damgalarını vurmakla kalmamışlar, yüzyıllarca okunacak eserler kaleme alarak önemli birer şahsiyet olarak kültür tarihimizdeki yerlerini korumuşlardır.   Bağrında alimler, evliyalar ve gönül sultanları yetiştirmiş aziz Bursa’nın değerini bilerek yaşamanız dileğiyle…  
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2021 - Perşembe
Hayriye Şenyüz

Tasavvuf Edebiyatı’nda Bursa’nın Yeri

Evliya Çelebi’nin “Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli bir şehirdir.” diyerek maneviyatını vurguladığı aziz Bursa’mızın bu tasavvufi yönüyle edebiyatımıza da katkıları çom büyüktür.

 

Bursalı alimler, hem tasavvufi eserleriyle hem de içinde bulundukları toplumun ilim ve kültür hayatını yansıtan eserleriyle Bursa kültürünün kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamıştır. Şimdi tasavvufi düşünceleriyle edebiyatımıza büyük katkıları olan bu alimlerden biraz bahsetmek istiyorum.

 

Bursa’da Tasavvuf Edebiyatı denince şüphesiz akla ilk gelen isim İsmail Hakkı’dır. Uzun yıllar Bursa’da yaşadığı ve bu şehrin maneviyatına büyük katkıları olduğu için Bursevi ismini alarak “İsmail Hakkı Bursevi” olarak tanınmıştır. 

 

İsmail Hakkı’nın yüzden fazla eseri vardır. Alimliği ve arifliği yanında şair de olan Bursevi, şiirlerini bir divanda toplamıştır. Onun şiir anlayışı diğer şairlerden biraz farklıdır. Onun için içim şiir, düşünmek ve okuyanların ufkunu açmak için yazılır. Şair, öncelikle Kur’an ve şiir ayrımını vurgulamıştır. Kur’an’ın gerçek; şiirin ise hayal olduğunu ifade eden İsmail Hakkı, bir Müslüman şairin şiiri amaç haline getirmemesi ve konusunun da Allah’ın hikmetlerini içermesi gerektiği düşüncesindedir. Tasavvuf Edebiyatı için önemli bir isim olan İsmail Hakkı Bursevi’nin kabri Bursa Tuzpazarı’ndadır.

 

Doğduğu yer olan Buhara’dan Anadolu’ya göç ederek Bursa’ya yerleşen Emir Sultan, gerek Bursa’da gerekse Anadolu’da büyük bir değere sahiptir. Bursa’ya geldikten kısa bir süre sonra halk ile bütünleşmeyi başarmış, aynı zamanda sarayda Kur’an hocalığı yapmıştır. Tasavvufi ve ahlaki yönden insanları yetiştirmiş, savaş dönemlerinde ise bizzat savaş yerine giderek manevi açıdan askere destek olmuştur.

 

Kendisi daha çok toplumun hocası olması yönüyle tanınmış olsa da şairlik yönü itibariyle de birkaç şiir yazmış ve söylemiştir. Bunlar dışında herhangi bir eseri olmamasına rağmen edebiyatımıza asıl katkısı ölümünden sonra olmuştur. Müritleri tarafından kaleme alınmış olan kendisinin yaşamının ve kerametlerinin anlatıldığı Menakıbname, Tasavvuf Edebiyatı arşivinde yerini almıştır. 

 

Emir Sultan Hazretleri’nin kabri Bursa Yıldırım’dadır.

 

Bursa’da tasavvuf denince akla gelen bir diğer önemli isim olan Somuncu Baba, Osmanlı Devleti’nin manevi anlamda büyümesinde büyük katkısı olmuş bir Allah dostudur. Asıl adı Hamid-i Veli olan Somuncu Baba, Yıldırım Bayezid Han’ın yaptırdığı ilk selatin cami olan Bursa Ulu Cami’nin inşası sırasında işçilere ve halka ekmek dağıttığı için bu adla tanınmıştır. 

 

Rivayete göre, Ulu Cami’nin açılışında padişah ilk hutbeyi okuması için dönemin tasavvuf büyüklerinden Emir Sultan Hazretleri’ni görevlendirmiştir. Aslında Somuncu Baba’nın maneviyatını ve tasavvufi yönünü ilk keşfeden kişi olan Emir Sultan Hazretleri, kendisinden daha alim olduğunu söyleyerek Somuncu Baba’nın okumasını ister. Bu şeklide Bursa’daki manevi büyüklüğü ortaya çıkmıştır.

 

Osmanlı Devleti’nin ilk Şeyhülislam’ı olan Molla Fenari’nin Tasavvuf kültürüne olan yakın ilgisi onun eserlerinde açıkça görülür. Birçok meşhur alimden ders almış ve kendisini geliştirerek bu alimlerin listesine adını yazdırmıştır. Molla Fenari böylece hayatının sonuna kadar önemli şahsiyetler yetiştirecek, kendi döneminin dini, ilmi, ve siyasi hayatına damgasını vuracaktır.

 

Tefsir, hadis ve fıkıh konusunda oldukça başarılı olan Molla Fenari’nin 30 yıl gibi uzun bir sürede tamamladığı bir eseri vardır. Bunun yanında bir gün gibi kısa bir sürede bir eserin şerhini yapması, onun tasavvufi yönden büyük kitlelerce tanınmasına katkı sağlamıştır. 

 

Şiirlerinde kullandığı mahlasıyla tanınmış olan Üftade Hazretleri’nin asıl adı Mehmed’dir. Yunus Emre tarzında sade bir dille eserler yazmıştır. Onun şiirleri Tekke çevrelerinde büyük ilgi görmüş, hatta bazıları ilahi şeklinde bestelenmiştir. Şiirlerini topladığı bir de divanı olan Üftade Hazretleri’nin eserleri birçok dile de çevrilmiştir.

 

Özetle; tüm bu gönül dostları yaşadıkları döneme ilmi, fikri, siyasi ve edebi yönden damgalarını vurmakla kalmamışlar, yüzyıllarca okunacak eserler kaleme alarak önemli birer şahsiyet olarak kültür tarihimizdeki yerlerini korumuşlardır.

 

Bağrında alimler, evliyalar ve gönül sultanları yetiştirmiş aziz Bursa’nın değerini bilerek yaşamanız dileğiyle…

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.