Yıldırım Belediyesi
Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Bursa’nın umudu Doğu bölgesi…

Bugün Bursa’da, şehre değer katacak keyifli bir futbol maçı izleyeceğiz. Bursaspor ve Muşspor arasında oynanacak maçta, futboldan önce dostluk ve kentlilik bilinci kazanacak. Her daim birbirleri ile kenetlenmiş Bursalı ve Muşlu vatandaşlar, bugün oynanacak maçı “dostluk ve birliktelik buluşması” olarak değerlendiriyor. Her iki takımın taraftar gruplarının sosyal medya açıklamaları ve kent dinamiklerinin bütünleştirici söylemleri ile keyifli bir futbolun tadına hep beraber sevgi seli ile varacağız diyebilirim… Türkiye’nin yıllardır süre gelmiş alışkanlıklarından birisidir, batı bölgelerinin sürekli gelişmekte olduğu gerçekliği! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetleri döneminde bu alışkanlıklardan her ne kadar vazgeçilmiş olunsa bile maalesef Bursa, bu konuda kabuğunu bir türlü kıramıyor. Veyahut Bursa bu kabuğu ne zaman kırmaya kalksa, birileri çıkıp “hayırdır orada neler oluyor” tarzı açıklamalarda bulunuyor! Şehrin doğusunda var olma mücadelesi veren ve on yıllardır tamamlanamayan Çataltepe Sanayi Bölgesi ötesinde Bursa Teknik Üniversitesi’nin geniş arazili dev kampusu hususunda da somut adımlar bir türlü atılamadı. Ve son olarak Türkiye’nin olmazsa olmaz yatırımlarından olma unvanı taşıyan Kestel Soğuksu İleri Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi birileri tarafından hedefe alındı… Bursa’nın Yıldırım, Kestel ve Gürsu ilçelerinden yani şehrin doğusundan batısına yönelen iş gücü yükünü değerlendirdiğimizde, şehrin ulaşım sorununun çözülmesinin imkânsız olduğunu on yıldan fazladır konuşmaktayız. Şehrin doğusunun batıya olan işgücü yükünün ortadan kaldırılması için Bursa’nın doğu ilçelerinde istihdam yaratacak projelerin hayata geçirilmesini ilk ifade eden isimdir, Sayın Mustafa Bozbey! Bugün Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mustafa Bozbey; Nilüfer Belediye Başkanı olduğu dönemlerde şehrin 10-20 yıl sonra yaşayacağı kâbusu, 15 yıl öncesinden ifade ettiği halde maalesef Ankara bu feryadı bir türlü duymadı. Belki de Ankara duydu ama koşullar bu kâbusu önlemeye hiç imkân vermedi… Kestel Soğuksu bölgesinde İleri Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi olarak planlanan arazinin öyküsünü araştırdığımızda bahse konu alanın, 1989 yılında Türkiye’ye Bulgaristan’dan zorunlu göç eden soydaşlarımıza konut yapılması için TOKİ’ye tahsis edildiğini görüyoruz! Bölgede 1989 yılından sonra yapılan çalışmalarda, TOKİ adına yeterli talep oluşmaması sonrası arazi bu sefer Ahıska Türkleri için tahsis edilmiş ve akabinde oradan da bir sonuç alınamayınca 2017 yılında şehrin Valisi, yerel dinamikleri ve Ankara’nın ortak adımları ile bölge sanayicilerin kullanımına tahsis edilmiş. Bu süreçte öncelikle belirtmemiz gereken hususlardan birisi, bölgenin hiçbir dönem birinci derece tarım unvanına sahip olmadığı gerçekliğidir. Ve bölge, uzun yıllardır taş ocakları tarafından kullanılmakta! Kestel Soğuksu bölgesi uzun zamandır şehrin hem doğusu hem batısı adına bir kurtuluş umudu, bir nefes alma şansı diyebiliriz. Şehrin uzun yıllardır göç aldığını kabul ettiğimizde; ekonomik anlamda düşük geliri insanların ikametgâhı Bursa’nın doğusu olurken, aynı demografik yapının iş sahası şehrin batı yakası olmuştur! Bu durum, şehirde önlenmesi imkânsız bir ulaşım krizi ve sosyal yetersizlik yaratmakta! Batı bölgelerinde olan hiçbir imkân, tam anlamıyla şehrin doğusuna taşınamamıştır… Sanayi bölgesi yapılmak istenilen alan ile ilgili TOKİ; toplamda 230 hektar olan söz konusu proje alanına, oluşan ilave talebi karşılamak üzere 100 hektarlık alanı da kamu yararını gözeterek kamulaştırmış ve sanayiciye sunmuş. Bu durum ile proje arazisi, 330 hektarlık bir alana ulaşmış. 