Kadim medeniyetlerin ve imparatorlukların baş şehri, maddiyatın ve maneviyatın buluştuğu eşsiz doğal harikalar ile cennetin yeryüzündeki köşesi olan Bursa’da, maalesef kıymetlendiremediğimiz birçok değerimiz var. Aslında bu değerlere kıymetini bilmediğimiz veyahut kullanamadığımız değerlerde diyebiliriz.
Bilgi kadar kıymetli bir diğer kavram ise, insandır. İnsan, bilgi ve tecrübe ile harmanlanmış en güçlü hazinedir. Peki, biz bu hazinelerimizin yani insan değerlerimizin farkında mıyız? Bir dönem Bursa Valiliği yapmış olan Aydın Valisi Yakup Canbolat’ın da o dönem sohbetlerimizde ifade ettiği şekli ile “Bursa, yerüstü ve yer altı zenginliklerinin ötesinde insan zenginliği ile de kıymetli bir şehir. Bursalılar, Bursa’nın tarihini ve kültürünü doğru okuyabilselerdi Bursa’nın neden imparatorluklara baş şehir olduğunu daha iyi anlarlardı. Ya da bir başka deyişle, Bursalılar kendi özlerine dönüp baksalar Bursa’yı bu kadar kıymetli yapan hazineleri mezarlıklarında bile bulabilirler…”
Bursa’nın manevi değerlerini inceleyelim, Bursa’ya değer katanları araştıralım, bir dönem şehre ve ülkeye değer katan çok sayıda insanın cennetin köşesi Bursa mezarlıklarında ebedi huzur ile buluştuklarını görmekteyiz. Peki, daha ne kadar mezarlıklara gideceğiz? Mezarlıklarda bugün huzuru yaşayanlar bize ne anlatabilir? Veyahut onlar anlatsa bile bizler ne anlayabiliriz…
Değerli okurlarım, kavganın ve gürültünün, kaos ve savaşın hiçbir medeniyete faydası olmamıştır. Bilinmelidir ki, varlıklı olmak ile yokluk içerisinde olmak arasında büyük bir mesafe ve boşluk vardır. Bursa’yı ve Bursalıları varlıklandırmak için Bursa’nın değerlerine dönüp bakmalıyız. Bursa’yı Bursa yapan markaların insan gücüne eğilmeliyiz. Bursa’ya değer katan insanlar ile oturup sohbet etmeli onların fikirleri ile vizyonumuzu güçlendirmeliyiz. Unutmamalıyız ki; Bursa, Türkiye’nin varlık sebebidir…
Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa Teknik Üniversite Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı ve BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit’in öncülük edeceği “Bursa’nın Yaşayan Değerleri” isimli bir çalışmaya ihtiyacımız var! İş dünyasından sanata, eğitimden zanaata, ekonomiden sokağa uzanacak bu güçlü bağ ile Bursa’yı Türkiye’ye bağlarken, Bursa’da büyüyen çocukları da Bursa’ya bağlayarak Bursa’da yaşamanın ne kadar kıymetli bir değer olduğunu nesillere aktarmalıyız. Bursa, Hüseyin Özdilek gibi Cavit Çağlar gibi Fahrettin Gülener gibi güçlü hafızaları olan bir iş dünyasına sahip. Merhum Ali Osman Sönmez gibi Merhum Hikmet Şahin gibi Merhum Mümin Gençoğlu gibi şehre değer katan izleri bırakanları bağrında halen daha saklayan Bursa, Merhum Zeki Müren başta olmak üzere birçok sanatçının da doğduğu ve doyduğu bir şehir.
Adını yazmaya çalışsam hiçbir şekilde satırlara sığmayacak, eserlerini ve şehir ile ülkeye kattıkları değerleri sıralamaya veya anlatmaya kalksam ciltler dolusu kitaplar olacak yaşayan değerlerimize yüzümüzü dönmeliyiz. Evliya Çelebi'nin "Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli bir şehirdir" diye bahsettiği Bursa'da yaşamış İslam âlimlerinden Emir Sultan ve Üftade Hazretleri'nin adını ve onlarla birlikte şehre kıymet katan diğer manevi değerleri anlatmaya kalksak kütüphaneler yetmez…
Ulu Cami ve Uludağ ile Ulu bir şehir olduğunu her daim bildiğimiz kadim şehir Bursa’nın özüne dönmesi ve özünü görerek yeniden geleceğe yön vermesi, şehri yönetenlere verilen tarihi olduğu kadar manevi bir yükümlülüktür.
Bursa’nın sanayi gücünün temelinde şehrin İpekyolu geçmişi vardır. Ve yine sanayiye güç veren bir diğer değer esnaflarımız ve zanaatkârlarımızdır. Peki, Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği BESOB neden “Ustaların Ustası” diyerek şehirde yetişen ve şehre nam olmuş ustaları bizlere hatırlatacak bir projeyi geliştirmiyor? Bursa Ticaret ve Sanayi Odası BTSO neden bizleri, şehre ve ülkeye değer katan sanayicileri anlatacak belgeseller ve yaşayan efsaneler ile buluşturacak projeler hazırlamıyor? Bursa Ticaret Borsası neden bu şehrin topraklarından gelerek dünya markası olabilen çiftçi ve köylülerimizi bizlere anlatmıyor? Hüseyin Özdilek, 40-50 yıl önce esnaf değil miydi? Matlı Holding’in varlık sebebi Merhum Ömer Matlı bir köylü ve çiftçi değil miydi? Merhum Ali Osman Sönmez veyahut Merhum Şükrü Şankaya bu sanayi ve iş dünyasının duayenleri değil miydi? Bu değerlerimizi ve onların yaşam mücadelelerini neden Bursa’nın çocuklarına anlatmıyoruz? Merhum Sakıp Sabancı, Adana’nın sokaklarından çıkmamış mıydı? Merhum Vehbi Koç buralara nasıl geldi? Evet, bizlerinde çocukları ve gençleri Bursa’nın Sakıp Ağalarını Vehbi Ağabeylerini bilmek zorundalar! Biz; Bursa’nın değerlerini yarını teslim edeceğimiz çocuklarımıza ve gençlerimize anlatamazsak Bursa, nasıl değerli olacak veyahut değerli kalacak?