Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Ölü at teorisi…

Yoğun gündemler içerisinde kısa makaleler eşliğinde okuma eksikliklerimi gidermeye çalışıyorum. İnsanların kitap, köşe yazısı, makale okumayı bıraktığı bir dönemden geçiyoruz. Tarih kitaplarını okumayanlar kadar sosyoloji yazılarını okumayanlarda çoğunlukta. Kitaplardan uzak kalan, düşünmeyi unutan, konuşarak uzlaşmayı akıl edemeyen, şiddet merkezli bir toplum haline geldik. Evet, eğitim şart ancak kendimizi ne kadar eğitiyoruz? Veyahut siyasi ve ekonomik yaşam içerisinde eğitim ve öğretim kazanımlarımızı ne kadar uyguluyoruz? Bugün sizlerle “ölü at teorisi” üzerinden gündem değerlendirmesi yapacağım. Kabul etmeliyiz ki; ölü bir at ile bir milim bile mesafe kaydedemezsiniz. Peki, ölü bir ata bindiğimizin farkında mıyız? Bugün Türkiye’nin içerisindeki bulunduğu süreçler aslında “Ölü At” teorisi ile özetlenebilir. Uzmanlara göre “Ölü At Teorisi” bürokratik deliliğin bir kanıtıdır. Bu tezi en iyi anlatan hikâyelerden birisi “Berlin Brandenburg Havaalanı hikâyesi” diyebiliriz. Derler ki; "Ölü bir ata bindiğinizi keşfettiğinizde, en iyi strateji attan inmektir." Bugün Türkiye’nin siyasi ve bürokratik yaşamını da bu şekilde özetleyebiliriz. Pozitif ataklar ile iktidarın toplum ile arasındaki kör iletişimini keşfederek yerelde iktidar olan Cumhuriyet Halk Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu sonrası gelinen Özgür Özel sürecinde toplumdan uzaklaşarak sokak eylemlerine yöneldi. Bursa gibi büyük bir şehri iktidarın Alinur Aktaş diretmesi sonrası Mustafa Bozbey’in 30 yıl siyaset ve yerel yönetim tecrübeleri ile kazandığını unutan Cumhuriyet Halk Partisi, Bursa sokakları dâhil ülkenin tamamında sokak çatışmalarına yönelerek bir 50 yıl daha iktidar olabilme şansını öteledi diyebiliriz. Birçok yerel yönetimde yönettiği şehirleri ilerletemeyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin Eskişehir, İzmir, Çanakkale örnekleri gözümüzden kaçmıyor. Son dönemde bu şehirlerde yaşanan geriye gitmeler ve şehirlerin depreme dayanıksız yapı stoku ile birlikte artan kentsel sorunları toplumun ana gündem konusu olmaya devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Ekrem İmamoğlu’nun yargı sürecini sokağa taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar olabilme şansını kaybederken aslında iktidarı yeni ittifaklara altın tepside sundu diyebiliriz. Son dönemde Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde güçlenen “Bülent Ecevit” ve “Demokratik Sol Parti” söylemleri aslında CHP’nin kendi içerisindeki büyük çıkmazının da kare kodlarından diyebiliriz. Elbette Adalet ve Kalkınma Partisi’nin son süreçte kendi iç siyasal handikapları yüzünden önce genel seçimlerde gözle görülür oy kaybettiğini ve akabinde yerel yönetimleri kaybettiğini biliyoruz. Ancak gelinen noktada sokak çatışmalarının şiddetinin artması ve toplumu güvenlik güçleri ile karşı karşıya getiren bir Cumhuriyet Halk Partisi gerçekliğinin Türkiye’de CHP’ye iktidar kapılarını en az 50 yıl daha kapattığını fark etmek zorundayız! Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’de, Özgür Özel liderliğinde iktidar olma şansı kaldığına inanmayanlardanım. Bursa öznesinden hareket ile Cumhuriyet Halk Partisi tanımını değerlendirdiğimizde Bursa’ya; Özgür Özel’ler değil, Özgür Şahin’ler lazım diyebiliriz. Bursa’ya “kent uzlaşısı” diyen insanlar değil, “Bursa bizim evimiz” diyen Erkan Aydın sembolleri lazım diyebiliriz. Bugün Türkiye’nin siyasi hayatını değerlendirdiğimizde, iktidarı burun ucu ile kaçıran bir Cumhuriyet Halk Partisi görmek tüm samimiyetimle ifade etmeliyim ki hepimiz için üzücü bir deneyim oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “genel medya sansürü” ile başlayan sürecini TRT gibi kamu markalarını boykot kararına çevirmesi Cumhurbaşkanı çıkaracak bir siyasi partinin vizyonuna yakışmadı! Türkiye’nin yerli ve milli markalarını boykot etme çağrısında bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’e