24 bin 588 hektarı orman olan Kestel ilçemiz, 42 bin 300 hektar sınır alanına sahiptir! Kestel’in Ankara yolu üzerindeki sanayi bölgeleri şehrin ve ülkenin ihracatına tekstil sanayi ağırlıklı olmakla katma değer üretirken, Soğuksu bölgesinde gerçekleştirilmek istenilen proje, “İleri Teknoloji Sanayi Bölgesi” olmakla Türkiye’nin yarınlarına dair büyük umutlar taşımaktadır. Projede bahse konu 100 hektar alanın tahsisinin yüzde 80’i uzlaşma, yüzde 20’lik kısmı ise mahkeme yolu ile çözüme ulaşmış. Ve yine TOKİ tarafından değerlendirilen ekonomik değerin çok üstünde bir değere kooperatif protokolü ile sanayicilere yer tahsis edilmekle, şehrin ekonomik değerleri korunmuştur. Bölgede mermer sondajları yapılmış olmasına rağmen kalite bakımından düşük mermer alanları olması nedeniyle bölge, “İleri Teknoloji Sanayi Bölgesi” kurulması için “S.S. İleri Teknoloji Sanayi ve Toplu Yapı Kooperatifi” adına tahsis edilerek şehrin doğusunda istihdam yaratılması hedeflenerek adı geçen kooperatife verilmiştir. TOKİ tarafından tüm yasal süreçleri tamamlanan Soğuksu Sanayi Bölgesi’nde, kurulu bulunan kooperatifin 95 ortağının tamamı Bursa’nın yerli firmaları olmakla vergilerini şehrimize ödemektedirler! Arazinin kooperatif ile yapılan protokol gereği bedeli, 2017 yılında ödenmiş olmakla sanayi alanının altyapı çalışmalarının devri devam ediyor. TOKİ nüvesinde başlatılan planlama için mevzuat kapsamında; jeopolitik etüt çalışmalarından tarım dışı kullanıma kadar ilgili kurum ve akademik alanlardan görüş alınmış, gerekli işlemlere Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile başlanmış ancak pandemi süreci çalışmaların yavaşlamasına neden olduğundan süreç bugünlere kadar uzamış. Her şeyi bir kenara bırakarak süreci değerlendirdiğimizde; TOKİ tarafından söz konusu bölgede Organize Sanayi Bölgesi kurulması düşüncesinin temel nedeninde, bölgenin tarım açısından vasıfsız olması ve lojistik imkânlarının fazla olması gerçekliğinin yattığını görmekteyiz. Bandırma-Yenişehir- Osmaneli Hızlı Tren Hattına bölgenin entegrasyonu ve projesi onaylanan Antalya- Bursa -İstanbul Otoyolu ile Yenişehir- Bursa Otoyol bağlantısının da bölgenin Organize Sanayi Bölgesi olarak planlanmasında etkili olduğunu kabul etmeliyiz! Birileri elbette şehir adına endişelenmeli ve endişelerini mutlaka ifade etmelidirler. Ancak bahse konu endişeleri durup dururken, tam şehir vitesi 5’e takmış her anlamda kalkınma atakları yaparken sert ifadeler ile dile getirmek ne kadar kabul edilebilir? Elbette tarımsal verimlilik önemlidir. Ancak tarım vasfı olmayan alanlarda, şehir ve ülke ekonomisine sanayinin kattığı değerin çok altında değer katan tarımsal yatırımlar ile şehre ve ülkeye ne kadar güç katabiliriz? Elbette Kestel, Gürsu, Yıldırım ve hatta Bursa’nın tüm tarımsal değerlerine sahip çıkalım. Ancak bahse konu bölgeleri incelediğimizde; “insanların ne kadarı, kaç m2’lik tarımsal girdi ile ne kadar TL değerinde bir gelir ile geçimini buralardan sağlamakta ve şehir ile ülkeye nitelikli artı değer oluşturmaktadır” hususunu da değerlendirmeye alalım! Dünya’da birçok ülke sanayi atakları ile yükselirken, topraksız tarım her geçen gün değer kazanırken, teknolojinin her anlamda ülkemiz için vazgeçilmez bir değer olduğu ortadayken, neden ısrarla girişimci sanayicilerin ve ileri teknolojinin önünü tıkamakta ısrar ediyoruz! Bugün, şehrin göbeğinde bulunan 80 türden 640 hayvanın barındığı Bursa Hayvanat Bahçesi; 206 bin 600 metre alan üzerinde, 1998 yılından bugüne varlığını korumaktadır. 