Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Karanlığın ışığında…

Yerel seçimlerin bitmesi ile birlikte yüzümüzü Ankara’ya ve doğal olarak ulusal yazılar ile dolu uluslararası yöne ve ekonomiye çevirmemizin vakti geldi. Osmanlı’nın Payitaht’ı Bursa’da, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere birçok belediyeyi alması ile birlikte “Türkiye’nin yeni iktidarı CHP mi oluyor” sorusu halk arasında konuşulmaya başlandı.   Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in küresel vizyonunu doğru okuduğumuzda; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile yürüttükleri stratejinin derinliğini daha rahat okuyabiliyoruz. Cumhur İttifakı’nın kalesi olan Bursa’da; 31 Mart 2024 yerel seçimleri ile birlikte Milliyetçi Hareket Partisi’nin hiçbir belediyesi kalmazken, “Genel Başkanı kim olacak” sorusu havada olan İYİ Parti, Karacabey ve Yenişehir Belediyelerini kazandı.   Demografik gerçeklikleri sosyoekonomik dinamikler ile birlikte harmanlamamız gerektiğini uzun zamandır ifade ettiğim yazılarımın en somut sonucunu, AK Parti’nin elindeki Osmangazi Belediyesi’nin dağ yöresi Milletvekili Erkan Aydın tarafından Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandırılmasından okuyabilirsiniz.   Etnik köken olarak demokrat ve sağ görüşlü olan Erkan Aydın; hem eczacılık mesleğinde hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki siyaset süreci ile Milletvekili olduğu dönemlerde insan odaklı tavır ve davranışlar dışına çıkmayarak kentin gelecek vaat eden isimlerinden oldu. Osmangazi Belediye Başkanlığı’nı 3 dönem yapan Mustafa Dündar’ın da tebrik ettiği Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Bursa ve Ankara siyasetinin sürpriz kazananı ve Milletin iktidara karşı net takdiri oldu diyebiliriz.   ***   Türkiye’nin dört bir yanının kuşatıldığını ve küresel bir savaş sürecine her açıdan itildiğimizi onlarca defa yazmama rağmen, çoğu zaman haklı çıkmadan dikkate alınmadığımın farkındayım. Maalesef kimilerinin “yerel bir gazeteci” diyerek küçümsediği, sağ sendikaların “o kuru sıkı yazar” diye hiçe saydığı, Ankara’nın derinliklerinde yazdıklarımızın mutlaka çıktığına şahit olanların ise Bursa’daki çok iyi bilenler gibi “görmezden geldiği” biz; Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bursa’da elde ettiği zafer sonucunda dünden bugüne tüm yazılarımız ve doğru tespitlerimiz ile yine gündemdeyiz.   Elbette doğru tespitler için epey bir zaman harcadığımız şu ömrümüzden elde ettiğimiz tecrübeleri görmeyenlerin, biz; birçok konuyu daha köşe yazarı olmadan kamu görevinde bile ifade ederken bizi yine görmezden geldiklerine şahidiz! Elhamdülillah onlarca defa tıpkı Bursa’nın duayenlerinden Faruk Çelik gibi Anadolu’nun en ücra köşelerine sürülmeye çalışılsak bile anamızın babamızın hayır duaları ile birçok makamları ve imkanları kaybederek bile olsa Evliyalar, Seyitler ve Şehitler diyarı Bursa’ya büyük hasretlikler çekmedik!   Cümle içeriğinde adı geçtiği üzere Refah Partisi’nden daha doğrusu Milli Görüş’ten bugüne merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile başlayan yolculuğunu, ömrü daim Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile devam ettiren Faruk Çelik büyüğümüzün çektiklerine de her insan gibi bizlerde şahidiz ve razı değiliz!   Yine birilerinin dikkate almadığı, yine kendilerinin ifade ettiği gerçekler ile dünden bugüne geleceğe dair olmakta olanları söyleyen yiğit duruşunu değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; Faruk Çelik hem Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hem de devletin tüm dinamiklerine, karanlığın ışığı olmakta ısrarcı tutum ve davranışlar sergilemeye devam ediyor.   Milletvekilliğinin öncesindeki siyasi tecrübelerinin çok ötesinde üstlendiği Bakanlık görevleri ile de Türkiye’ye değer katan Faruk Çelik; son dönemde yaptığı sosyal medya paylaşımları ile gündemi belirleyen isimlerden biri olmayı başardı. Türkiye’nin “Failed State” yani “Çökmüş Devlet” sınıfındaki devletler ile çevrildiğini net bir dille ifade eden Sayın Faruk Çelik; “Devletlerin adı var ama kendileri yok. Libya, Lübnan, Suriye, Irak, Afganistan, Filistin… Yıllarca arzı mevut pek çokları için komplo teorisiydi ama artık neredeyse İsrail komşumuz oldu. Ukrayna, AB ve ABD olmasa daha ne kadar nefes alabilir? Balkanlar derseniz; Bosna, Kosova-Sırbistan gerilimi, yılda 2 seçim yapılan Bulgaristan. Adeta bir cephaneliğe, askeri malzeme deposuna dönen Yunanistan. Bu bayram gününde tüm kesimlere ( iktidar – muhalefet ) hatırlatmakta yarar var. Böyle bir iklimde Türkiye’nin ne siyaseti zafiyete, ne de ekonomik türbülansa tahammülü yok” diyerek kimsenin söylemeye cesaret edemediklerini ardın sıra bir çırpıda Türkiye’nin ve Türkiye’yi yöneten tüm dinamiklerin yüzüne vurdu.   Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde son 10 yıl içerisinde sürekli ötelendiği halde her türlü baskı ve ayrımcılığa rağmen susan Faruk Çelik’in bu çıkışını nefsi değil, Milli bir çıkış olarak değerlendirmek zorundayız! Güvenini halk nezdinde kaybetmiş TÜİK gibi kamu kuruluşlarımız ile Türkiye’yi daha nereye kadar ayakta tutabiliriz? İçişleri Bakanlığı’na ve Göç İdaresi’ne sormak lazım acaba bu ülkelerden kaç insan Türkiye’de ama mülteci ama sığınmacı ama vatandaş olarak yaşıyor? Ve bu insanların geçimleri nasıl sağlanıyor? Sosyolojik, ekonomik ve etnik pozisyonları hususunda elde mevcut veriler bize neler anlatıyor? Ki, daha önce Suriye ve Lübnan bağlantılı bir İş Adamı Bursa’da AK Parti’den Milletvekili adayı olmamış mıydı?   Şimdi Bursa Milletvekillerine sesleniyorum! Türkiye’nin öteki ucundan, Artvin’den gelen bu çıkış; ama iktidar ama muhalefet Milletvekillerine önümüzdeki hafta Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde nasıl bir ulusa sesleniş olarak yansıyacak. Susacak mısınız? Yoksa sizlerde gerçekleri artık daha net ve yüksek sözler ile halkla paylaşacak mısınız?
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2024 - Cuma
Ömer Küçükkaya