ve Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’a sormak istiyorum; “Katil İsrail” sloganları ile İsrail markalarını boykot ettiniz mi? Cumhuriyet Halk Partisi’nin Özgür Özel ile özelleşen yönetiminin anlamak istemediği bazı gerçeklikler var! Sürekli yazıyoruz ama okumuyorlar. Sürekli ifade ediyoruz ama dinlemiyorlar. Bursa’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin aldığı oy oranı kabul ediniz ki; Mustafa Bozbey’in Büyükşehir Belediye Başkanı olurken ve Erkan Aydın’ın Osmangazi Belediye Başkanı olurken aldığı oy oranlarının çok altında! Ve yine Cumhuriyet Halk Partisi’nin ısrarla kutuplaştırdığı kent ve ülke siyasetine baktığımızda 20 Milletvekili çıkartan Bursa’da sağ aday profili ile alabildiği oy oranları da ortada! Bugün Bursa’da CHP’nin kaç Milletvekili var! Ve seçildikleri 2 yıl içerisinde kaç ilçe, kaç mahalle buluşması gerçekleştirdiler? Aslında Cumhuriyet Halk Partisi oy oranlarını yükseltebilir ve iktidar olabilirdi! Lakin yerel yönetimleri kazanalı daha 1 yıl olmadan sokaklara inmek ve 1 yıllık yerel yönetim çalışmalarını vatandaş ile paylaşmak yerine sözüm ona 16 Milyonluk İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hakkını sokaklarda savunmak adına 85 Milyon vatandaşı elinin tersi ile iterek sokaklara inmek ne kadar akıllı bir siyaset yönetimi! Ve yine Özgür Özel’in bazı paylaşımlarda gördüğümüz üzere aşırı stresli, psikolojik anlamda kaygı dolu ve antipatik söylemler ile toplumsal barıştan uzak kararlar içeren Genel Başkanlık süreci Cumhuriyet Halk Partisi’ni ne kadar daha yerel de iktidar tutabilir veyahut Türkiye’nin iktidarına taşıyabilir? “Ölü At teorisi” işte burada devreye giriyor değerli okurlarım. Bugün ortada Ölü bir at vardır! Ve bu at kırbaçlanarak liderliğe veyahut iktidara koşturulamaz. Cumhuriyet Halk Partisi bir yoldur, yolculuktur… Elbette her siyasi partide olduğu gibi bu yol ve yolculuğu lider kadrolar ileriye taşırlar. Siyasi partilerin ve bürokratik kadroların liderleri aynı zamanda koşan atlarıdır… Bugün geldiğimiz noktada maalesef Cumhuriyet Halk Partisi için Özgür Özel, “Ölü At” olarak tanımlanabilir. 47 yıl sonra seçim kazandığı Bursa’da bir iftar açmayan, Ulucami’de bir halk buluşması gerçekleştirmeyen,  Bursa medyası ile samimi bir sohbet ortamında yerel yönetimlerinin hedeflerini şehir ile buluşturamayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi için “Ölü At” değildir de nedir? Cumhuriyet Halk Partisi Olağanüstü Kurultay Kararı aldı. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bu süreci nasıl takip ediyor bilmiyorum. Bildiğim bir şey var o da şudur; sokak eylemleri hızla çatışmaya dönüşüyor ve sokaklarda çocuklar polisler ile karşı karşıya getiriliyor! Vatandaşlar bu durumdan rahatsız oldukları için sokak eylemlerinde ön sıralarda gördükleri Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e çok büyük tepki gösteriyorlar. Bursa’nın ve Bursalıların oylarını alarak Cumhuriyet Halk Partisi rozeti ile girdiği seçimleri kazanan Mustafa Bozbey o günkü şartlarda Demokratik Sol Parti rozeti ile de seçimlere girse, bağımsız da girse seçimleri yine kazanacaktı. Bu sebeple Sayın Mustafa Bozbey’e Bursalıların arasına Bursa’ya geri dön çağrısı yaparak; “İstanbul için değil, Bursa için çalış Başkan” diye sesleniyorum. Biz, Mustafa Bozbey’i Bursa için Bursaspor için seçtik. Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kemal Kılıçdaroğlu nasıl güçlü bir halk saygınlığı kazandı ise bugün Özgür Özel maalesef o kadar büyük bir hızla halktan kopuyor ve CHP’yi halktan kopartıyor. Evet, seçimler önemlidir. Evet, sandık önemlidir. Günü geldiğinde sandıktan çıkan elbette bizim Cumhurbaşkanımız, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Milletvekilimizdir. Lakin siyasi sandıklar ile değil Yüksek Seçim Kurulu sandıkları ile Türkiye’de yönetimler belirleniyor diyerek hepimizi Ramazan Bayramına sayılı günler kala barışa, demokrasiye ve toplumsal bütünlüğe davet ediyorum…
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2025 - Salı
Ömer Küçükkaya

