Uzun soluklu pandemi yasakları yeniden mi başlıyor? Vatandaşların pek gündeminde olmasa bile, esnaf ve iş dünyası 15 Aralık'ta işyerlerini büyük bir kapanma vuracağı kulisleri ile tedirgin. Bedeli her anlamda ağır kapanma sürecinde hizmet sektörü başta olmak üzere birçok sektör ağır kayıplar verdi. Uluslararası ulaşımın ve ticaretin hali hazırda zor şartlarda yürütüldüğü günümüzde Türkiye, yeni bir kapanmayı hızla sonuçlanacak ulusal boyutta iflaslar ile kapatma tehlikesiyle karşı karşıya. Dünya'yı etkileyen çip krizi ve akabinde devam eden TOGG sürecini değerlendirdiğimizde, otomotiv sektörü yüksek döviz kuru ve düşük faiz arasında zor bir süreç yaşıyor. Akaryakıt fiyatlarının hızla artması ve ikinci el araç piyasasında fiyatların makro değerlere ulaşmasına karşın vatandaşın araç talebi çok yüksek. Sıfır otombil üreticileri aylar sonrasına sipariş randevuları alırken, inşaat sektörü en az 3 yıl ayağa kalkamayacak gibi duruyor. İnşaat malzemelerinin yüksek oranda kat be kat artması, çevre ve şehircilik ile iklim yasasının güncellenememesi, büyükşehirlerde artan ulaşım ve enerji maliyetleri, Türkiye'nin yeni bir şehirleşme ve şehircilik ekonomisini acilen gündemine alması gerekliliğini ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz günlerde piyasalara ve hükümete net bir dille cesur olun çağrısı yapan Türkiye Odalar ve Borsalaar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun asgari ücret çıkışı işçi kesiminde memnuniyet yaratırken, işverenden de pozitif karşılık buldu. Hatırlayacağımız üzere TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği açıklamada; asgari ücretten verginin kaldırılmasını, gelir vergisi dilimlerinin yükseltilmesini ve asgari ücret desteklerinin devam ettirilmesi gerekliliğini vurgulamıştı. Ve yine beraberinde işletmelerin sürdürülebilirliğininde zarar görmemesi için maliyetlerin düşürülmesi gerekliliğine vurgu yapmıştı. Ancak bugüne kadar ilgili bakanlıklar ile hükümet kanadından süreçlere dair net ve somut açıklamalar gelmemesi, piyasalarda ciddi bir tedirginlik oluşturmuş durumda.
Ve piyasaları tedirgin eden yeni kavram Omicron. Covid-19'dan 2022 yılı başı ile birlikte kurtulma hayalleri kuran Dünya, şimdide yeni varyant Omicron paniği yaşıyor. Çoğu ülkede hızla varlık gösteren Omicron'un piyasaları nasıl etkileyeceği merak konusu olurken, Türkiye'nin biyolojik saldırılara karşı kapanma tercihini artık rafa kaldırması mecburi diyebiliriz. Dünya'nın genelinde yaşanan tedarik sorunu ve beraberinde gelişen enerji krizi, Türkiye'nin üretim gücünü olumsuz etkiliyor. Piyasaların genelinde yaşanan belirsizlik elbette global düzeyde mevcut bir motivasyon eksikliği yaratıyor. Esnafın hükümete bozuk ekonomi nedeniyle yüklendiği bir dönemde, maalesef hükümet üyelerinin ve siyasi kanatlarının sürecin global boyutlarını topluma ve kobilere net bir dille anlatamadığını görüyoruz. Güvensizlik ortamı ile birlikte gelişen "yarın ne olacak" sorusu esnaf ve iş dünyası ile birlikte vatandaşların paniklemesine neden oluyor. Ve ortaya çıkan panik havası, hem mal temiminini hemde satışını olumsuz yönde etkiliyor. Öyle ki, herkes ekmek fiyatlarının artmasından şikayet ederken fırıncı esnafı genel itibariyle artan maliyetlerin görmezden gelinmesinden şikayetçi!
Türkiye'nin tüm bu gerçekleri ışığında yeni haftayı ve beraberinde gelecek Aralık ayını bekleyen önemli gelişmelerede değinerek yazımı tamamlamak istiyorum. Bu hafta TÜİK tarafından yılın üçüncü çeyreğine dair büyüme rakamları ve yine beraberinde temmuz ve eylül aylarına ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla duyurulacak. Yine haftasonuna doğru Ticaret Bakanlığı, ihracat ve enflasyon rakamlarını açıklayacak. Elbette açıklanan rakamlar ile birlikte Aralık ayında piyasalara ilişkin önemli veriler halka duyurulacak. İşsizlik oranları ve üretim endeksinin açıklanması, para politikaları kurul toplantısı ve son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, Genel Kuruldaki görüşmelerin ardından da yasalaşacak olması Aralık ayının önemli ekonomik gelişmeleri arasında yer alıyor. Önümüzdeki bir ay boyunca gerçekleşecek bu mali süreçler ve ortaya çıkacak sonuçlar, Türkiye'nin 2022 yılında neler ile karşı karşıya kalabileceği hususunda daha net verileri bizlere sunacak.
Türkiye'nin üzerinde bulunduğu ekosistemin küresel bir ekosistem olduğunu kabul etmeliyiz. Dünya üzerinde onlarca ülkeye ihracat yapan ve yine onlarca ülkeden ihracat yapan Türkiye'nin iç piyasalarının küresel olumsuzluklardan etkilendiğini kabul etmeli ve buna uygun piyasa refleksleri vermemiz gerektiğini kabullenmeliyiz. Kısacası; ani hareketlerden ve kararlardan hızla kaçınarak, panik alım ve satımlardan uzak durmanızı tavsiye ediyorum. Hepimize bereketli ve hayırlı bir hafta diliyorum.