Bugün sizlerle yarından önceye dair bazı paylaşımlarda bulunacağım çok kıymetli okurlarım. Çünkü bugün, yarından önceki gündür. Yarını, bugünü yaşamadan yaşamak imkânsızdır! Sizlere Türkiye’nin dünü, bugünü ve yarını hakkında bazı hatırlatmalarda bulunacağım. Neden mi? Bir yanda halkta “İmralı’ya özgürlük” adı verilen bir “toplumsal uzlaşı ve Genel AF” süreci öte yanda kırmızı ışıkta geçenlere bile ağır cezalar verilmesi hususunda taslak yasa açıklayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya gerçekleri! Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kudretli bir devlettir. Kim ne kadarını kabul eder, kim ne kadarını eleştirir, kişisel görüşlerine bağlıdır lakin ifade etmem gerekir ki; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, merhum Turgut Özal’ın “Alo” dediği Türkiye’yi uzay teknolojisi ile buluşturmuştur…
Uzun zamandır yazılarımda “kabine değişimi”, “MKYK değişimi”, “erken seçim” gibi ifadelere yer veriyorum. Biz; “Türkiye için bedel ödeyen, ölmeyi kaderine yazdırıp ülkeyi terk edip gitmeyi düşünmeyenleriz!” Bu sebeple ifade etmeliyim ki, “Avrupa, Amerika ve diğer ülkelerde dayımız ahbabımız dostumuz olmadığı için değil” tam aksine “ceddimiz bu topraklar için ölmeye geldiği için” biz Türkiye’den ve Anadolu’dan vazgeçmeyiz! “Biz, Türkiye’yi ve Anadolu’yu canımız dâhil hiçbir ikbal için terk etmeyiz.” Bugün çok ağır konuşacağım. Çünkü çok ağır konuşan bir Ankara var! Vatandaş susmuyor, gözleri konuşuyor! Ve akabinde kimse de sadece karnından konuşmuyor. Kafaları karışık bir Ankara’nın, Anadolu’da yarattığı sosyolojik ve siyasal yıkımın önüne geçmek zorundayız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yine, yeniden toplum ile meydanlarda buluşturmak zorundayız…
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın ceza üstüne ceza, yaptırım üstüne yaptırım içeren taslak yasa açıklamalarını okuyunca şok oldum! Hayırdır Sayın Bakan? Neyi planlıyor veyahut neyi hedefliyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetlerini ayakta tutan Türk Milletine bu kadar ağır cezai yaptırım uygulama niyetiniz neden? Bu kadar ceza ve yaptırım uygulamak yerine neden çıkıp demiyorsunuz ki; “toplum bir şekilde yozlaştı!” Evet değerli okurlarım belki Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya farkında değil ama kendilerinden önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin bir ucundan bir ucuna gün içerisinde giderek terörü Türkiye’de sıfırladı! Trafik kurallarına uymayanlara bu kadar ağır ceza yaptırımları uygulanmasına dair taslak yasa açıklayan bir İçişleri Bakanının olduğu bir Türkiye’de, Adalet Bakanı var diyemeyiz! Yasal düzenlemeler Adalet Bakanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin işi değil mi? Recep Tayyip Erdoğan, ülke insanlarını ağır ve adaletsiz şekilde cezalandırmadığı için Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu! Ve yıllardır tek başına iktidar! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkeyi yönettiği için ve onu sevenler AK Parti’yi iktidarda tuttuğu için hali hazırda İçişleri Bakanı olarak Ankara’daki o koltukta oturmaktasınız Sayın Bakan! Kusura bakmayın ama Türk Milleti’ne kesilen bu ağır taslak ceza yasa sürecini ne bir gazeteci olarak ne de bir insan olarak kabullenmemiz mümkün değil. Bu sadece halka değil Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da ceza kesmektir. Vatandaşa ilk seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye oy vermeyin demek değildir de nedir bu taslak yasa Sayın Erdoğan?
Ne demek “Dur” ihtarına uymayan sürücülere uygulanan para cezasını 2 bin 167 TL’den taslak halindeki yeni düzenlemeye göre 47 Bin TL para cezası ve akabinde ‘60 gün sürücü belgesini geri alma’ ve ‘ 60 gün trafikten men’ cezası olarak düzenlemek? İçişleri Bakanı mısınız yoksa Adalet Bakanı mı? Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bahse konu yasanın uygulanmaya konması halinde Türkiye’nin sokaklarını ne hale getireceğinizin farkında mısınız? Vatandaş daha kesilen trafik cezalarını ödeyemezsek, köprü ve otoyol ücretlerini ödeyemezken bu ağır yaptırım taslağı ile hedeflenen nedir? Oruç başınıza mı vurdu Sayın Bakan? Bir yanda duran ekonomiyi canlandırmak için esnaf kredi paketleri açıklayan, otomobil alım süreçlerindeki kredi vade sürelerini uzatarak faiz oranlarını düşüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öte yanda 2-3 bin TL cezayı yaklaşık 50 bin TL’ye çekmeye hazırlanan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya! Böyle bir hamlenin Türkiye’de sivil darbe sürecini tetiklemek olduğunun farkında mısınız? Ve yine Türk Ceza Kanunu ile ilgili konuşma yetkisinin İçişleri Bakanı olarak şahsınıza ait olmadığının aksine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a ait olduğunun farkında mısınız? İftardan sonra konuşalım Sayın Bakan, iftardan sonra…
Dünden bugüne Recep Tayyip Erdoğan...
