Uzun lafın kısası; siyaset yerelden ulusala doğru yeniden şekillenmeye başladı. Ekonomik olumsuzluklara çare üretilemeyen bir dönemde, iktidar yüzünü tamamen Türk Dünyası’na çevirdi. Yurtiçi sıkıntıların ardı arkası kesilmezken, iktidarın kendi içerisinde bir değişime gidemiyor olması yeni siyasi partilerin kurulmasına imkân verdi. Öyle ki, milliyetçi muhafazakâr cephe kendi içerisinde derinlemesine bir yenilenmeye gidecek şekilde hem sağ hem sol kanattan kendisine taraftar toplamaya başladı. Radikallerin bile sıcak baktığı ve samimi bulduğu isimlerden biri olan Yavuz Ağıralioğlu, Anahtar Parti çıkışı ile yeni bir umut olmaya aday liderlerden diyebiliriz.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, 1972 Trabzon Çaykara doğumlu. Merhum lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun Genel Başkanlığı döneminde Büyük Birlik Partisi MKYK Üyeliği yapmış olan Ağıralioğlu, 2011 yılından bugüne Türkiye İnisiyatif Merkezi Başkanlığını yürütüyor. CHP ve HDP işbirliğine vurgu yaparak dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Adaylığına karşı çıkmasıyla tanınan Yavuz Ağıralioğlu, 2024 yerel seçimleri sonrasında parti kuracağını belirterek Anahtar Parti’yi kurdu. Ağıralioğlu, önümüzdeki günlerde Bursa’ya İl ve İlçe Başkanlarını kentle tanıştırmak için gelecek…
Türkiye’de siyaseti orta yerinden okuyanlar iyi bilir ki, doğu ve batı argümanlarında bir hareketlilik varsa kuzey ve güney cephelerinde sıkılaşma oranı artmış demektir. Bürokratik dengelerin uzun zamandır Adalet ve Kalkınma Partisi lehine bir süreç işletmediğinin hepimiz farkındayız! Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terörist başı Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamaları sonrasında Cumhur İttifakı, sokakta çok ciddi oy kaybı yaşamaya devam ediyor. Vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeye kazandırdığı tüm artı değerlere rağmen Türkiye’nin içerisinde bulunduğu sosyal ve ekonomik buhrandan mevcut iktidar ile çıkılacağı yönündeki özgüvenini ve umudunu yitirmiş durumda!
Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde yaşanan Özgür Özel ile Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki “Cumhurbaşkanı Adaylığı” kavgasında örgüt, 81 İl Başkanlığı ve İlçe Başkanlıkları nezdinde Özgür Özel lehine destek açıklaması yaptı. CHP’nin 81 İl ve 973 İlçe Başkanlığı tarafından yayınlanan ortak bildiride, “CHP iktidarının ayak sesleri duyulurken kurultay çağrısının gündemimizde olmadığı” hususuna vurgu yapıldı. Aynı bildiri içeriğinde; “Atatürk’ün partisi CHP, 47 yıl sonra 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimlerde halkımızın büyük desteğiyle birinci parti oldu. Rekor kırarak 413 belediye başkanlığı kazandı, katılımlarla bu sayı da artmaya devam ediyor. Türkiye haritası milli takımımızın renkleriyle kaplandı. CHP kazandı, Türkiye İttifakı kazandı. Seçim sonrasında düzenli olarak yapılan anketlerde CHP birinci parti olma konumunu istikrarlı olarak sürdürüyor. Sekiz aydır birinci partiyiz. Milyonların umudu, CHP iktidarı. ‘CHP varsa çare var’ sözü, umudu temsil ediyor. Örgütler, belediyeler ve Sayın Genel Başkanımız birlik ve beraberlik içerisinde iktidar hedefiyle çalışıyor. Kişisel ikbal için yapay gündem yaratma çabalarına prim vermeyeceğimizi ilan ediyoruz. Genel Başkanımızın yaptığı çağrıya uygun olarak unvan ve görevi ne olursa olsun tüm partilileri halkın gerçek gündemi için mücadeleye, birlik ve beraberlik içerisinde CHP iktidarı için çalışmaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
Cumhuriyet Halk Partisi cephesinde durum böyleyken, göreve geldiği günden bugüne parti rozetini bıraktığını her ortamda ifade eden Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa MUŞDER Genel Başkanı Mahmut Asya ve Yönetim Kurulu Üyelerinin düzenledikleri “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri Değerlendirme Toplantısı” programına katılım gösterdi. Ağrı, Bitlis, Bingöl, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Van, Tunceli, Kars, Iğdır, Siirt, Batman, Diyarbakır gibi çok sayıda doğu ve güneydoğu şehrinin sivil toplum liderlerinin katılım gösterdiği program, Bursa ve Bursalılık kimliği ile yerel ve ulusal süreçlerin birlik ve beraberlik teması ile değerlendirildiği verimli bir toplantıya dönüştü.