Ölü at teorisi…

Yoğun gündemler içerisinde kısa makaleler eşliğinde okuma eksikliklerimi gidermeye çalışıyorum. İnsanların kitap, köşe yazısı, makale okumayı bıraktığı bir dönemden geçiyoruz. Tarih kitaplarını okumayanlar kadar sosyoloji yazılarını okumayanlarda çoğunlukta. Kitaplardan uzak kalan, düşünmeyi unutan, konuşarak uzlaşmayı akıl edemeyen, şiddet merkezli bir toplum haline geldik. Evet, eğitim şart ancak kendimizi ne kadar eğitiyoruz? Veyahut siyasi ve ekonomik yaşam içerisinde eğitim ve öğretim kazanımlarımızı ne kadar uyguluyoruz? Bugün sizlerle “ölü at teorisi” üzerinden gündem değerlendirmesi yapacağım.

Kabul etmeliyiz ki; ölü bir at ile bir milim bile mesafe kaydedemezsiniz. Peki, ölü bir ata bindiğimizin farkında mıyız? Bugün Türkiye’nin içerisindeki bulunduğu süreçler aslında “Ölü At” teorisi ile özetlenebilir. Uzmanlara göre “Ölü At Teorisi” bürokratik deliliğin bir kanıtıdır. Bu tezi en iyi anlatan hikâyelerden birisi “Berlin Brandenburg Havaalanı hikâyesi” diyebiliriz.

Derler ki; "Ölü bir ata bindiğinizi keşfettiğinizde, en iyi strateji attan inmektir." Bugün Türkiye’nin siyasi ve bürokratik yaşamını da bu şekilde özetleyebiliriz. Pozitif ataklar ile iktidarın toplum ile arasındaki kör iletişimini keşfederek yerelde iktidar olan Cumhuriyet Halk Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu sonrası gelinen Özgür Özel sürecinde toplumdan uzaklaşarak sokak eylemlerine yöneldi. Bursa gibi büyük bir şehri iktidarın Alinur Aktaş diretmesi sonrası Mustafa Bozbey’in 30 yıl siyaset ve yerel yönetim tecrübeleri ile kazandığını unutan Cumhuriyet Halk Partisi, Bursa sokakları dâhil ülkenin tamamında sokak çatışmalarına yönelerek bir 50 yıl daha iktidar olabilme şansını öteledi diyebiliriz.

Birçok yerel yönetimde yönettiği şehirleri ilerletemeyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin Eskişehir, İzmir, Çanakkale örnekleri gözümüzden kaçmıyor. Son dönemde bu şehirlerde yaşanan geriye gitmeler ve şehirlerin depreme dayanıksız yapı stoku ile birlikte artan kentsel sorunları toplumun ana gündem konusu olmaya devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Ekrem İmamoğlu’nun yargı sürecini sokağa taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar olabilme şansını kaybederken aslında iktidarı yeni ittifaklara altın tepside sundu diyebiliriz. Son dönemde Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde güçlenen “Bülent Ecevit” ve “Demokratik Sol Parti” söylemleri aslında CHP’nin kendi içerisindeki büyük çıkmazının da kare kodlarından diyebiliriz.

Elbette Adalet ve Kalkınma Partisi’nin son süreçte kendi iç siyasal handikapları yüzünden önce genel seçimlerde gözle görülür oy kaybettiğini ve akabinde yerel yönetimleri kaybettiğini biliyoruz. Ancak gelinen noktada sokak çatışmalarının şiddetinin artması ve toplumu güvenlik güçleri ile karşı karşıya getiren bir Cumhuriyet Halk Partisi gerçekliğinin Türkiye’de CHP’ye iktidar kapılarını en az 50 yıl daha kapattığını fark etmek zorundayız!