1999 depremi öncesinde yapılan ve bugün kentsel dönüşüm projeleri için şehir rezerv alanı olarak önemli bir öneme sahip olan arazi, neden ısrarla 5 Milyon nüfusa ulaşan Bursa için bir rezerv yaşam alanı olarak kullanılmamaktadır? Bursa Hayvanat Bahçesi; 1998 yılını değerlendirdiğimizde, şehrin en verimli tarım arazilerini ve meyve bahçelerini barındırmıyor muydu? O dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve Meclis Üyeleri neden şehrin göbeğinde, tarım arazilerinin içerisinde hayvanat bahçesi yapma gereği duydu? Ve bugün, şehrin en değerli oksijen alanlarından ve kırsal turizm bölgelerinden olan Orhaneli ve Keles ilçelerinde uygun alanlara Bursa Hayvanat Bahçesi’nin taşınması ile hem o ilçelerimiz kalkınacak hem de şehrin çarpık yapılaşması durdurulmakla birlikte Bursa halkı deprem ve birçok doğal olaydan yeni yapılacak yaşam alanları ile kurtarılmış olmayacak mı? Neden Kestel Soğuksu bölgesinde kurulmak istenen İleri Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi gündeme taşınırken, şehrin kalbinde kurulu bulunan ve 3 Milyondan fazla insan için yaşam ve kurtuluş umudu oluşturabilecek Bursa Hayvanat Bahçesi’nin Orhaneli veya Keles’e taşınarak şehirden köye göçü hayata geçirmeyi hiç gündeme taşımıyoruz? 1998 yılında şehri planlayanlar, şehre dair projeleri hayata geçirenler, Bursa’nın 2024 yılında bu kadar çok büyüyeceğini ve Türkiye’nin gözdesi olacağını öngöremediler mi? Neden o günlerde Bursa’nın büyük bir şehir olacağı ve bu tür projelerin şehrin ortasında kalacağı hiç hesaba katılmadı? Veyahut neden Bursa’nın güçlü bir üretim ve ticaret kenti olduğu öngörülerek sanayi üretim alanları fazlası ile planlanmadı? Bursa’nın göç alabilme kapasitesini neden bugüne kadar şehrin yerel dinamiklerini yönetenler göremedi? Ve neden, şehre dair en kritik katma değerleri katan Bakanlık projeleri birilerinin sürekli saldırıları altında kalıyor? Değerli Bursa halkı! Şehrin doğusunda yeni istihdam alanları yaratmadığımız sürece; Osmangazi, Yıldırım, Kestel ve Gürsu’da kentsel dönüşümü hızlandırma şansımız olmadığını hepimiz biliyoruz! Şehrin ekonomik anlamda çöküntü olarak ortaya çıkan ilçelerini, ekonomik ve sosyal anlamda yaşama kazandırmak her şeyden önce o bölgede yaşayan tüm insanlarımıza karşı bir onur borcumuzdur! Hem yeni sanayi bölgeleri yaparak, hem de yapılan tüm sanayi bölgelerini ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile denetleyerek şehrin üretim ve istihdam gücünü artırmaya mecburuz… Bursa, binlerce yıldır her yerden göç alan tarihi bir göç ve güç şehridir! Bursa’nın göç gücünü doğru kullanarak; şehri orta ihracat tuzağına düşmüş Türkiye’nin umudu yaparak, ülkemizi bölgesel güç ötesinde küresel güç olma yolunda gerçekleştirdiği koşuda desteklemeliyiz! Küçük hesapların kavgasına düşmek yerine, büyük hedefleri Bursa olarak gerçekleştirmeliyiz. Yarının Türkiye’si için, bugünün Bursa’sını her anlamda sil baştan inşa etmeliyiz. Ve bu konuda başta Bursa Valimiz Sayın Erol Ayyıldız olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey ile BTSO Başkanımız İbrahim Burkay ve BTB Başkanımız Sayın Özer Matlı ile tüm sivil dinamiklere güveniyorum. Ortak akıl ve güçlü projeler ile Türkiye Yüzyılı’nın üretim ve teknoloji payitahtı Bursa için hep beraber sabırla ve kenetlenerek adım atmaya devam edelim. Hem Bursa’yı, hem Bursaspor’u, hem de Bursalıları şampiyonlar ligine taşıyalım…
Ekleme Tarihi: 29 Eylül 2024 - Pazar
Ömer Küçükkaya

