Hayatı bir ömür olarak nitelendiren bizler, maalesef yaşamın bize sunduğu fırsatları da kaçırıyoruz. Hepimiz görüyor ve biliyoruz ki, belli bir dönemden sonra birşeyler mutlaka değişmek zorunda.
Ticari yaşamın başarılı firmalarını ve ekonomisi güçlü ülkeleri değerlendirdiğimizde; her zaman yaşadıkları bazı zorlukların onlar için yeni bir dönüm noktası olduğunu görmekteyiz. Yüzlerce yıldır ayakta kalan Hanedanlar ve yönettikleri şirketlerde benzer süreçleri yaşamışlardır.
Yeni dünya ekonomi modeli; yapay zeka tabanlı ve ileri teknoloji merkezli neredeyse insansız bir yaşam formunu insanlığa dayatıyor. Öyle bir noktaya hızla koşuyoruz ki, belkide 50 yıl sonra insan olmaksızın var olan bir robotik dünya ile karşı karşıya kalacağız.
Tarım faktörününün değerini maalesef yaşadığımız uzun pandemi sürecinde bile anlayamadık! Hınca hınç doldurduğumuz şehirleri hızla büyük şehirler olarak çarpık bir şekilde yapılandırırken,
6 Şubat depremlerinin acı gerçekleri bile bizleri uyandıramadı…
Toplumsal bir değişim refleksi vermeye mecbur olduğumuz bir dönemde Türkiye’nin tüm fırsatlarını değerlendirmeyi bilmek zorundayız. Yüzyıllık bir var oluş sürecinde Türkiye, Avrupa’ya yüzünü ve özüne sırtını dönen bir ülke olarak sürekli var olma mücadelesi verdi.
Günümüz koşullarında Türkiye, Afrika’dan Amerika’ya, Asya’dan Avrupa’ya dev bir ülke…
Dünya’nın e-ticaret üzerinden yürüttüğü güçlü ekonomi değişimlerini görmek zorundayız. Amerika Birleşik Devletleri’nin çok uluslu ticaret şirketleri ve dev markaları uzun yıllardır Türkiye’yi yeni tüketim ve ticaret üsleri olarak belirliyor.
Bizlerin yarattığı boşlukta Amerika başta olmak üzere çok uluslu şirketler adeta bizleri sömürüyorlar.
Ulaşım hızının ve kalitesinin artığı Türkiye’de; iletişim, enerji ve teknolojide bambaşka bir boyuta ulaşmış durumda. Türk Lirası üzerinden gerçekleştirilen pozitif hamlelerin orta vadede Türkiye’ye önemli kazanımlar kazandıracağı aşikar. Türkiye, artan genç nüfusu ötesinde mülteci ve göçmen nüfusunu da sorunlu olsa bile pozitif değerlendirmeyi başarmış bir ülke. Yerli yazılım teknolojileri, uzay stratejeleri, yeni şehircilik hedefleri ile Türkiye, yarınların en büyük kazanımlarını gerçekleştirebileceğiniz en doğal ekonomi platformu.
Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarından aldığı tarihi kültürü daha öncesine inerek ve daha ileriye taşıyacak hamlelerle güçlendiren Türkiye’nin hedefi, 2071…
Ticaret ve tarım Türkler için olmazsa olmaz kavramlar. Türkiye’nin jeostratejik değeri aynı zamanda fırsatları diyebiliriz. Turizm alanında son 10 yılda elde ettiğimiz üstün başarılar sayesinde bugün Türkiye, Dünya’nın çekim merkezi konumuna geldi. Çarpık yapılaşma ve şehirleşme ile ilgili tüm sorunları, akıllı şehircilik ve inovasyon modelleri ile çözmeye çalışan Türkiye; önümüzdeki 50 yılın en hızlı çıkış yapacak favori ülkesi diyebiliriz.
İşte bu sebeple artık hem bireyler hemde kurumlar olarak bakış açılarımızı değiştirmek zorundayız. Tüketen değil, aksine üreten bir toplum olmalı ve asgari ücretle çalışanlar olmak yerine KOBİ firmalar ve ilerisinde güçlü şirketlerin sahibi olmalıyız. Sanayi hamlelerinin hız kazandığı Türkiye; deniz ticareti ve fırsatlarınıda öteleyemeyiz.
Türkiye’nin dağlarından ovalarına, denizlerinden göllerine güçlü fırsatlar barındıran yüzlerce yıllık medeniyet deneyimlerini ekonomimize dahil etmek zorundayız.
Yeni dünya düzenin en belirleyici faktörü ekonomi. Dünya siyasetini, ülkelerin yönetim şekillerini, bireyleri ve toplumları etki altına alan en büyük gerçeklik olan ekonomi, tüm sektörlerin var oluş nedeni diyebiliriz. Bu sebeple; ekonomimizi güçlendirmeliyiz.
Şimdi arkanıza yaslanıp bir kahve için. Kahvenizi yudumlarken her zaman baktığınız yöne değil, arkanıza bakın. Sırtınızın üzerindeki ağrıları, omuzunuzdaki ağır yükü düşünerek son bir defa arkanıza bakın. Hatırlayın, hep birlikte çok zor ve büyük işler başardık.