Bursa, artarak büyüyen göç varlığını uzun yıllar içerisinde önemli bir ulusal ve küresel güç olarak kullanabilme özgüvenini yakalamış büyük bir şehir. Şehrin hem ticaret hem üretim denklemlerini hem de demografik bütünlüğünü değerlendirdiğimizde görüyoruz ki, Bursa’da ne karar veriliyorsa Türkiye’de o karar uygulanmaya konuluyor. Bursa’nın gücünü özellikle 2023 ve 2024 seçimlerinde hepimiz yaşayarak gördük. Bursa’nın hem sağ hem sol kanattaki önemli sivil toplum liderlerinin Bursaspor ve şehir dinamikleri odaklı birlikteliğini değerlendirdiğimizde şunu ifade edebiliriz ki; Türkiye’de iktidarı kazanmanın yolu Bursa’dan geçiyor…
Ekonomik, sosyal ve kültürel zenginlikleri ile Bursa, yenidünyanın yeni yüzü diyebiliriz. İnanç turizminin merkezi olan Bursa’da; ticaret her geçen gün değer kazanırken, üretim ama sanayi alanlarında ama tarım ve hayvancılık alanlarında kırsal güçlenmeyi tetikleyecek boyutta büyümeye devam ediyor. Bursa’da hem esnaf ve sanatkârlar ile hem sivil toplum kuruluşları ile hem de Bursaspor ile uzun yıllara dayanan gönül bağı kuran Mustafa Bozbey’in kazandığı 31 Mart zaferi aslında hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem de AK Parti’nin alması gereken büyük dersler içeriyor!
Ötekileştirerek ve iterek yürütülen siyasetin Bursa ve Bursalılar ile var olan gönül bağlarını kopardığına şahitlik ettiğimiz 2023 ve 2024 seçimleri aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İnegöl’de başlayan siyasi yükselişinin yine İnegöl’de bittiğini de hepimize göstermiş oldu. Şimdi denklemler yeniden kuruluyor. Dünya, yüzünü doğu denklemlerine dönmüşken bizim batıya dönmemiz ne kadar doğru bir hamle olacak? Bu sebeple Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Asya ve Afrika hamlelerini çok başarılı bulurken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Avrupa akımından hızla kurtulması gerekliliğini vurgulamak isterim.
Değerli okurlarım, kıymetli vatandaşlar; hepimiz aynı gemide yolculuk yapmaktayız. Kabul etmeliyiz ki, önceliğimiz; içerisinde bulunduğumuz geminin sağlam bir şekilde güvenli limanlara ulaşması için birey ve toplum olarak kenetlenmemiz olmalıdır. Mutlaka siyasi ve fikirsel bakış açılarımızda farklılıklar olacaktır. Farklı fikirler ışığında ortak akıl ve ortak vatan bütünlüğünde ülkemizi ve toplumumuzu güçlendirmeye devam etmeliyiz. İşte bu sebeple, daha sakin, daha samimi ve daha paylaşımcı bir toplumsal süreci hep beraber inşa etmeliyiz. Doğudan batıya başlayan Bursa ve Bursalılık kimliği buluşmasını, paydaşlarında ifade ettiği şekli ile güneye, kuzeye hatta ülkenin yedi bölgesine yedi iklime barış ve kardeşlik duyguları ile yaymalıyız.