Osmangazi Belediyesi
Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Ankara’da tansiyon yüksek!

Bakanların istifa ettiği ve Kaymakamların atandığı harareti yüksek bir Resmi Gazete sonrasında AK Parti’yi ve Türkiye’yi alternatifsiz ayakta tutan tek adamın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu artık kabul etmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. AK Parti Bursa Milletvekilleri başta olmak üzere yangın bölgeleri incelemelerimizde gördük ki, sahada ne AK Parti Milletvekilleri ne de Bakanları var! Ve vatandaşın gözünde varsa yoksa Recep Tayyip Erdoğan… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan kararnamede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevine yeniden Murat Kurum getirilirken, Sağlık Bakanı olarak İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu atandı. Elbette Resmi Gazete de bizleri ilgilendiren bir diğer atama kararnamesi ise Kaymakamlar ve Vali Yardımcıları ile ilgili olandı diyebiliriz. Bursa’nın birçok ilçesindeki Kaymakamlar ve Vali Yardımcıları değişirken, Valiler Kararnamesinin de pek uzak olmadığını söyleyebiliriz. Bursa’ya atanan ve Bursa’dan atanan Kaymakamlar ile Vali Yardımcılarını sıralayacak olursak eğer; İstanbul Başakşehir Kaymakamı Uğur Turan Bursa Gemlik Kaymakamlığı’na, Kocaeli Karamürsel Kaymakamı Osman Aslan Canbaba Bursa Yenişehir Kaymakamlığı’na, Bursa Mustafakemalpaşa Kaymakamı Ahmet Altıntaş Balıkesir Gönen Kaymakamlığı’na, Bursa Yenişehir Kaymakamı Mustafa Güney Bursa Vali Yardımcılığı’na, Bursa Gemlik Kaymakamı Hasan Göç Muğla Vali Yardımcılığı’na, Diyarbakır Karapınar Kaymakamı Arif Karaman Bursa Vali Yardımcılığı’na, Bursa Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu Zonguldak Vali Yardımcılığı’na, Bursa Vali Yardımcısı Yusuf Gökhan Yolcu Kayseri Vali Yardımcılığı’na, Denizli Vali Yardımcısı Mehmet Okur Bursa Mustafakemalpaşa Kaymakamlığı’na, Bursa Vali Yardımcısı Şeref Aydın Samsun Canik Kaymakamlığı’na atandı. Bursa’ya atanan ve Bursa’dan atanan tüm kadrolara yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Fyodor Dostoyevski tarafından yazılan “Suç ve Ceza” isimli roman aslında günümüzün birçok sorusuna da cevap niteliğinde diyebiliriz. Yoksul insanların ne kadar nitelikli olurlarsa olsun hayatın zorlu basamaklarından hızla düşüp kayabilme gerçekliğini ortaya koyan Suç ve Ceza, para ile yaşam arasındaki gerçekliği tüm acımasızlığı ve çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Bugün Ankara’da yaşanan yüksek tansiyonun sebebi de aslında bu değil midir? Nitelikli ve yetkin olan kişiler bir şekilde yoksul kaldıkları için kaybetmeye her daim mahkûmdurlar! Bu yoksulluk sadece maddi yoksulluk olarak tanımlanamaz! Bu yoksulluğu; çevre, güç, ekonomi, yeterlilik, fırsat eşitliği, ekip gibi daha birçok detay ile tanımlamak mümkün. Bugün Bursa’nın yaşadığı tüm olumsuz süreçleri de bu bağlamda değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; Bursa, tüm ekonomik gücüne ve nitelikli Ankara bürokratlarına rağmen Ankara lobisi konusunda çok yoksul bir Büyükşehir! Öyle ki; Bursa Büyükşehir’de AK iktidarını deviren ve yerel yönetimlerde yaklaşık 50 yıl sonra seçim kazanan CHP’li Mustafa Bozbey’i ve diğer kazanan CHP Belediye Başkanlarını ziyaret etmeye halen daha CHP Genel Başkanı Özgür Özel gelmedi! Ve tablo böyle olduğuna göre bizde; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ceketini giyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti ile gizli ve güçlü bir koalisyon için son durakta mı diye sorabilir miyiz? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı olması veyahut parti kurması halinde olası ilk seçimlerde sandıktan yüzde 40 üzeri oy ile çıkacağını iddia eden vatandaşların söylemlerini doğrular nitelikte Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimini kaybeden Murat Kurum’u yeniden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak atadı! Ve yine İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu Sağlık Bakanı olarak atandı. Bu kadar İstanbul vurgulu atama gerçekten sadece bir tesadüf mü? Bursa özelinde değerlendirdiğimizde, ülke genelinde yaşanan süreçleri göz önüne alarak şehrin genelinde alınan güvenlik önlemlerini çok değerli bulduğumu belirtmek isterim. Her ne kadar Üniversite yangınında Bursa Valisi Mahmut Demirtaş’ın harita üzerine adeta diz çökmüş fotoğrafı gazetelerin birinci sayfalarını süslemiş olsa bile aslında İçişleri Bakanlığı’nda dengelerin tam oturmadığı gerçekliğini de gözlemlemiş olduk! Bu durumda bize Ankara’daki yüksek tansiyonun ötesinde 3 Temmuz’da açıklanması beklenen emekli ve memur zamları ile akabinde sınırlarımızda gelişecek olayların yorgunluğunun ve yoğunluğunun Bursa’da çok fazla hissedildiğini gösteriyor! Önceki günkü yazımda ifade ettiğim şekli ile belirtmek isterim ki; Ankara’nın gündeminde hali hazırda “Olağanüstü Hal Önlemleri” başta olmak üzere “Sınır Ötesi Operasyon” süreçlerinin olduğunu kabul etmeliyiz. Kayseri ve Suriye sınır ötesinde yaşananlar ile Türkiye’de hali hazırda birçok şehirde ortaya çıkan olumsuz durumları aslında yerel sokak çatışmaları veyahut sivil kalkışmalar olarak yorumlayabiliriz. Aslında bu çatışmaların tetikleyicisi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ile kurmaya çalıştığı ve ilerleme kaydettiği başarılı barış diplomasisi hareketliliği olarak değerlendirebiliriz! Kürsel güçler olası bir Türkiye-Suriye barışını veyahut birlikteliğini kendileri için tehdit olarak değerlendiriyorlar… Yaşanan tüm süreçler ve gelinen durum hepimize; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetlerini hem sınır içinde hem de sınır ötesinde tam yetki ile sahaya sürme gerçekliğini kabul ettirir! Peki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaşanan olağanüstü süreçler ile ilgili olarak Olağanüstü Tedbirleri devreye alacak mı?
Ekleme Tarihi: 02 Temmuz 2024 - Salı