Tabi herkes dünü unuttu! Nasıl İstanbul’un çöp dağlarının yarattığı pis kokularda boğulduğunu ve sularının akmadığı günleri unuttuysak, Türkiye’nin de yolları olmayan, köprüleri olmayan, kendi TOGG’unu ANKA’sını geçtim kendi makine teçhizatını üretemediği günlerini unuttuk.
Sahi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğa oturduğu günden bugüne kaç nesil değişti? Kaç yüzyıl geçti ki, her şeyi çok çabuk unuttuk? Biz sadece Recep Tayyip Erdoğan’ı seçtik. Geriye kalan Milletvekili, Bakan kim varsa hepsini Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçti ve önümüze koydu oy verip seçin diye. Yani vebal, Milletin değil!
Türkiye’yi 2002 yılından bugüne iktidar olarak yöneten AK Parti hükümetleri döneminde; büyüme ve altyapı yatırımları, ihracatın sanat gibi tüm iş insanlarının altın bileziği haline getirilmesi safhaları, bankacılık reformları öne çıkan ekonomik gelişmelerden bazıları olarak hafızalara kazındı. Ambulans ve Acil Servis Hizmetlerindeki iyileşmeler, Genel Sağlık Sigortası uygulamaları ve Şehir Hastaneleri ile Türkiye, sağlıkta adeta çağ atladı. Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüleri, tüneller, otoyollar, hızlı tren hatları ve yeni hava limanı ağları, deniz taşımacılığının gelişmesi, Marmaray ve Avrasya Tüneli, Türkiye’nin ulaşımda Dünya’ya şahlanış hareketi olarak kendini anlattığı ulaşım ve altyapı başarılarından bazıları. Öyle ki, birçok büyükşehirde yapılan dev yerel yönetim hizmetlerini yazmaya ciltler dolusu kitaplar yetmez. Atak helikopterlerinden Bayraktar İHA, SİHA ve Altay tankı, MİLGEM projelerine varıncaya kadar Savunma Sanayi ve Teknolojik Gelişmeleri “Türkiye Uzay Ajansı” ile gökyüzüne taşıyan bir AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan dönemi yaşadık. Türkiye’nin altın çağı olarak ifade edilen yıllarda sadece bunlar mı oldu?
Milli Eğitim Bakanlığında gerçekleştirilen yeni okul projeleri, ücretsiz ders kitabı uygulaması, akıllı tahtalar, yurt ve burs imkânlarının üniversite ve yerleşke sayıları ile birlikte eş değer hız ve sayıda artırılması, Türkiye’de “Üniversite mezunu insan” sayısının artması hep AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan dönemlerinde oldu.
Yetmedi, Türk Devletleri başta olmak üzere Dünya’nın onlarca ülkesinden gençler eğitim için Türkiye’ye geldi. Türkiye, Sağlık turizminde Dünya’da marka bir ülke konumuna yükseldi.
Enerji politikalarının doğru uygulanması ile gelişen “enerji bağımsızlığı hamleleri” başta olmak üzere göç ve mülteci politikaları, diplomatik açılımlar ile gerçekleşen Anadolu’nun ötesine çıkılarak Afrika’ya, Asya’ya, Latin Amerika’ya yeni büyükelçilikler açılması süreçlerini kim başardı?
Vallahi babam yapmadı bunları. Bunca başarıyı ve daha fazlasını AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hayata geçirdi.
Tarım sulama projeleri, Güneydoğu Anadolu Projesi GAP başta olmak üzere daha güçlü barajların yapılarak hizmete alınması, dev enerji santralleri, nükleer enerji santralleri, güneş enerji santralleri, topraksız tarım gibi yüzlerce uygulamayı anlatmıyorum bile. Evet değerli okurlarım; AK Parti Milletvekilleri, İl ve İlçe Yöneticileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kurduğu AK Parti’nin yaptıklarını anlatmayı bırakınca bunları aktarmak maalesef bize kalıyor. İnsan merak etmiyor değil, Sayın Erdoğan; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AK Parti rozeti ile oturan onlarca Milletvekili ne iş yapıyor? Bari çıksınlar vatandaşa şu yazdıklarımı anlatsınlar! Hepi topu 2 dakika konuşsalar vallahi kayyumlara gerek yok halk yuvaya geri dönecek! AK Parti yeniden yerel de iktidar olacak…
Bugün AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan!
