Türkiye, iddialı bir ülke. Jeostratejik önemi kadar, yer altı ve üstü kaynakları ile insan gücü açısından da önemli bir güç. Dünya'nın sayılı askeri güçlerinden biri olan Türkiye, son 5 yıldır üst üste yaşanan ulusal ve küresel krizleri toplumsal sağ duyusu nedeniyle başarı ile atlattı. Rusya'nın Ukrayna karşısında askeri ve ekonomik açıdan verdiği kayıpları ve Avrupa ile Amerika'nın Rusya'ya bakış açısını değerlendirdiğimizde, yeni krizlerin ve fırsatların kapıda olduğunu ifade etmek gerekiyor.
Yerel'den öte daha çok ulusal ve global yazılar yazdığımdan şikayetçi olan değerli dostlarım ile işin uzmanlarına da bu yazı ile bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum. Her ne kadar son dönemde ne iktidar ne muhalefet İl Başkanlarının ağzından, Bursa'nın ekonomik ve siyasi gücünün ulusal ve küresel varlığına dair açıklamalar duyamıyor olsak bile, Bursa; Avrupa kenti olduğu kadar Dünya kentidir. Bursa'nın varlığı bile Dünya dengeleri açısından çok önemlidir. Bursa'nın gücünü ve küresel önemini anlamak için; Gökdere Bulvarı'ndaki Bosna Hersek Fahri Konsolosluğuna, Bursa'da ki bazı caddelerin isimlerine, Bursa'nın tarihi köklerine inerek çarşılarına, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere Bursa Valiliği verilerine, Bursa Ticaret Borsası başta olmak üzere Bakanlıkların Bursa'ya yapılan yatırımlara ilişkin verilerine, Bursa'daki yabancı uyruklu beyaz yaka sayısına ve Bursa'yı kimlerin hangi sıklıkla ziyaret ettiğine bakmanız yeterli olacaktır. Kısacası; Türkiye'de ve Dünya'da dengelere dair hasssasiyetleri Bursa yazmayacak da kim yazacak? Bursa'dan birileri Türkiye'ye ve Dünya'ya dair analizler yapmayacak da kim yapacak?
***
Osmanlı İmparatorluğu'nun payitah kenti olan Bursa, Cumhuriyet dönemininde önemli kentlerinden biri olmayı başarmıştır. Selçuklu İmparatorluğu'ndan bugüne izlediğimiz Türk İslam tarihi ve öncesine dair Bursa verileri de bize, kentin gücünü ve kentten kıtalara yayılan gücü anlatmaya yetmektedir. Bursa, bir güç ve göç şehridir. Bursa'nın tarihi, ekonomik ve sosyal ilişkileri gibi kenti yönetenlerin kimlikleri de önemlidir. Bursa, başına buyruk yönetilebilecek bir kent olmadığı gibi kendi dengelerini kendi sosyoekonomik altyapısı ile birkaç yıl içerisinde mutlaka sil baştan yapılandırır. Bursa'nın gücünü anlamak için, bu kentte doğmak, doymak ve yaşamak yetmez. Bursa'yı yaşamak gerekir! Bursa sizi kabul ettiyse, bilinki siz artık bir Dünya insanısınız. İşte tam da buradan yazıya dönecek olursak eğer, Rusya'nın Ukrayna'dan başlattığı Avrupa harekatı başarılı bir şekilde yürüyor. Avrupa'da son 2 yıl içerisinde işlenen suikastleri veyahut ölümlü kazaları incelediniz mi? Peki, son 1 yıl içerisinde Amerika başta olmak üzere Çin, İngiltere, İrlanda, Rusya, Türkiye ve Arjantin'de ki benzer durumları irdelediniz mi? Koronavirüs'ten Dünya genelinde ölenleri incelerken; ölen siyasetçi, sporcu, bürokrat ve iş insanı ile bilim insanı gibi kriterlere bakmak aklınıza geldi mi?