Bursa’nın umudu Doğu bölgesi…

Bugün Bursa’da, şehre değer katacak keyifli bir futbol maçı izleyeceğiz. Bursaspor ve Muşspor arasında oynanacak maçta, futboldan önce dostluk ve kentlilik bilinci kazanacak. Her daim birbirleri ile kenetlenmiş Bursalı ve Muşlu vatandaşlar, bugün oynanacak maçı “dostluk ve birliktelik buluşması” olarak değerlendiriyor. Her iki takımın taraftar gruplarının sosyal medya açıklamaları ve kent dinamiklerinin bütünleştirici söylemleri ile keyifli bir futbolun tadına hep beraber sevgi seli ile varacağız diyebilirim…

Türkiye’nin yıllardır süre gelmiş alışkanlıklarından birisidir, batı bölgelerinin sürekli gelişmekte olduğu gerçekliği! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetleri döneminde bu alışkanlıklardan her ne kadar vazgeçilmiş olunsa bile maalesef Bursa, bu konuda kabuğunu bir türlü kıramıyor. Veyahut Bursa bu kabuğu ne zaman kırmaya kalksa, birileri çıkıp “hayırdır orada neler oluyor” tarzı açıklamalarda bulunuyor!

Şehrin doğusunda var olma mücadelesi veren ve on yıllardır tamamlanamayan Çataltepe Sanayi Bölgesi ötesinde Bursa Teknik Üniversitesi’nin geniş arazili dev kampusu hususunda da somut adımlar bir türlü atılamadı. Ve son olarak Türkiye’nin olmazsa olmaz yatırımlarından olma unvanı taşıyan Kestel Soğuksu İleri Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi birileri tarafından hedefe alındı…

