Katil İsrail’in Filistin’de durdurulamayan soykırımı ve Türkiye ile İsrail arasındaki ekonomik ilişkilerin seyrinde gerileme yaşanmaması toplum içerisindeki iktidar güvensizliğini tetiklerken, olası bir savaş ihtimali iddiaları piyasaların çökmesine neden oldu! 85 Milyon nüfusu ile dev bir üretim merkezi olan Türkiye, niteliksiz mülteci göçü ve artan toplumsal huzursuzlukla birlikte adeta ruhsal, sosyal ve ekonomik bir çöküntü içerisinde…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarla kabine ve partide genel merkez düzeyinde değişime gitmemesi sokakta en fazla tartışılan gündem maddelerinin başında yer alıyor! Ekonomiyi düzeltmeden adaleti tesis etmenin imkânsız olduğu Türkiye’de, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in devletin kasasını doldururken vatandaşın cebini boşaltan ağır ekonomik yaptırımlarının bedelini AK Parti ilk erken seçimde iktidarı kaybederek ödeyebilir! Bursaspor’un AK Parti döneminde çöküşe geçtiği CHP döneminde ise yükselişe geçtiği şehirde, vatandaşın iktidara güveni her geçen gün azalıyor. Her ne kadar AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan yönetiminde ilçelerde ciddi anlamda çözüm odaklı kadrolar kurulmaya çalışılıyor olunsa bile AK Parti içerisindeki güçlü siyasilerin CHP ve CHP Belediye Başkanları ile yakın ilişkileri her şeyden önce samimiyet ve dava konularında insanların kendi kendilerini ve süreçleri sorgulamasına neden oluyor!
AK Parti Osmangazi İlçe 8’nci Olağan Kongresinde geniş bir katılımın olduğu toplantıda partililere seslenen AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala muhalefete yüklenerek; “Muhalefet, 'Bu sorunları yaşıyoruz. Çünkü karşımızda bir diktatör var' diyor. Ama akıl yürütemiyorlar. Bir ülkede diktatör varsa, ona siz diktatör diyemezsiniz. Bu kadarlık bir akıl yürütmekten yoksun musunuz? Siz kendi dilinizle aslında kendinizin bir yalancı ve müfteri olduğunu söylüyorsunuz. Ama bunun farkında değilsiniz. Dünyanın hangi ülkesinde, diktatörlere diktatörsün denilebilir. Bu kadarlık bir akıl yürütemeyen yani siyasette neredeyse başlangıç aşamasında olan ve Türkiye'nin hiçbir ciddi meselesinde ciddi bir proje ortaya koyamayan bir muhalefet var. Biz, Türkiye Yüzyılı vizyonunu ortaya koyduk” açıklamalarına yer verdi.
Son dönemde başta Bursa olmak üzere belli bir iktidar cephesi içerisinde ciddi anlamda hedef alınan AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala’ya Bursa’da ki saha çalışmalarında ve Osmangazi İlçe Kongresinde yoğun sevgi ve destek gösterilerine sahne olduk. Türkiye’de ekonomik dengelerin olduğu kadar siyasi dengelerin de bozulduğu bir sürece hep birlikte tanıklık ediyoruz. Hem iktidar cephesinde hem de muhalefet cephesinde herkes parti içerisinde iktidarı ele geçirme savaşlarına yönelmiş durumda. Siyasette var olan istikrarsızlık, sivil toplum ilişkilerinin de bozulmasına ve şehir ile ülke menfaatine hizmet üretilememesine neden oluyor. Bursa gibi yaklaşık 5 bin sivil toplum kuruluşu bulunan büyük bir şehir de maalesef sivil toplum kuruluşları sadece yemekli buluşmalar ile günü kurtarma telaşında. Ki, çoğu sivil toplum kuruluşunun tabelası bile yok!