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’de, Özgür Özel liderliğinde iktidar olma şansı kaldığına inanmayanlardanım. Bursa öznesinden hareket ile Cumhuriyet Halk Partisi tanımını değerlendirdiğimizde Bursa’ya; Özgür Özel’ler değil, Özgür Şahin’ler lazım diyebiliriz. Bursa’ya “kent uzlaşısı” diyen insanlar değil, “Bursa bizim evimiz” diyen Erkan Aydın sembolleri lazım diyebiliriz. Bugün Türkiye’nin siyasi hayatını değerlendirdiğimizde, iktidarı burun ucu ile kaçıran bir Cumhuriyet Halk Partisi görmek tüm samimiyetimle ifade etmeliyim ki hepimiz için üzücü bir deneyim oldu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “genel medya sansürü” ile başlayan sürecini TRT gibi kamu markalarını boykot kararına çevirmesi Cumhurbaşkanı çıkaracak bir siyasi partinin vizyonuna yakışmadı! Türkiye’nin yerli ve milli markalarını boykot etme çağrısında bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’e ve Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’a sormak istiyorum; “Katil İsrail” sloganları ile İsrail markalarını boykot ettiniz mi?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Özgür Özel ile özelleşen yönetiminin anlamak istemediği bazı gerçeklikler var! Sürekli yazıyoruz ama okumuyorlar. Sürekli ifade ediyoruz ama dinlemiyorlar. Bursa’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin aldığı oy oranı kabul ediniz ki; Mustafa Bozbey’in Büyükşehir Belediye Başkanı olurken ve Erkan Aydın’ın Osmangazi Belediye Başkanı olurken aldığı oy oranlarının çok altında! Ve yine Cumhuriyet Halk Partisi’nin ısrarla kutuplaştırdığı kent ve ülke siyasetine baktığımızda 20 Milletvekili çıkartan Bursa’da sağ aday profili ile alabildiği oy oranları da ortada! Bugün Bursa’da CHP’nin kaç Milletvekili var! Ve seçildikleri 2 yıl içerisinde kaç ilçe, kaç mahalle buluşması gerçekleştirdiler?

Aslında Cumhuriyet Halk Partisi oy oranlarını yükseltebilir ve iktidar olabilirdi! Lakin yerel yönetimleri kazanalı daha 1 yıl olmadan sokaklara inmek ve 1 yıllık yerel yönetim çalışmalarını vatandaş ile paylaşmak yerine sözüm ona 16 Milyonluk İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hakkını sokaklarda savunmak adına 85 Milyon vatandaşı elinin tersi ile iterek sokaklara inmek ne kadar akıllı bir siyaset yönetimi! Ve yine Özgür Özel’in bazı paylaşımlarda gördüğümüz üzere aşırı stresli, psikolojik anlamda kaygı dolu ve antipatik söylemler ile toplumsal barıştan uzak kararlar içeren Genel Başkanlık süreci Cumhuriyet Halk Partisi’ni ne kadar daha yerel de iktidar tutabilir veyahut Türkiye’nin iktidarına taşıyabilir?

“Ölü At teorisi” işte burada devreye giriyor değerli okurlarım. Bugün ortada Ölü bir at vardır! Ve bu at kırbaçlanarak liderliğe veyahut iktidara koşturulamaz. Cumhuriyet Halk Partisi bir yoldur, yolculuktur… Elbette her siyasi partide olduğu gibi bu yol ve yolculuğu lider kadrolar ileriye taşırlar. Siyasi partilerin ve bürokratik kadroların liderleri aynı zamanda koşan atlarıdır…

Bugün geldiğimiz noktada maalesef Cumhuriyet Halk Partisi için Özgür Özel, “Ölü At” olarak tanımlanabilir. 47 yıl sonra seçim kazandığı Bursa’da bir iftar açmayan, Ulucami’de bir halk buluşması gerçekleştirmeyen,  Bursa medyası ile samimi bir sohbet ortamında yerel yönetimlerinin hedeflerini şehir ile buluşturamayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi için “Ölü At” değildir de nedir?

Cumhuriyet Halk Partisi Olağanüstü Kurultay Kararı aldı. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bu süreci nasıl takip ediyor bilmiyorum. Bildiğim bir şey var o da şudur; sokak eylemleri hızla çatışmaya dönüşüyor ve sokaklarda çocuklar polisler ile karşı karşıya getiriliyor! Vatandaşlar bu durumdan rahatsız oldukları için sokak eylemlerinde ön sıralarda gördükleri Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e çok büyük tepki gösteriyorlar.

Bursa’nın ve Bursalıların oylarını alarak Cumhuriyet Halk Partisi rozeti ile girdiği seçimleri kazanan Mustafa Bozbey o günkü şartlarda Demokratik Sol Parti rozeti ile de seçimlere girse, bağımsız da girse seçimleri yine kazanacaktı. Bu sebeple Sayın Mustafa Bozbey’e Bursalıların arasına Bursa’ya geri dön çağrısı yaparak; “İstanbul için değil, Bursa için çalış Başkan” diye sesleniyorum. Biz, Mustafa Bozbey’i Bursa için Bursaspor için seçtik. Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kemal Kılıçdaroğlu nasıl güçlü bir halk saygınlığı kazandı ise bugün Özgür Özel maalesef o kadar büyük bir hızla halktan kopuyor ve CHP’yi halktan kopartıyor. Evet, seçimler önemlidir. Evet, sandık önemlidir. Günü geldiğinde sandıktan çıkan elbette bizim Cumhurbaşkanımız, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Milletvekilimizdir. Lakin siyasi sandıklar ile değil Yüksek Seçim Kurulu sandıkları ile Türkiye’de yönetimler belirleniyor diyerek hepimizi Ramazan Bayramına sayılı günler kala barışa, demokrasiye ve toplumsal bütünlüğe davet ediyorum…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.