Ankara’da tansiyon yüksek!

Bakanların istifa ettiği ve Kaymakamların atandığı harareti yüksek bir Resmi Gazete sonrasında AK Parti’yi ve Türkiye’yi alternatifsiz ayakta tutan tek adamın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu artık kabul etmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. AK Parti Bursa Milletvekilleri başta olmak üzere yangın bölgeleri incelemelerimizde gördük ki, sahada ne AK Parti Milletvekilleri ne de Bakanları var! Ve vatandaşın gözünde varsa yoksa Recep Tayyip Erdoğan…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan kararnamede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevine yeniden Murat Kurum getirilirken, Sağlık Bakanı olarak İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu atandı. Elbette Resmi Gazete de bizleri ilgilendiren bir diğer atama kararnamesi ise Kaymakamlar ve Vali Yardımcıları ile ilgili olandı diyebiliriz. Bursa’nın birçok ilçesindeki Kaymakamlar ve Vali Yardımcıları değişirken, Valiler Kararnamesinin de pek uzak olmadığını söyleyebiliriz.

Bursa’ya atanan ve Bursa’dan atanan Kaymakamlar ile Vali Yardımcılarını sıralayacak olursak eğer; İstanbul Başakşehir Kaymakamı Uğur Turan Bursa Gemlik Kaymakamlığı’na, Kocaeli Karamürsel Kaymakamı Osman Aslan Canbaba Bursa Yenişehir Kaymakamlığı’na, Bursa Mustafakemalpaşa Kaymakamı Ahmet Altıntaş Balıkesir Gönen Kaymakamlığı’na, Bursa Yenişehir Kaymakamı Mustafa Güney Bursa Vali Yardımcılığı’na, Bursa Gemlik Kaymakamı Hasan Göç Muğla Vali Yardımcılığı’na, Diyarbakır Karapınar Kaymakamı Arif Karaman Bursa Vali Yardımcılığı’na, Bursa Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu Zonguldak Vali Yardımcılığı’na, Bursa Vali Yardımcısı Yusuf Gökhan Yolcu Kayseri Vali Yardımcılığı’na, Denizli Vali Yardımcısı Mehmet Okur Bursa Mustafakemalpaşa Kaymakamlığı’na, Bursa Vali Yardımcısı Şeref Aydın Samsun Canik Kaymakamlığı’na atandı. Bursa’ya atanan ve Bursa’dan atanan tüm kadrolara yeni görevlerinde başarılar diliyorum.