Siyaseti tetikleyecek, ekonomik kötü gidişata formüller üreterek dur diyebilecek bir sivil toplum gücünü Bursa’da uzun zamandır göremiyoruz. Siyasetin arka bahçesinde kalan veyahut siyasette rol almak isteyen sivil toplum liderlerinin gölgesinde pasif duruma düşen sivil toplum kuruluşları ne kadar denetleniyor? Sivil Toplum ile İlişkiler Genel Müdürünün bile kim olduğunu sokakta sorduğumuzda bilen 3-5 kişinin olmayacağı Bursa’da maalesef İçişleri Bakanlığı süreçleri doğru yönetemiyor. Ankara’nın hep gözünün ve kulağının arkasında kalan Bursa’da, tüm dengeler bozulmuş durumda! Siyasette ve ekonomide var olan olumsuzlukları görerek çözüm odaklı süreçler yönetmesi gerekenler maalesef var olan ekonomik ve siyasi boşluklardan kazanç elde etme mantığında bir sürecin içerisinde hata üstüne hata yapıyorlar…
Önümüzdeki günlerde 100’ncü yaşını kutlayacak olan Bursa Ticaret Borsası şehrin ekonomik ve sivil toplum gücünü gösteren en önemli kurumlardan birisi diyebiliriz. Tarım ve ticaret kenti olarak tarih boyunca güçlü bir şehir olduğunu her zaman kanıtlayan Bursa’da, ciddi bir sivil kaos var! Ankara’nın kötü yönetimi nedeniyle hem siyasal hem de ekonomik dengelerinde ciddi şaşmalar yaşandığına şahitlik ettiğimiz Bursa’da, birçok esnaf oda başkanı üniversite mezunu bile değil! Vatandaşı dinlemeyen, esnafın veyahut iş dünyasının sorunlarını dile getirerek toplumun sesini yükseltemeyen hiçbir sivil toplum kuruluşu şehirlere veya ülkeye tam anlamı ile hizmet edemez! Sesi çıkmayan veyahut sesi bastırılan toplumlar demokrasi içerisinde varlıklarını gösteremeyince anti demokratik süreçlere başvurmak suretiyle şehirlerinde ve ülkelerinde anarşi oluşturacak sonu hoş olmayan süreçlerin başlamasını tetikler. Türkiye’nin savaş öncesi yürüttüğü iç güvenlik sürecinde ortaya koyduğu kayyum süreci toplumun çeşitli kesimlerini gererken, sorunlara karşı susmaya devam eden ve iktidarında muhatap almadığı veyahut iktidar ile sivil toplum kuruluşlarının iletişim kuramadığı şehirlerde sokakların yangın yerine dönmesi kaçınılmaz!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik çizgiden ekonomik olumsuzluklar ile birlikte uzaklaştığını iddia edenleri haklı çıkaran en büyük gerçeklik, genel seçimlerde oy kaybeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin hem Parti Genel Merkezinde hem de Bakanlıklarda ciddi anlamda bir değişime gitmemesi yatıyor! Çok sayıda Genel Müdürün yıllardır aynı koltuklarda oturduğu Türkiye’de, TESK ve TOBB Başkanlarının görev süresi neredeyse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı geçiyor diyebiliriz. On yıllardır sivil toplum anlamında Ankara’daki koltuklarda değişimi başaramayan bir iktidarın yerelde değişime imza atmasını beklemek imkânsız! Ve yine İstanbul’a her türlü ulaşım yatırımını yapan, Sivas ve Yozgat’a hızlı tren ulaştıran AK Parti; Bursa gibi Türkiye’nin en güçlü sanayi ve ticaret kentini adeta kaderine terk etti diyebiliriz…
Kendi içerisinde siyasi liderler yetişmesine imkân vermeyen AK Parti’de kopuş çok sessiz ve derinden gerçekleşirken, süreci iyi değerlendiren siyasi aktörler yeniden liderlik koltuklarını ısıtıyorlar diyebiliriz. Bursa’da Faruk Çelik ismi yeniden markalaşırken, AK Parti kanadında Önder Matlı, Mustafa Esgin, Hüseyin Şahin gibi isimler yeniden öne çıkmaya başladı. CHP kanadında Mustafa Bozbey ve Erkan Aydın’dan sonra Nihat Yeşiltaş, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Orhan Sarıbal, Hasan Öztürk isimleri sahada gözlerden kaçmıyor. Ve yine Selçuk Türkoğlu’nun İYİ Parti rozeti ile şehirde ve ülkede kat edebileceği yol kalmadığına inanan sevenleri onu daha farklı ve etkin siyasi partilerde görmek istediklerini sürekli ifade ediyorlar…