Tüm samimiyetimle ve sosyal medya paylaşımlarımda ifade ettiğim gibi Türkiye’yi evinden çıkarmayan, sokağa hasret bırakan ağır pandemi süreçlerinde meydanlara inerek milleti ile hemhal olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Anadolu çok özledi. Çanakkale Biga’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile omuz omuza verdiğimiz sıfır temassız fotoğrafımı hepiniz biliyorsunuz. O günlerden bugünlere meydanlar bomboş kaldı!
Yürütülemeyen sağlık hizmetleri, çöken çalışma ve sosyal politikalar, açlık sınırı altında kalan emekli maaşları ve kaybedilen büyükşehirler ile onlarca belediye! Evet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Millet ile değil, Ümmet ile dertlendirenler hem ülkeyi hem de AK Parti’yi çöküşe sürüklediler! İçişleri’ni Bakanlara bırakıp Dış işlere nakan Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası artan asayiş olayları, önlenemeyen suçlar ve artan toplumsal olaylar ile cinnet ve intihar vakalarını nasıl yorumlamalıyız?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yüksek ceza taslak uygulama çıkışı vatandaşın tansiyonu ile oynamaktan fazladır değerli okurlarım! Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya çıkıp açıklasın; “Türkiye’de İçişleri Bakanı olduğu dönemde kaç polis memuru veyahut yakını intihar etti?” “Emniyet ve Jandarma teşkilatında yoğun ve ağır mesai şartlarından dolayı boşanma oranlarında artış var mı?” “Emniyet ve Jandarma teşkilatında kaç bin personel banka ve farklı argümanlara borçlu?” “Emniyet ve Jandarma teşkilatı özlük ve maaş hakları ile emeklilik hakları ne kadar yeterli ve adil? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde Türkiye’nin genelinde kaç polis merkezi, kaymakamlık ve valilik binası yapıldı? Ali Yerlikaya döneminde kaç adet kaymakamlık, valilik, emniyet ve jandarma hizmet binası yapıldı?
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kıymetli Cumhurbaşkanımız; İçişleri Bakanı kendisini Adalet Bakanı zannederek yasa ile değiştirilmesi gereken hususlara dair taslak yasa açıklamaları yapmaya başlarsa eski Türkiye’de olduğu gibi Cumhuriyet Savcıları da kalkar İl Emniyet Müdürleri ve İl Jandarma Komutanlarına telefonla talimatlar yağdırır! Sonrasını söylemeye gerek yok hepimiz yaşadık o zor günleri…
Yerel yönetimlerde soruşturma zinciri başlatan Sayın Ali Yerlikaya neden Alinur Aktaş dönemini araştırmıyor? O dönem Sayın Alinur Aktaş’ın danışmanı olan cafcaflı arkadaşların mal beyanları, görev öncesi ve sonrası ne durumdadır? AK Parti büyükşehir ve şehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri nasıl veya neden borç batağına saplandı? Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un toplumsal uzlaşma sürecine dair hamleler yaptığı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kemerleri gevşettiği, Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “sıfır terör” süreci başlattığı bir dönemde yaşanan İçişleri taslak yasa ceza süreci kafaları karıştırdı! Yaklaşık 3 bin TL olan bir dur ihtarına uymama ceza oranını nasıl 10 katından bile fazla olan 47 bin bandına çekiliyor. Böyle afaki bir ceza oran çekilmesi ifade edilebilir? O zaman vatandaş demez mi Sayın Erdoğan, hani enflasyon düşüyordu? Hani Türkiye, vergiler ve cezalar ile yönetilmiyordu diye sormaz mı vatandaşlar?
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; biz ne AK Parti’yi biliriz nede dünden bugüne AK Parti içerisinde veya hükümetleriniz dönemlerinde koltuk sahibi olanları. Sayın Recep Tayyip Erdoğan; biz, sizi biliriz ve sizde bizi bilirsiniz! Dün, sizden önce olmayanların bugün sizin sayenizde makam sahibi olanların sizi Türkiye’nin başına taşıyan vatandaşlara ağır yaptırım taslaklarını kabul edemeyiz. Onlar istifa eder mi siz görevden alır mısınız bilmem ama böyle giderse bu halk isyan eder! Mübarek Ramazan ayında İmamoğlu meydanları gezerken, koltuğunda oturan Sayın Bakanları ister değiştirin ister değiştirmeyin. Ama erken seçimi kabine zorluyor! Ben değil! Ben, sadece bilin istedim. Sonuç itibariyle burası Türkiye, küreselciler farkında olmasa bile…