Karanlığın ışığında…

Yerel seçimlerin bitmesi ile birlikte yüzümüzü Ankara’ya ve doğal olarak ulusal yazılar ile dolu uluslararası yöne ve ekonomiye çevirmemizin vakti geldi. Osmanlı’nın Payitaht’ı Bursa’da, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere birçok belediyeyi alması ile birlikte “Türkiye’nin yeni iktidarı CHP mi oluyor” sorusu halk arasında konuşulmaya başlandı.

 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in küresel vizyonunu doğru okuduğumuzda; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile yürüttükleri stratejinin derinliğini daha rahat okuyabiliyoruz. Cumhur İttifakı’nın kalesi olan Bursa’da; 31 Mart 2024 yerel seçimleri ile birlikte Milliyetçi Hareket Partisi’nin hiçbir belediyesi kalmazken, “Genel Başkanı kim olacak” sorusu havada olan İYİ Parti, Karacabey ve Yenişehir Belediyelerini kazandı.

 

Demografik gerçeklikleri sosyoekonomik dinamikler ile birlikte harmanlamamız gerektiğini uzun zamandır ifade ettiğim yazılarımın en somut sonucunu, AK Parti’nin elindeki Osmangazi Belediyesi’nin dağ yöresi Milletvekili Erkan Aydın tarafından Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandırılmasından okuyabilirsiniz.

 

Etnik köken olarak demokrat ve sağ görüşlü olan Erkan Aydın; hem eczacılık mesleğinde hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki siyaset süreci ile Milletvekili olduğu dönemlerde insan odaklı tavır ve davranışlar dışına çıkmayarak kentin gelecek vaat eden isimlerinden oldu. Osmangazi Belediye Başkanlığı’nı 3 dönem yapan Mustafa Dündar’ın da tebrik ettiği Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Bursa ve Ankara siyasetinin sürpriz kazananı ve Milletin iktidara karşı net takdiri oldu diyebiliriz.

 

***

 

Türkiye’nin dört bir yanının kuşatıldığını ve küresel bir savaş sürecine her açıdan itildiğimizi onlarca defa yazmama rağmen, çoğu zaman haklı çıkmadan dikkate alınmadığımın farkındayım. Maalesef kimilerinin “yerel bir gazeteci” diyerek küçümsediği, sağ sendikaların “o kuru sıkı yazar” diye hiçe saydığı, Ankara’nın derinliklerinde yazdıklarımızın mutlaka çıktığına şahit olanların ise Bursa’daki çok iyi bilenler gibi “görmezden geldiği” biz; Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bursa’da elde ettiği zafer sonucunda dünden bugüne tüm yazılarımız ve doğru tespitlerimiz ile yine gündemdeyiz.

