Türkiye'nin yatırım, sanayi, ticaret, tarım, turizm ve teknoloji kentlerinden olan büyük şehir Bursa, gözünü Ankara'ya çevirmiş durumda. Piyasaların tahsilat ve nakit krizi yaşamaya başladığı bir dönemde Vergi ve SGK alacaklarının tahsilatını gerçekleştirmeye çalışan hükümet, esnafı ve iş dünyasını kepenk kapatmaya itiyor.
Asgari ücretin Aralık ayı sonu itibariyle daha fazla yükselececeğini ve beraberinde SGK prim ücretlerininde artacağını ifade eden esnaf ile iş dünyası temsilcileri, ulusal bir yapılandırma ve af ile ilgili hükümetin vakit kaybetmeden çözüm üretmesini bekliyor.
Ankara'nın ardın sıra açıkladığı birçok ekonomik proje ülkeye değer katacak nitelikte olsa bile, tahsilat alımını zorlaştıran ve beraberinde ticareti durdurma noktasına gelen ağır vergi ile sgk borçları nedeniyle çok sayıda esnaf ve iş insanı mağdur. Pandemi sonrası yaşanan küresel krizin vurduğu piyasalarda artan işçi maliyetleri ile beraber yükselen üretim maliyetleri, Ocak ayı öncesi piyalarda endişe yaratmaya devam ediyor.
Hükümetin mali borçları yapılandırma taktiği ile uzun yıllardır ötelediği ve faizle ödetmeye çalıştığı borçlar ödenemez durumda!
Bir yanda borç ödeyen öte tarafta gerçekleştirdiği ticaret nedeniyle yeniden vergi ve sgk borcu üstlenen iş dünyası, tek çıkış olarak AF hususunu gündeme taşıyor. Nüfusu her geçen gün artan ve göç ülkesi olmaktan öte mülteci ülkesi olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye, bilindiği üzere Yunanistan ile sıcak temas yakalamak üzere. Piyasaları etkileyen onlarca olumsuzluk içerisinde elbette hükümet olabildiğince fedakar davranıyor olsa bile, maalesef çıkartılan yasalar ile beklenen yasaların öncelikleri arasında yaşanan sorun; esnafı ve iş dünyasını kışın adeta donduracak nitelikte...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu kış Türkiye için sıcak geçecek açıklamalarına rağmen, esnaf ve iş dünyası ödenemeyen vergi ile sgk borçları nedeniyle adeta donuyor!
Enerji krizinin teknik olarak aşıldığı Türkiye'de, maalesef nakit sorunu gündemden düşmüyor. İnşaat sektörünün beklenen üretim ve pazarlama hızına ulaşamamış olması, otomobil dahil birçok üründe artan maliyetler, akaryakıt zamları ile birlikte çığ gibi büyüdü. Ticaretin devamı, üretimin sürdürülebilir olması ve istihdam büyüme oranlarının zarar görmemesi için piyasa beklentilerinin acilen giderilmesi şart.
Bilindiği üzere Türkiye'de çok uzun yıllardır süre gelen dolaylı vergi, ÖTV ve gelir vergisi konularında ciddi mağduriyetler yaşanıyor.
Gelir vergisinin yüksekliği ve vergi diliminin düşüklüğü nedeniyle kamu ve özek sektör çalışanları ciddi bir mağduriyet içerisinde. Son zamlar ile birlikte birkaç maaşı birden vergi dilimine takılan vatandaşın tepkisini sokaktan okumak mümkün.
Üretim ihtiyacının gelişen Türkiye koşullarında yarattığı zaruriyet ve beraberinde gözler önünde duran riskleri değerlendirdiğimizde; önümüzdeki yılların daha ferah geçmesi için hükümetin acil bir AF ile birlikte ekonominin anayasasını yeniden yazma gerekliliği ortaya çıkıyor.