Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti’nin toprakları kademeli olarak İtilaf Devletleri’nin kontrolüne geçmiş ve Anadolu’nun dört bir yanında işgaller başlamıştır.
İtilaf devletleri Bursa ve çevresi de işgal edilen bölgeler arasındadır. İtilaf Devletlerinin desteği ile hareket eden Yunan Ordusu’nun İzmir’den başlattığı işgal harekâtı kapsamında, 2 Temmuz 1920’de Mustafakemalpaşa ve Karacabey, 6 Temmuz’da Gemlik, 8 Temmuz 1920’de ise Bursa, İngilizlerin denetimi altında, Yunan askerleri tarafından işgal edilmiştir. 2 sene süresince 11 Temmuz 1922’ye kadar işgal altında kalan Bursa, bu süreçte özellikle Yunan ve Ermeni mezalimi nedeniyle oldukça sıkıntılı günler geçirmiştir. Bursa’nın işgali Ankara’da büyük bir yankı uyandırmış ve TBMM kürsüsüne bu kara günü temsilen, bir Puşide-i Siyah (siyah örtü) örtülmüştür. Bu örtü, kurtuluş ümidini yaşatan, Türk milletinin azmini ve iradesini diri tutan önemli bir sembol haline gelmiştir. Türk Ordusu, başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Büyük Taarruz harekâtı ile işgalden ‘2 yıl, 2 ay, 2 gün’ sonra 11 Eylül 1922’de Yunan askerini Bursa’dan çıkarmış ve böylelikle, Bursa’nın işgali ile Meclis kürsüsü üzerine konulan siyah örtü de kaldırılmıştır.
Biz Bursalılar için Eylül ayı Milli ve manevi değerlerimiz için önemli bir aydır. Eğer bizler bizi var eden değerlerimizi unutursak başımıza neler geleceği; bize en yakın tarihte Bosna ‘da yapılan katliamlar gibi önümüzde durmaktadır.
Bursa’mız Milli ve Manevi değerlerimiz, tarihimiz, ekonomimiz ve bizi bir arada tutan Bursaspor’umuz ile var olmaya çalışmalıyız.
Ekonomik olarak Bursa ihracatta üçüncü sırada iken son dönemlerde dördüncülüğe geriledi. Böyle giderse ilerleyen dönemlerde daha da gerileyebilir. O zaman oturup ne yapacağımızı düşünmektense bugün Ekonominin bileşenleri ve siyasi erkler şimdiden önlem almalıdır. Mekânsal planlamalar yapılmalı, şehrin anayasası yapılmalı, 1/100.000 ölçek yapılmalı. Hikâyeye dönen hızlı tren bir an önce bitirilmeli, Yenişehir hava limanı hem kargo hem yolcu taşımasında kapasite arttırılmalıdır.
Bunun yanında şehrin Marka değerini yükseltmek için Bursaspor’un üst liglere çıkması için şehir kenetlenmelidir.
Görünen o ki şehirde Bursaspor için sinerji oluşmuş durumda. Bu hava ile birlikte Bursaspor’un önündeki en büyük atılım Bursaspor’un Şirketleşmesi olacaktır. Böylelikle her zaman denetlenebilir ve şeffaf bir yönetim oluşacaktır.
İlerleyen dönemde Halka arz ile birlikte hisse satışları olursa Kulübün borçları ödemesi ve feraha çıkması için tek çaredir.
Sözün özü Eylül ayı Bursa’mızın Kurtuluş ayıdır.
Allaha emanet olun.
Kalın sağlıcakla…