Bursa’nın Yıldırım, Kestel ve Gürsu ilçelerinden yani şehrin doğusundan batısına yönelen iş gücü yükünü değerlendirdiğimizde, şehrin ulaşım sorununun çözülmesinin imkânsız olduğunu on yıldan fazladır konuşmaktayız. Şehrin doğusunun batıya olan işgücü yükünün ortadan kaldırılması için Bursa’nın doğu ilçelerinde istihdam yaratacak projelerin hayata geçirilmesini ilk ifade eden isimdir, Sayın Mustafa Bozbey! Bugün Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mustafa Bozbey; Nilüfer Belediye Başkanı olduğu dönemlerde şehrin 10-20 yıl sonra yaşayacağı kâbusu, 15 yıl öncesinden ifade ettiği halde maalesef Ankara bu feryadı bir türlü duymadı. Belki de Ankara duydu ama koşullar bu kâbusu önlemeye hiç imkân vermedi…

Kestel Soğuksu bölgesinde İleri Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi olarak planlanan arazinin öyküsünü araştırdığımızda bahse konu alanın, 1989 yılında Türkiye’ye Bulgaristan’dan zorunlu göç eden soydaşlarımıza konut yapılması için TOKİ’ye tahsis edildiğini görüyoruz! Bölgede 1989 yılından sonra yapılan çalışmalarda, TOKİ adına yeterli talep oluşmaması sonrası arazi bu sefer Ahıska Türkleri için tahsis edilmiş ve akabinde oradan da bir sonuç alınamayınca 2017 yılında şehrin Valisi, yerel dinamikleri ve Ankara’nın ortak adımları ile bölge sanayicilerin kullanımına tahsis edilmiş. Bu süreçte öncelikle belirtmemiz gereken hususlardan birisi, bölgenin hiçbir dönem birinci derece tarım unvanına sahip olmadığı gerçekliğidir. Ve bölge, uzun yıllardır taş ocakları tarafından kullanılmakta!

Kestel Soğuksu bölgesi uzun zamandır şehrin hem doğusu hem batısı adına bir kurtuluş umudu, bir nefes alma şansı diyebiliriz. Şehrin uzun yıllardır göç aldığını kabul ettiğimizde; ekonomik anlamda düşük geliri insanların ikametgâhı Bursa’nın doğusu olurken, aynı demografik yapının iş sahası şehrin batı yakası olmuştur! Bu durum, şehirde önlenmesi imkânsız bir ulaşım krizi ve sosyal yetersizlik yaratmakta! Batı bölgelerinde olan hiçbir imkân, tam anlamıyla şehrin doğusuna taşınamamıştır…

Sanayi bölgesi yapılmak istenilen alan ile ilgili TOKİ; toplamda 230 hektar olan söz konusu proje alanına, oluşan ilave talebi karşılamak üzere 100 hektarlık alanı da kamu yararını gözeterek kamulaştırmış ve sanayiciye sunmuş. Bu durum ile proje arazisi, 330 hektarlık bir alana ulaşmış. 24 bin 588 hektarı orman olan Kestel ilçemiz, 42 bin 300 hektar sınır alanına sahiptir! Kestel’in Ankara yolu üzerindeki sanayi bölgeleri şehrin ve ülkenin ihracatına tekstil sanayi ağırlıklı olmakla katma değer üretirken, Soğuksu bölgesinde gerçekleştirilmek istenilen proje, “İleri Teknoloji Sanayi Bölgesi” olmakla Türkiye’nin yarınlarına dair büyük umutlar taşımaktadır.

Projede bahse konu 100 hektar alanın tahsisinin yüzde 80’i uzlaşma, yüzde 20’lik kısmı ise mahkeme yolu ile çözüme ulaşmış. Ve yine TOKİ tarafından değerlendirilen ekonomik değerin çok üstünde bir değere kooperatif protokolü ile sanayicilere yer tahsis edilmekle, şehrin ekonomik değerleri korunmuştur. Bölgede mermer sondajları yapılmış olmasına rağmen kalite bakımından düşük mermer alanları olması nedeniyle bölge, “İleri Teknoloji Sanayi Bölgesi” kurulması için “S.S. İleri Teknoloji Sanayi ve Toplu Yapı Kooperatifi” adına tahsis edilerek şehrin doğusunda istihdam yaratılması hedeflenerek adı geçen kooperatife verilmiştir.