Geçtiğimiz günlerde İletişim Fakültesi mezunu değerli bir meslektaşım, "sen dokümantasyon mezunu bir adamsın. Hemde Tıbbi Dokümantasyon. Gazetecilikten daha değerli bir mesleğin var. Çünkü verileri her anlamda analiz etmeyi biliyor ve bu işi iyi yapıyorsun. Neden gazetecilikte kendini harcıyorsun. Gidip işini daha profesyonel olarak yapmıyorsun ki?" diye hayıflandı. Sizler gibi bende kaderimi yaşıyorum. Ve bizler gibi Sayın Erdoğan'da, Putin'de, Biden'da kaderini yaşıyor. Elbette bu üç lider gibi Amerika'da, Rusya'da, Türkiye'de kaderini yaşıyor. Ve Avrupa'da yaşayacak. Uzun yıllardır tecrübeli öğretmenlerden aldığımız eğitimler ve yaşamın her alanda bize kazandırdıkları, tüm denklemleri incelemeyi ve en zor anlarda bile en iyisi olmayı öğretti. Ve görüyoruz ki, Türkiye'de iktidar değişimi çok uzak değil. Yine beraberinde, uzun yıllar sürecek Avrupa savaşı kapıda...
Verileri analiz edip, kayıt ederek işlemek elbette önemli. Lakin daha önemli olan, kayıt altına alınıp işlenen verileri analiz ederek doğru tespitler yapmak ve bu tespitler ile yönetenleri yönlendirmek daha doğrusu yönetmektir. Her insan hayatı boyunca yönetir ve yönetilir. Bizi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetirken; birilerini başka devletlerin veya kendine mahsus kimlikler ile kişilerin yönetmesi normaldir. İşte tam da burada Rusya ile Ukrayna savaşına değindiğimizde görüyoruz ki; Avrupa yönetilemiyor! Vatikan'ın etkinliğini hızla yitirdiği Avrupa'da, Ortadoğu ve Asya'dan gelen yığın göçler özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin Avrupa kıtasındaki hakimiyetini artırdı. Bugün Rusya'nın Ukrayna'ya çökme nedeni aslında olası Avrupa Savaşı'nı kendi topraklarına taşımadan bitirme telaşından öte birşey değildir.
***
Dünya, Avrupa savaşına her açıdan hazırlanıyor. Yine bugün Amerika'dan gelen değerli bir tıp profesörü dostum ile oradan Türkiye'ye bakışı değerlendirdik. Bugün Türkiye'ye Amerika'nın, Putin'e baktığı gibi baktığını öğrenmek bizi şaşırtmadı. En son 17 ay önce bir kahve sohbetinde ağırladığımız dostum ile yeni başlayacak salgınları ve Amerika'da ki Türkler ile Amerika'yı yönetenlerin Türkiye'ye bakışını değerlendirmek anlamlı oldu. Bu kısa sohbetin kritik verilerini sizlere ilerleyen dönemde ki yazılarım da aktaracağım. Lakin buradan Sayın Devlet Bahçeli'nin son MHP Grup toplantısı çıkışına değinmek istiyorum. Hem Amerika'dan gelen bilgiler ve takiplerim sonucu elde ettiğim analizler, hem Avrupa ile Rusya içerisinden elde ettiğimiz istihbari veriler hemde Türkiye'nin sosyoekonomik gerçekleri bize gösteriyor ki; Sayın Devlet Bahçeli büyük bir kriz öncesi hem kamıu dinamiklerini, hem toplumun sosyal dinamiklerini, hemde iktidar ile muhalefeti son defa net bir biçimde uyardı.
Anlayacağınız; Avrupa savaşı kapıda! Ve bu süreç en geç 1 sene içerisinde Türkiye'de olağanüstü durumlar yaşanmasına neden olacak. Ve yine en az 3 yıl en fazla 20 boyunca Türkiye'yi artı veya eksi olarak çok ciddi anlamda etkileyecek. İşte tam da böyle bir süreçte Türkiye'nin komşu ülkeler mi yoksa uzak kıtalar mı diye bir tercih yapması gerekiyor. Öyle ki; son dönemde gündeme gelen Amerika'nın biyolojik araştırma laboratuvarları hususunda Türkiye'nin tertemiz olduğunu düşünenler; ya cidden konudan habersizler ya da ahmaklar...