Yıldırım Belediyesi
Mesut Okumuş
Köşe Yazarı
Mesut Okumuş
 

Online eğitimden yüz yüze eğitime dönüş

Bütün Dünyada Covid-19 olarak yaygınlaşan virüs, ülkemizde Mart 2020’de etkisini hissettirmeye başladı. Covid pandemisinin hiç kuşkusuz en çok etkilediği sektör eğitim oldu.     Tüm sınıf düzeylerini olumsuz etkileyen pandemi, özellikle son iki yıldır sınavlara hazırlanan öğrenciler üzerinde adeta balyoz etkisi yaptı. Bu kuşağa en şanssız kuşak desek yeridir. Sürekli kapanan okullar, sokağa çıkma yasakları öğrencide fizyolojik ve psikolojik açıdan birçok travmaya yol açtı. Okula gidemeyen öğrenciler sosyal hayattan uzaklaştı. Evde kalmanın etkisiyle anksiyete denilen kaygı bozuklukları arttı. Günün yarısından fazlasında ekrana bakmak zorunda kalan öğrencilerde göz bozukları arttı. Çocuklar asosyalleşti, öğrenim gördü fakat eğitimden mahrum kaldı. Önlerine konulan online eğitim zaten var olan oyun bağımlılığını daha da artırdı. Evde tamamen kabuğuna çekilen öğrenci, arada alınan iki günlük yüz yüze eğitimlere dahi katılmadı veya katılmak istemedi. Gün boyunca uygulana gelen online dersler kötünün iyisi mantığından öteye gidemedi. Öğrenci derse girmek istemedi, öğretmen öğrenciyi derse sokamadı, Veli memnun olmadı ve devamında yaşanan başarısızlıklar...     Online eğitim mali olarak velilerde kısmi rahatlatma sağlasa da manevi olarak derin boşluklar oluşturdu. Eğitimde tasarrufun israf olduğu gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi. Camdan eğitim, candan eğitimin yerini tutmadı.     Tüm bu olumsuzluklara rağmen süreci iyi yöneten özel okullar meyvesini aldı. Kayıtlarını ikiye katladı. Süreci iyi yönetemeyen okullar ise devre dışı kaldı.     Online eğitimin başından itibaren özel okullar, okul-öğretmen ve velilerin koordineli çalışması ve bir disiplin oluşturması sonucu yüz yüze eğitimi aratmayan başarılar elde etti. Özel okulların sürece çabuk adapte olması, eğitim teknolojilerini aktif bir biçimde kullanması, veliyi sürece dahil etmesi, online söyleşi ve etkinlikler gibi çabalar eğitimi diri tuttu.     Gelelim yüz yüze eğitime.. Yaklaşık iki yılını evde geçiren öğrenciler inanılmaz enerji dolular. Özellikle ara sınıflarda hiper aktiflik ön planda. Deli taylar gibi bir o yana bir bu yana koşturup duruyorlar. Hakkediyorlar da. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle adeta evde kalmanın acısını çıkartıyorlar. Okulu çok özledikleri her hallerinden belli. Kıymetini daha iyi anladılar öğretmenlerin ve okulun. Okul denilen metanın dört duvar ve bir camdan ibaret olmayıp, hayatın kendisi olduğunu anladılar. Arkadaşlığın, dostluğun ve sosyalleşmenin ne kadar mühim olduğunun farkına vardılar. Birlikte yaşam, paylaşma, sorumlululuk alma, sorgulama, dayanışma, değer görme, empati yapma gibi değerlerin ayrımını fark ettiler. Bir daha online eğitime dönmemenin temennisindeler. Eve kapanmak istemiyorlar. Kamerayı aç, linki tıkla, zoom’a gel, Microsoft teams’e bağlan gibi sanal terimleri hazzetmiyorlar.     Ve görünen o ki yüz yüze eğitimden dönüş yok. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarının yüz yüze eğitimle ilgili kararlılıkları, aşıların yaygınlaşması ve aşı yaşının düşürülmesi, okullarda alınan hijyen tedbirleri, seyreltilmiş sınıflar gibi uygulamalar sayesinde covid vakaları minimum düzeye indi.     Bursa özelinde konuşursak, son bir hafta için en çok vaka artışının yaşandığı kent iken, okullarda karantinaya alınan sınıf sayısı oldukça düşük. Bu durum vaka artışlarının okul kaynaklı olmadığının en önemli kanıtı. Bu da eğitim açısından iç açıcı bir durum. Ancak şunu belirtmekte fayda var; pandemi bitse bile online eğitim hayatımızda ki yerini almaya devam edecek. Yani hibrit eğitim, alışkanlıklarımızın arasına girdi ve kalıcı olacağa da benziyor. Umarım bu covid belasından bir an önce kurtulur ve online eğitime bir daha hiç dönmeyiz.  
Ekleme Tarihi: 21 Ekim 2021 - Perşembe
Mesut Okumuş

Online eğitimden yüz yüze eğitime dönüş

Bütün Dünyada Covid-19 olarak yaygınlaşan virüs, ülkemizde Mart 2020’de etkisini hissettirmeye başladı. Covid pandemisinin hiç kuşkusuz en çok etkilediği sektör eğitim oldu.