Fyodor Dostoyevski tarafından yazılan “Suç ve Ceza” isimli roman aslında günümüzün birçok sorusuna da cevap niteliğinde diyebiliriz. Yoksul insanların ne kadar nitelikli olurlarsa olsun hayatın zorlu basamaklarından hızla düşüp kayabilme gerçekliğini ortaya koyan Suç ve Ceza, para ile yaşam arasındaki gerçekliği tüm acımasızlığı ve çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Bugün Ankara’da yaşanan yüksek tansiyonun sebebi de aslında bu değil midir? Nitelikli ve yetkin olan kişiler bir şekilde yoksul kaldıkları için kaybetmeye her daim mahkûmdurlar! Bu yoksulluk sadece maddi yoksulluk olarak tanımlanamaz! Bu yoksulluğu; çevre, güç, ekonomi, yeterlilik, fırsat eşitliği, ekip gibi daha birçok detay ile tanımlamak mümkün.

Bugün Bursa’nın yaşadığı tüm olumsuz süreçleri de bu bağlamda değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; Bursa, tüm ekonomik gücüne ve nitelikli Ankara bürokratlarına rağmen Ankara lobisi konusunda çok yoksul bir Büyükşehir! Öyle ki; Bursa Büyükşehir’de AK iktidarını deviren ve yerel yönetimlerde yaklaşık 50 yıl sonra seçim kazanan CHP’li Mustafa Bozbey’i ve diğer kazanan CHP Belediye Başkanlarını ziyaret etmeye halen daha CHP Genel Başkanı Özgür Özel gelmedi! Ve tablo böyle olduğuna göre bizde; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ceketini giyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti ile gizli ve güçlü bir koalisyon için son durakta mı diye sorabilir miyiz?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanı olması veyahut parti kurması halinde olası ilk seçimlerde sandıktan yüzde 40 üzeri oy ile çıkacağını iddia eden vatandaşların söylemlerini doğrular nitelikte Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimini kaybeden Murat Kurum’u yeniden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak atadı! Ve yine İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu Sağlık Bakanı olarak atandı. Bu kadar İstanbul vurgulu atama gerçekten sadece bir tesadüf mü?

Bursa özelinde değerlendirdiğimizde, ülke genelinde yaşanan süreçleri göz önüne alarak şehrin genelinde alınan güvenlik önlemlerini çok değerli bulduğumu belirtmek isterim. Her ne kadar Üniversite yangınında Bursa Valisi Mahmut Demirtaş’ın harita üzerine adeta diz çökmüş fotoğrafı gazetelerin birinci sayfalarını süslemiş olsa bile aslında İçişleri Bakanlığı’nda dengelerin tam oturmadığı gerçekliğini de gözlemlemiş olduk! Bu durumda bize Ankara’daki yüksek tansiyonun ötesinde 3 Temmuz’da açıklanması beklenen emekli ve memur zamları ile akabinde sınırlarımızda gelişecek olayların yorgunluğunun ve yoğunluğunun Bursa’da çok fazla hissedildiğini gösteriyor!

Önceki günkü yazımda ifade ettiğim şekli ile belirtmek isterim ki; Ankara’nın gündeminde hali hazırda “Olağanüstü Hal Önlemleri” başta olmak üzere “Sınır Ötesi Operasyon” süreçlerinin olduğunu kabul etmeliyiz. Kayseri ve Suriye sınır ötesinde yaşananlar ile Türkiye’de hali hazırda birçok şehirde ortaya çıkan olumsuz durumları aslında yerel sokak çatışmaları veyahut sivil kalkışmalar olarak yorumlayabiliriz. Aslında bu çatışmaların tetikleyicisi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ile kurmaya çalıştığı ve ilerleme kaydettiği başarılı barış diplomasisi hareketliliği olarak değerlendirebiliriz! Kürsel güçler olası bir Türkiye-Suriye barışını veyahut birlikteliğini kendileri için tehdit olarak değerlendiriyorlar…

Yaşanan tüm süreçler ve gelinen durum hepimize; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetlerini hem sınır içinde hem de sınır ötesinde tam yetki ile sahaya sürme gerçekliğini kabul ettirir! Peki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaşanan olağanüstü süreçler ile ilgili olarak Olağanüstü Tedbirleri devreye alacak mı?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.