TOKİ tarafından tüm yasal süreçleri tamamlanan Soğuksu Sanayi Bölgesi’nde, kurulu bulunan kooperatifin 95 ortağının tamamı Bursa’nın yerli firmaları olmakla vergilerini şehrimize ödemektedirler! Arazinin kooperatif ile yapılan protokol gereği bedeli, 2017 yılında ödenmiş olmakla sanayi alanının altyapı çalışmalarının devri devam ediyor. TOKİ nüvesinde başlatılan planlama için mevzuat kapsamında; jeopolitik etüt çalışmalarından tarım dışı kullanıma kadar ilgili kurum ve akademik alanlardan görüş alınmış, gerekli işlemlere Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile başlanmış ancak pandemi süreci çalışmaların yavaşlamasına neden olduğundan süreç bugünlere kadar uzamış.

Her şeyi bir kenara bırakarak süreci değerlendirdiğimizde; TOKİ tarafından söz konusu bölgede Organize Sanayi Bölgesi kurulması düşüncesinin temel nedeninde, bölgenin tarım açısından vasıfsız olması ve lojistik imkânlarının fazla olması gerçekliğinin yattığını görmekteyiz. Bandırma-Yenişehir- Osmaneli Hızlı Tren Hattına bölgenin entegrasyonu ve projesi onaylanan Antalya- Bursa -İstanbul Otoyolu ile Yenişehir- Bursa Otoyol bağlantısının da bölgenin Organize Sanayi Bölgesi olarak planlanmasında etkili olduğunu kabul etmeliyiz!

Birileri elbette şehir adına endişelenmeli ve endişelerini mutlaka ifade etmelidirler. Ancak bahse konu endişeleri durup dururken, tam şehir vitesi 5’e takmış her anlamda kalkınma atakları yaparken sert ifadeler ile dile getirmek ne kadar kabul edilebilir? Elbette tarımsal verimlilik önemlidir. Ancak tarım vasfı olmayan alanlarda, şehir ve ülke ekonomisine sanayinin kattığı değerin çok altında değer katan tarımsal yatırımlar ile şehre ve ülkeye ne kadar güç katabiliriz? Elbette Kestel, Gürsu, Yıldırım ve hatta Bursa’nın tüm tarımsal değerlerine sahip çıkalım. Ancak bahse konu bölgeleri incelediğimizde; “insanların ne kadarı, kaç m2’lik tarımsal girdi ile ne kadar TL değerinde bir gelir ile geçimini buralardan sağlamakta ve şehir ile ülkeye nitelikli artı değer oluşturmaktadır” hususunu da değerlendirmeye alalım! Dünya’da birçok ülke sanayi atakları ile yükselirken, topraksız tarım her geçen gün değer kazanırken, teknolojinin her anlamda ülkemiz için vazgeçilmez bir değer olduğu ortadayken, neden ısrarla girişimci sanayicilerin ve ileri teknolojinin önünü tıkamakta ısrar ediyoruz!

