Türkiye’nin gerçeklerini en iyi yorumlayabileceğiniz şehirlerin başında Bursa gelir. Bursa, sadece büyük bir şehir değildir! Aynı zamanda Avrupa ve Dünya kentidir. Tarihi mirasları, kültürel izleri, ekonomik gücü, üretim ve istihdam kapasitesi ötesinde ihracat büyüklüğü ile Türkiye’nin ikinci şehri olan Bursa’yı Ankara adeta unuttu! AK Parti’nin bir dönem kalesi olan son yerel seçimler ile Cumhuriyet Halk Partisi Adayı Mustafa Bozbey’in CHP’nin kalesi konumuna taşıdığı Bursa, hem iktidarın hem muhalefetin kalbi konumunda. AK Parti’yi iktidara taşıyarak 20 yıl o koltukta tutan Bursa, son yerel seçimler ile AK Parti’yi iktidardan indirerek CHP’yi iktidara taşıyacağını en net dille sandıkta ifade etti…
Kabul etmeliyiz ki; Bursa dışında alınan hiçbir Büyükşehir Belediyesi AK Parti başta olmak üzere Cumhur İttifakı’nı bu denli zora koşmamıştı. AK Parti Genel Başkanı Efkan Ala’nın Milletvekili olduğu Bursa’da, önceki dönem Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ta ikinci bölge birinci sıra Milletvekili olarak sahaya inmelerine rağmen AK Parti genel seçimlerde 1 Milletvekili kaybetti. Son yerel seçimlerde Efkan Ala ve Mustafa Varank’ın koordinasyonu ele alamaması sonucu Alinur Aktaş’ın ekibi ile birlikte yanlı ve yanlış yönetimi sayesinde AK Parti; hem Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni hem de birçok İlçe Belediyesini kaybederken, bugün toplumda “güvenoyu” anlamına gelen “erken seçim” söylemleri ile karşı karşıya kaldı.
Yerel seçim sonuçlarının açıklanmasının üzerinden haftalar geçmesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in Mustafa Bozbey hazımsızlığı geçmemiş olacak ki, halen daha CHP’nin yeni kalesi Bursa’ya gelmedi!
Seçim sürecinde de Bursa’ya gelmeyerek Bursa’da, CHP’nin arkaya itilmesine neden olan ve zaferi Mustafa Bozbey’e bırakan Özgür Özel’in bu kafa yapısı ile “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı” olabileceğine inanmak adeta ütopya olacaktır kanaatindeyim! Daha zafer kazandığı Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret edemeyen bir Genel Başkan, nasıl olurda Türkiye’yi yöneteceklerini iddia edebilir? Ve yine halk kendisine iktidar olma yolunu açmışken, sözüm ona uyum, uzlaşı veyahut yumuşama adı altında nasıl AK Parti Genel Başkanı ile temas kurarak Türkiye’yi kuran partiyi arkaya atar? Evet, hep birlikte yaşayarak görmekteyiz ki; CHP, Özgür Özel ile ancak ve ancak önceki dönem Genel Başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun onlarca yıllık emeği üzerinden Mustafa Bozbey, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi markaların kendi kitle güçleri ile zafer kazanan ve son defa zafer kazanan bir parti olarak süreci tamamlayacaktır!
Elbette muhalefetin iktidar olmak adına pek bir şey yapamadığı Bursa’da, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın da koltuğu tehlike de diyebiliriz. Bursa’da zafer kazanan Mustafa Bozbey’in Büyükşehir Belediyesi’nde yürüttüğü başarılı kadro çalışması kendisine yakın tüm belediyelerde hızla sürüyor. Bursaspor’u doğru bir isim olan Enes Çelik ile gençlerin yeniden sevdalısı yapan Mustafa Bozbey, örgüt içerisinde Ekim ayı itibariyle ipleri tamamen ele alacağa benziyor. Ve bu da demek oluyor ki; Bozbey, örgüt içerisinde de daha güçlü olacağı bir yapıyı çok uzak olmayan bir tarihte göreve getirecek!
CHP’nin Mustafa Bozbey ile zafer kazandığı Bursa’ya bir türlü gelmeyen Özgür Özel’in sonbaharda gerçekleşecek tüzük kongresini Başkanlık seçimine dönüştürmesini engelleyecek güçte olduğunu düşünmüyorum! Bu şekli ile görmekteyiz ki; Kemal Kılıçdaroğlu, bir yanında Ekrem İmamoğlu diğer yanında Mansur Yavaş ile iktidara yürümek için çoktan sahaya indi…
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kalesi Bursa’da seçimden sonra Bakan düzeyinde ziyaretler durmuşken, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şehre gelmemesi parti içerisinde ciddi çalkantılara yol açıyor! İl Başkanları ile teşkilatların Genel Merkez dâhil ülke genelinde tartışmalı olduğu bir dönemde AK Parti’nin kalesi Bursa’dan elini ayağını çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sonbaharda olması beklenen kongrede AK Parti’nin başından ayrılması belki de en doğru seçenek olacaktır diyebiliriz.
Türkiye’nin kamusal alan başta olmak üzere her alanda hızla siyasalaştığı ve yerel yönetimlerin Bursa başta olmak üzere yolsuzluk iddiaları ile çalkalandığı bir dönemde, ekonomi can çekişirken vatandaşın ana beklentisi; “yeni lider, yeni parti, yeni parlamento” diyebiliriz. Bursa gibi güçlü bir Büyükşehir’i adeta unutan Recep Tayyip Erdoğan ile Özgür Özel’in siyasi süreçleri tamamlandı diyebiliriz! Hâsılı hepimiz bilmekteyiz ki; Bursa, unutulabilecek veya unutulması mümkün bir şehir değildir. Hiçbir zamanda unutulmamıştır. Ve yine görmekteyiz ki; Bursa’yı unutanları Bursa, her daim siyaset tarihinin derin arşivlerine gömmüştür…
Bursa merkezli iktidar olabilme şansına yakın olan iki siyasi parti daha var. Bunlardan birisi Milliyetçi Hareket Partisi diğeri ise; Yeniden Refah Partisi diyebiliriz. Her iki siyasi partinin de Bursa’da etkin olmadığı veya olamadığı bir dönem yaşamaktayız. Kestel Belediyesi’ni kıl payı kaçıran Yeniden Refah Partisi sahayı adeta terk etti. Bursa’da AK Parti ile kurduğu Cumhur İttifakı nedeniyle elindeki bütün belediyeleri kaybeden Milliyetçi Hareket Partisi ise artan oy oranına rağmen halen daha güçlü bir Keles Kocayayla Mitingine yıllardır imza atamıyor!
Bursa başta olmak üzere Türkiye’de meydanlar boş, meydanlar sahipsiz! Türkiye’yi yöneten veyahut yönetmeye talip olan liderler ile siyasi kadroları sanki hep beraber toplanıp tatile gitti!
Türkiye’nin var olma gerçekliği olan vatandaşlar ise çoktan “yeni bir lider, yeni bir parti ve yeni bir parlamento” ihtiyacını konuşmaya başladılar. AK Parti’nin 10 Milletvekili saha da görülmezken, Bursa’nın diğer partilerden seçilen 10 Milletvekili de sahalarda yok! Hem AK Parti hem de CHP’nin İl ve İlçe Başkanları ile Meclis Üyeleri adeta kayıp! Bursa’nın Belediye Başkanları ise, hep birlikte batık belediyeleri toparlama peşinde batmayanlar ise, ailecek tatilde!