AK Parti’nin ülke genelinde yaşadığı Milletvekili Aday Adaylığı başvurularında ki düşüş süreci Bursa’da da yaşanmaya devam ediyor.
Hafta sonu gerçekleşen temayül yoklamalarını yakından takip etme fırsatı yaşayan birisi olarak, üyelerin önemli bir kısmının temayül yoklamalarını önemsiz gördükleri için katılmadıklarını gözlemledim.
AK Parti’nin 21 yıllık iktidarında sürekli gerçekleştirilen ancak sonuçları açıklanmayan temayül yoklamaları teşkilat nezdinde; “temayük” yani “genel merkezin teşkilatın gazını alma operasyonu” olarak yorumlanıyor!
AK Parti’de öne çıkan isimlerin teşkilat üyelerinin yakınlaştığı Milletvekili Aday Adayları ile temasları esnasında net bir şekilde belirginlik gösterdiği temayül yoklamalarında, aslında teşkilat içi bir buluşma ortamı sağlanmış oldu.
Ve yine görmekteyiz ki; Genel Merkez nezdinde değerlendirdiğimizde, AK Parti’nin Bursa’da her geçen gün oy kaybetmesinin ana nedenlerini araştırmak ve çözümlemekten çok uzak tavırlar sergilenmeye devam ediliyor.
Bakanlar Kurulu üyelerine dokunulmazlık zırhı olarak tanımlanan Bakanların Milletvekili Adayı olacakları hususu toplumda AK Parti ve Erdoğan’a karşı büyük bir oy kaybı olarak yankı buluyor!
Toplumun gerçeklerinden uzak bir seçim politikası yürüten AK Parti, 11 şehirde yaşanan büyük deprem nedeniyle seçim bölgelerinden çekilerek deprem bölgesine yoğunlaştı. Bu durum, Bursa başta olmak üzere ülke genelinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğunun tartışılmasına neden oldu.
Bursa dahil Türkiye’nin genelinde bir seçim havası yaşanmazken, hiçbir Milletvekili Aday Adayının proje sunamadığı ve hatta Genel Merkez ile İl Başkanlığı nezdinde olumsuz algılanmaktan çekinerek suskunluğa büründüğü AK Parti kanadına nazaran muhalefet, tüm gücü ile sahada diyebiliriz.
AK Parti’nin Kürt oylarını devşirmek için Bursa’da; Muş başta olmak üzere Ağrı ile Doğu ve Güneydoğu seçmenine yönelik aday arayışı sürerken bugüne kadar hiçbir Milletvekili Aday Adayı televizyonların ve basının karşısına çıkarak; “ben Kürt’üm, Kürt seçmenlerin oyuna talibim, Kürt Milletvekili Adayıyım” demedi!
Bursa’da Milletvekili Aday Adayı olan Doğu ve Güneydoğu kökenli çoğu adayın Arap ve Türk asıllı olduğu bilinirken, HDP’nin Bursa’dan 2 Milletvekili çıkarmasına kesin gözü ile bakılıyor.
Bursa’da hiçbir siyasi partinin meydanları bayraklarla süslemediği gözlemlenirken; Milletvekili Aday Adaylarının hangi parti olursa olsun basından kaçar tavırları, toplum ve medya nezdinde “içi boş Milletvekili Adaycıkları” olarak yorumlanmalarına sebebiyet veriyor.
Çoğu Milletvekili Aday Adayının bir nevi, “ömür boyu gelir kapısı” olarak gördüğü Milletvekilliği hususu görmekteyiz ki; ne iktidar ne de muhalefet İl Yöneticileri ve Genel Merkezleri nezdinde oy toplama dışında bir anlam ifade etmiyor.
Bursa’da Belediye Başkanlarının kendi Milletvekili kontenjanlarından adam çıkarmaya çalıştığını gözlemlediğimiz Milletvekilliği Aday Adaylığı yarışında gözler, Cumhurbaşkanı Adayları olan; Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Sinan Oğan’da diyebiliriz.
AK Parti’nin Bursa’da bir kısım bürokratlar dışında teşkilatlar olarak sahada olmadığını gözemlerken, CHP’li Belediye Başkanlarının da CHP İl Başkanının önünü kesmeye yönelik yürüttüğü saha operasyonlarını gözden kaçırmıyoruz.
Yerel yönetim seçimlerinde CHP Bursa İl Başkanlığı ile CHP’li Bursa belediyeleri arasında yaşanan ön kesmelerin yeniden sahnelendiğini gözlemlediğimiz süreçte, AK Partili İlçe Belediye Başkanları ile Bursa Büyükşehir arasındaki kavganın derinleştiğine şahitlik ediyoruz.
Vatandaşın genelinde HDP ile ittifak halinde olan CHP’ye ve yine HÜDAPAR ile ittifak halinde olan AK Parti’ye yönelik tepkiler çığ gibi büyürken, oyu küçük partiler doğru Milletvekili stratejileri ile oy yükseltme derdinde.
DEVA Partisi başta olmak üzere Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Gelecek Partisi’nin Bursa’da son dakika açıklamaları ile ortak listelelerde sandığa gideceği konuşulurken, bahse konu partilerinde ilk sıralarında Kürt Milletvekili Adayı göstereceklerine yönelik somut bir bilgi yok!
HDP’nin Yeşil Sol Parti olarak gireceği Milletvekili seçimlerinde, Bursa’dan her iki bölgeden en az 1 olmak üzere ikinci seçim bölgesinden 2’nci Milletvekilini zorlamasına kesin gözü ile bakılıyor. Yine dağ yöresi seçmenin hızla İYİ Parti’ye kaydığını gözlemlediğimiz süreçte, Karadeniz seçmenininde benzer bir eğilim içerisinde olduğunu ifade edebiliriz.
AK Parti’nin muhafazakar seçmene ve iş dünyasına yönelik yürüttüğü oy kazanma atakları etki sağlamazken, CHP’ye sağ seçmenden ciddi bir eğilim olduğunu ifade edebiliriz.
Anne ve Babası AK Parti’li veya Milli Görüşçü olan ailelerde ilk oyunu kullanacak gençlerin çoğunun CHP’yi tercih ettiğini sokaktan ve sosyal medyadan okumak mümkün. Yani genç muhafazakar seçmenin rotası, ebeveynlerinin karşı kutbu diyebiliriz.
AK Parti’de Milletvekili Aday Adayı olacağını ifade eden herkesin bir diğer Milletvekili Aday Adayının açığını açık yüreklilikle ifade ettiği süreçte; Genel Merkezin aksine Bursa’da hem Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hem de AK Parti’nin oy oranlarında yüzde 50 oranında bir düşüş yaşandığını ifade edebilirim. Ve yine son emekli maaşları ile başlayan eşitlik tartışması da AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a kaybettirmeye devam ediyor.