Bursa’yı en son ne zaman gezdiniz? En son ne zaman kendi aracınız ile değil de toplu taşıma araçlarını kullanarak şehri bir uçtan diğer uca dolaştınız? Cumalıkızık’a, Tirilye’ye, İznik’e, Karacabey’e Keles’e, Harmancık’a en son ne zaman gittiniz? Yeryüzünün cenneti Türkiye’nin en kıymetli şehirlerinden büyük şehir Bursa’yı en son ne zaman doyasıya ve yaşayarak dolaştınız? Bir şehri var eden değerler sadece tabiat güzellikleri ve tarihi değerleri değildir! Bir şehir; ona yaşam veren, onun yaşadığını şehrin tamamı ve ülkenin hatta dünyanın tüm dinamikleri ile buluşturanlar ile varlık kazanır. Peki, Bursa bu konuda ne durumda? Kabul etmeliyiz ki; yerel seçimler sonrasında Bursa’yı incelediğimizde, çöken belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarını gözlemliyoruz. Şöyle ki, yüz bin üzerinde üyesi ve yüz kadar oda başkanlığı bulunan Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği bile Büyükşehir Belediyesi destekleri olmadan hiçbir adım atamıyor! Bursa’da BESOB bile yerel yönetim destekleri olmadan adım atamıyorsa, sivil toplum kuruluşlarının şehre kendi öz değerleri ile katma değer kattığını nasıl ifade edebiliriz? Hatta daha ötesinde Bursa’da aktif kaç sivil toplum kuruluşu var ve şehir adına, ülke adına en son ne zaman bir etkinlik gerçekleştirdiler? Bursa’nın sanayici ve iş adamları derneklerinin son 5 yıldır şehre kazandırdığı kaç proje var? Veyahut son 20 yılda sanayici ve iş adamları dernekleri, Bursa için hangi projeleri hayata geçirdi? Ankara’da sözüm ona Bursa’nın hakları ile ilgilenen Milletvekillerini parti ayrımı yapmaksızın değerlendirdiğimizde, şehre dair ne yaptılar? 20 yılda ortalama 100 Milletvekili ve onca Bakan, Bursa için ne yaptı? Bir şeyler yapılıyor da biz, halk olarak mı görmüyoruz? İktidarın tüm imkânları elinde olduğu halde muhalefete batık bırakılan Bursa Büyükşehir Belediyesi ötesinde iktidarın elinde olan diğer batık belediyeleri ne yapacağız? Kestel Belediye Başkanı, halkın deyimi ile “Fero Başkan” kaç aydır ne yapıyor? Peki, İnegöl! Farkında mısınız? İnegöl hızla Bursa’dan kopmaya, uzaklaşmaya devam ediyor… Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Amerika’da çok güzel cümleler ifade ediyor. Allah razı olsun. Peki, kimsenin özellikle en başta Ankara’nın takmadığı Kamu Tasarruf Tedbirleri ile neden ülkenin ilerlemesi durduruluyor? Neden, ülke 22 yıldır aynı lider ve parti tarafından yönetildiği halde bu kadar zor bir ekonomik buhrana sürüklendi! Ve neden sokaktaki kimsenin Türkiye’ye güveni yok! Neden gençler, Bursa gibi cennet bir memleketi bırakıp başka ülkelere gitme telaşında. Neden, neden, neden… Şehrin görünmeyenlerini konuşmalıyız. Ölüm tehditleri aldığı her sokakta konuşulan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in mücadelesini, nüfusu iyiden iyiye azalan Büyükorhan, Orhaneli, Harmancık ve Keles’i konuşmalıyız. Gözümüzün önünde deprem ile yıkılacağı aşikâr Gemlik, Orhangazi, İznik için bir şeyler yapmalıyız. Bursa’nın göbeğinde bir türlü açılamayan yeni devlet hastanesini ve depreme dayanıksız diye yıkılıp yerine yenisi yapılmayan okulları konuşmalıyız. Bursa için bir şeyler yapmalıyız! Bursa için Türkiye için icraat gerçekleştirmeliyiz. Toplumun kötüden daha kötüye giderek çöktüğü bir dönemde Filistin, Libya, Suriye diye Türkiye’ye koşar adım gelen İsrail ve diğer düşman tehditlerine karşı güçlü tedbirler almalıyız. Artık fotoğraf veren Genel Müdür, Daire Başkanı, Belediye Başkanı, Milletvekili pozlarından çıkıp toplum ile kucaklaşmalıyız. Günahı ile sevabı ile herkesi affederek, herkese yeni bir şans vererek, yeniden bir olmalı, diri olmalı, iri olmalıyız… Bursa gibi büyük bir şehrin görünmeyenlerini görüp çözüm üretemezsek, Türkiye’yi kendi ellerimiz ile birilerine teslim ederiz! Gazze’de olduğu gibi ölürüz ama kimse duymaz sesimizi… Çünkü Filistin’in bir Türkiye’si var ama Türkiye’nin kendinden başka bir kurtarıcı devleti yok! Ya birlikte görecek, duyacak ve sorunları çözeceğiz ya da yine hep birlikte pisipisine yok olup gideceğiz. Takdir yüce milletimizindir…