 

 

Tüm sınıf düzeylerini olumsuz etkileyen pandemi, özellikle son iki yıldır sınavlara hazırlanan öğrenciler üzerinde adeta balyoz etkisi yaptı. Bu kuşağa en şanssız kuşak desek yeridir. Sürekli kapanan okullar, sokağa çıkma yasakları öğrencide fizyolojik ve psikolojik açıdan birçok travmaya yol açtı. Okula gidemeyen öğrenciler sosyal hayattan uzaklaştı. Evde kalmanın etkisiyle anksiyete denilen kaygı bozuklukları arttı. Günün yarısından fazlasında ekrana bakmak zorunda kalan öğrencilerde göz bozukları arttı. Çocuklar asosyalleşti, öğrenim gördü fakat eğitimden mahrum kaldı. Önlerine konulan online eğitim zaten var olan oyun bağımlılığını daha da artırdı. Evde tamamen kabuğuna çekilen öğrenci, arada alınan iki günlük yüz yüze eğitimlere dahi katılmadı veya katılmak istemedi. Gün boyunca uygulana gelen online dersler kötünün iyisi mantığından öteye gidemedi. Öğrenci derse girmek istemedi, öğretmen öğrenciyi derse sokamadı, Veli memnun olmadı ve devamında yaşanan başarısızlıklar...

 

 

Online eğitim mali olarak velilerde kısmi rahatlatma sağlasa da manevi olarak derin boşluklar oluşturdu. Eğitimde tasarrufun israf olduğu gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi. Camdan eğitim, candan eğitimin yerini tutmadı.

 

 

Tüm bu olumsuzluklara rağmen süreci iyi yöneten özel okullar meyvesini aldı. Kayıtlarını ikiye katladı. Süreci iyi yönetemeyen okullar ise devre dışı kaldı.

 

 

Online eğitimin başından itibaren özel okullar, okul-öğretmen ve velilerin koordineli çalışması ve bir disiplin oluşturması sonucu yüz yüze eğitimi aratmayan başarılar elde etti. Özel okulların sürece çabuk adapte olması, eğitim teknolojilerini aktif bir biçimde kullanması, veliyi sürece dahil etmesi, online söyleşi ve etkinlikler gibi çabalar eğitimi diri tuttu.

 

 

Gelelim yüz yüze eğitime.. Yaklaşık iki yılını evde geçiren öğrenciler inanılmaz enerji dolular. Özellikle ara sınıflarda hiper aktiflik ön planda. Deli taylar gibi bir o yana bir bu yana koşturup duruyorlar. Hakkediyorlar da. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle adeta evde kalmanın acısını çıkartıyorlar. Okulu çok özledikleri her hallerinden belli. Kıymetini daha iyi anladılar öğretmenlerin ve okulun. Okul denilen metanın dört duvar ve bir camdan ibaret olmayıp, hayatın kendisi olduğunu anladılar. Arkadaşlığın, dostluğun ve sosyalleşmenin ne kadar mühim olduğunun farkına vardılar. Birlikte yaşam, paylaşma, sorumlululuk alma, sorgulama, dayanışma, değer görme, empati yapma gibi değerlerin ayrımını fark ettiler. Bir daha online eğitime dönmemenin temennisindeler. Eve kapanmak istemiyorlar. Kamerayı aç, linki tıkla, zoom’a gel, Microsoft teams’e bağlan gibi sanal terimleri hazzetmiyorlar.

 

 

Ve görünen o ki yüz yüze eğitimden dönüş yok. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarının yüz yüze eğitimle ilgili kararlılıkları, aşıların yaygınlaşması ve aşı yaşının düşürülmesi, okullarda alınan hijyen tedbirleri, seyreltilmiş sınıflar gibi uygulamalar sayesinde covid vakaları minimum düzeye indi.

 

 

Bursa özelinde konuşursak, son bir hafta için en çok vaka artışının yaşandığı kent iken, okullarda karantinaya alınan sınıf sayısı oldukça düşük. Bu durum vaka artışlarının okul kaynaklı olmadığının en önemli kanıtı. Bu da eğitim açısından iç açıcı bir durum. Ancak şunu belirtmekte fayda var; pandemi bitse bile online eğitim hayatımızda ki yerini almaya devam edecek. Yani hibrit eğitim, alışkanlıklarımızın arasına girdi ve kalıcı olacağa da benziyor. Umarım bu covid belasından bir an önce kurtulur ve online eğitime bir daha hiç dönmeyiz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
halil tekinarslan
(22.10.2021 23:18 - #144)
Bence yüz yüze eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve öğrenciyle irtibatı koparmanın risklerini vurgulayan çok güzel bir makale. Yüreğinize sağlık değerli hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mete KARA
(05.11.2021 09:51 - #147)
Ellerinizi sağlık çok güzel bir yazı olmuş tebrikler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.