Bugün, şehrin göbeğinde bulunan 80 türden 640 hayvanın barındığı Bursa Hayvanat Bahçesi; 206 bin 600 metre alan üzerinde, 1998 yılından bugüne varlığını korumaktadır. 1999 depremi öncesinde yapılan ve bugün kentsel dönüşüm projeleri için şehir rezerv alanı olarak önemli bir öneme sahip olan arazi, neden ısrarla 5 Milyon nüfusa ulaşan Bursa için bir rezerv yaşam alanı olarak kullanılmamaktadır? Bursa Hayvanat Bahçesi; 1998 yılını değerlendirdiğimizde, şehrin en verimli tarım arazilerini ve meyve bahçelerini barındırmıyor muydu? O dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve Meclis Üyeleri neden şehrin göbeğinde, tarım arazilerinin içerisinde hayvanat bahçesi yapma gereği duydu? Ve bugün, şehrin en değerli oksijen alanlarından ve kırsal turizm bölgelerinden olan Orhaneli ve Keles ilçelerinde uygun alanlara Bursa Hayvanat Bahçesi’nin taşınması ile hem o ilçelerimiz kalkınacak hem de şehrin çarpık yapılaşması durdurulmakla birlikte Bursa halkı deprem ve birçok doğal olaydan yeni yapılacak yaşam alanları ile kurtarılmış olmayacak mı? Neden Kestel Soğuksu bölgesinde kurulmak istenen İleri Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi gündeme taşınırken, şehrin kalbinde kurulu bulunan ve 3 Milyondan fazla insan için yaşam ve kurtuluş umudu oluşturabilecek Bursa Hayvanat Bahçesi’nin Orhaneli veya Keles’e taşınarak şehirden köye göçü hayata geçirmeyi hiç gündeme taşımıyoruz? 1998 yılında şehri planlayanlar, şehre dair projeleri hayata geçirenler, Bursa’nın 2024 yılında bu kadar çok büyüyeceğini ve Türkiye’nin gözdesi olacağını öngöremediler mi? Neden o günlerde Bursa’nın büyük bir şehir olacağı ve bu tür projelerin şehrin ortasında kalacağı hiç hesaba katılmadı? Veyahut neden Bursa’nın güçlü bir üretim ve ticaret kenti olduğu öngörülerek sanayi üretim alanları fazlası ile planlanmadı? Bursa’nın göç alabilme kapasitesini neden bugüne kadar şehrin yerel dinamiklerini yönetenler göremedi? Ve neden, şehre dair en kritik katma değerleri katan Bakanlık projeleri birilerinin sürekli saldırıları altında kalıyor?

Değerli Bursa halkı! Şehrin doğusunda yeni istihdam alanları yaratmadığımız sürece; Osmangazi, Yıldırım, Kestel ve Gürsu’da kentsel dönüşümü hızlandırma şansımız olmadığını hepimiz biliyoruz! Şehrin ekonomik anlamda çöküntü olarak ortaya çıkan ilçelerini, ekonomik ve sosyal anlamda yaşama kazandırmak her şeyden önce o bölgede yaşayan tüm insanlarımıza karşı bir onur borcumuzdur! Hem yeni sanayi bölgeleri yaparak, hem de yapılan tüm sanayi bölgelerini ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile denetleyerek şehrin üretim ve istihdam gücünü artırmaya mecburuz…

Bursa, binlerce yıldır her yerden göç alan tarihi bir göç ve güç şehridir! Bursa’nın göç gücünü doğru kullanarak; şehri orta ihracat tuzağına düşmüş Türkiye’nin umudu yaparak, ülkemizi bölgesel güç ötesinde küresel güç olma yolunda gerçekleştirdiği koşuda desteklemeliyiz! Küçük hesapların kavgasına düşmek yerine, büyük hedefleri Bursa olarak gerçekleştirmeliyiz. Yarının Türkiye’si için, bugünün Bursa’sını her anlamda sil baştan inşa etmeliyiz. Ve bu konuda başta Bursa Valimiz Sayın Erol Ayyıldız olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey ile BTSO Başkanımız İbrahim Burkay ve BTB Başkanımız Sayın Özer Matlı ile tüm sivil dinamiklere güveniyorum. Ortak akıl ve güçlü projeler ile Türkiye Yüzyılı’nın üretim ve teknoloji payitahtı Bursa için hep beraber sabırla ve kenetlenerek adım atmaya devam edelim. Hem Bursa’yı, hem Bursaspor’u, hem de Bursalıları şampiyonlar ligine taşıyalım…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.