 

Elbette doğru tespitler için epey bir zaman harcadığımız şu ömrümüzden elde ettiğimiz tecrübeleri görmeyenlerin, biz; birçok konuyu daha köşe yazarı olmadan kamu görevinde bile ifade ederken bizi yine görmezden geldiklerine şahidiz! Elhamdülillah onlarca defa tıpkı Bursa’nın duayenlerinden Faruk Çelik gibi Anadolu’nun en ücra köşelerine sürülmeye çalışılsak bile anamızın babamızın hayır duaları ile birçok makamları ve imkanları kaybederek bile olsa Evliyalar, Seyitler ve Şehitler diyarı Bursa’ya büyük hasretlikler çekmedik!

 

Cümle içeriğinde adı geçtiği üzere Refah Partisi’nden daha doğrusu Milli Görüş’ten bugüne merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile başlayan yolculuğunu, ömrü daim Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile devam ettiren Faruk Çelik büyüğümüzün çektiklerine de her insan gibi bizlerde şahidiz ve razı değiliz!

 

Yine birilerinin dikkate almadığı, yine kendilerinin ifade ettiği gerçekler ile dünden bugüne geleceğe dair olmakta olanları söyleyen yiğit duruşunu değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; Faruk Çelik hem Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hem de devletin tüm dinamiklerine, karanlığın ışığı olmakta ısrarcı tutum ve davranışlar sergilemeye devam ediyor.

 

Milletvekilliğinin öncesindeki siyasi tecrübelerinin çok ötesinde üstlendiği Bakanlık görevleri ile de Türkiye’ye değer katan Faruk Çelik; son dönemde yaptığı sosyal medya paylaşımları ile gündemi belirleyen isimlerden biri olmayı başardı. Türkiye’nin “Failed State” yani “Çökmüş Devlet” sınıfındaki devletler ile çevrildiğini net bir dille ifade eden Sayın Faruk Çelik; “Devletlerin adı var ama kendileri yok. Libya, Lübnan, Suriye, Irak, Afganistan, Filistin… Yıllarca arzı mevut pek çokları için komplo teorisiydi ama artık neredeyse İsrail komşumuz oldu. Ukrayna, AB ve ABD olmasa daha ne kadar nefes alabilir? Balkanlar derseniz; Bosna, Kosova-Sırbistan gerilimi, yılda 2 seçim yapılan Bulgaristan. Adeta bir cephaneliğe, askeri malzeme deposuna dönen Yunanistan. Bu bayram gününde tüm kesimlere ( iktidar – muhalefet ) hatırlatmakta yarar var. Böyle bir iklimde Türkiye’nin ne siyaseti zafiyete, ne de ekonomik türbülansa tahammülü yok” diyerek kimsenin söylemeye cesaret edemediklerini ardın sıra bir çırpıda Türkiye’nin ve Türkiye’yi yöneten tüm dinamiklerin yüzüne vurdu.

 

Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde son 10 yıl içerisinde sürekli ötelendiği halde her türlü baskı ve ayrımcılığa rağmen susan Faruk Çelik’in bu çıkışını nefsi değil, Milli bir çıkış olarak değerlendirmek zorundayız! Güvenini halk nezdinde kaybetmiş TÜİK gibi kamu kuruluşlarımız ile Türkiye’yi daha nereye kadar ayakta tutabiliriz? İçişleri Bakanlığı’na ve Göç İdaresi’ne sormak lazım acaba bu ülkelerden kaç insan Türkiye’de ama mülteci ama sığınmacı ama vatandaş olarak yaşıyor? Ve bu insanların geçimleri nasıl sağlanıyor? Sosyolojik, ekonomik ve etnik pozisyonları hususunda elde mevcut veriler bize neler anlatıyor? Ki, daha önce Suriye ve Lübnan bağlantılı bir İş Adamı Bursa’da AK Parti’den Milletvekili adayı olmamış mıydı?

 

Şimdi Bursa Milletvekillerine sesleniyorum!

Türkiye’nin öteki ucundan, Artvin’den gelen bu çıkış; ama iktidar ama muhalefet Milletvekillerine önümüzdeki hafta Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde nasıl bir ulusa sesleniş olarak yansıyacak. Susacak mısınız? Yoksa sizlerde gerçekleri artık daha net ve yüksek sözler ile halkla paylaşacak mısınız?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.