Milli ekonomi modeli temelde ülkelerin gerektiğinde iç ve dış harcamalarını borçlanmadan kendi kendine yetebilecek şekilde karşılayabilmesidir. Bu bağlamda vatandaşlarının ihtiyaçlarını üretim yoluyla sağlayarak herhangi bir zümrenin hakimiyeti altına girmeyerek ekonomik bağımsızlığını sağlar, ülkelerin kalkınmasının ekonomik bağımsızlığını ilan etmesinin yegane temeli budur. Bu model ekonomin bir meselesiyle uğraşarak zaman kaybetmek yerine, ekonominin bütünlüğüne odaklanarak gerekli verimi sağlar, tam anlamı ile hedefleri dayanakları ve mekanizmasıyla eksiksiz sistem olan Milli Ekonomi Modeli, hayallerden değil, var olan gerçeklerden yola çıkarak, bunlara uygun bir modeli hayata geçirmeyi amaçlamıştır. Bu modelin en önemli gayelerini belirtecek olursak;
1) Sürekli büyümenin yakalanması,
2) Gelir dağılımında denge,
3) Tam istihdamın sürekli sağlanması.
Üç hedefte her ekonomi politikası için olmazsa olmaz hedeflerdir, ancak görülen o ki bu üç hedefi de başarı ile gerçekleştiren bir ekonomi modeli bulunmadığı gibi hedeflerin başarısız olması durumunda sistemlerinde bir yeniliğine gitmeyerek bu başarısızlığı doğal karşılamaktadırlar. Diğer ekonomi modelleri elde edilen mal ve hizmetlerin toplumun her kesimine adil bir vaziyetle dağıtılması yerine sadece belirli bir zümreye paylaştırılarak belirli bir zümreye hizmet eden modellerin ne kadar adaletsiz bireyi önemsemeyen modelleri olduğunu gözler önüne sermektedir, Oysa ki milli ekonomi modelinde toplumun her kesimi belirli bir refah seviyesine çıkartılarak en azından toplumdaki hiç bir birey kimseye muhtaç olmadan bağımsız bir şeklide asgari olarak yaşamını sürdürecektir.
Türkiye cumhuriyeti tarihinde bakıldığında milli ekonomi modelini ilk destekleyen ve bu modelin en doğru biçimde uygulanmasını sağlayan Milliyetçi Hareket Partisidir. 9 Haziran 1999 tarihinde kurulan MHP, DSP ve ANAP koalisyonunda MHP Genel Başkanı Dr. Devlet BAHÇELİ bu sistemi destekleyip uygulanmasını sağlamıştır, Türkiye Cumhuriyeti döneminde ekonomik bağımlılığımızın en aza indirgendiği dönemin yegane nedeni bu modelin başarılı bir şekilde uygulanmasından kaynaklandığı aşikardır.
3 Kasım 2002 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara gelmesiyle Milliyetçi Hareket Partisinden benimseyerek bu modeli kullanmıştır. Başarılı bir vaziyetle süren bu model 15 Temmuz 2015 hain darbe girişimine kadar dönemsel olarak tam anlamıyla uygulanmamış ve ekonomi tüm yönleriyle etkilemiştir. Milli Ekonomi modelinin tam manasıyla uygulanmamasından mütevellit toplumda gelir eşitliği sağlanamamış ve belli bir zümreye hizmet edilerek fırsatçılar kendini göstermişlerdir. Ülkemizin bekası için en doğru olan sistemin tam manasıyla uygulanamaması ülkemizin tam anlamıyla ekonomik bağımsızlığını etkileyerek fırsatçıların ekmeğine yağ sürmektedir. Lakin, 15 Temmuz sonraki iktidarın bir çok bağlamda 1999 yılı Genel Başkan Dr. Devlet BAHÇELİ'nin vizyon ve öngörüleri doğrultusunda hazırlanan yeni ekonomik kalkınmalar ve projelendirmeler ülkenin siyasal düzenin, askeri alanına, iç güvenliğinden Uluslararası iş birliklerine kadar bir çok bağlamda kalkınma ve büyük vizyon değişimine sürüklemiş, Dünyanın bir çok süper güçlerinin (Avrupa Birliği bir çok devlet) ekonomik ve siyasal yıkımlar yaşar iken, Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi ağır bir bunalımı Devlet akli ile ivedi çözümler üretmiş, terör (Uluslararası destekli olmasına rağmen) sorununu, ekonomik ambargolar, borsa manipülasyonları, sermayenin kasıtlı ülkeden çekilmesi, büyük şirketlerin devlete baş kaldırı şeklindeki lokavtları sair birçok iç ve dış siyaseti doğrudan etkileyen hususlar Milli Ekonomi modellerinin uygulanması ve katkıları ile çözümlenmiştir.
Devletin son beş yıllık Millileşme şekli Anadolu, Asya ve Orta Doğu coğrafyasında emel ve planları olan devletlerin planlamalarını bozmuş Türkiye'yi hedef haline getirmiştir. Ancak, bir çok alanda güçlenen Türkiye Cumhuriyet Devletinin artık güdümlü siyasi oyunları ile dizginleyemeyeceğini anlayan ülkelerin mutabakat kurmaktan başka çare bırakmaya bir nevi bileğini büken Türkiye gelişme aşamasında olan devletler içinde rol model olmuştur. Cumhuriyet ilk dönemlerinin de uygulamalarından olan MİLLİLEŞME Ekonomisi kararlı biçimde uygulanmaya devam ettiğinde Ulu Önderin ve Başbuğun öngördüğü muasır medeniyetler seviyesi ve Kızıl Elma hedeflerine ulaşılacaktır.