Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Ulusal Egemenlik…

Merhabalar, bugün 23 Nisan! Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı kutlu gün. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 1921 yılından bugüne ilk ulusal bayramında siz, birbirinden değerli okurlarım ile yeniden buluşmaktan kıvanç ve onur duyduğumu özellikle belirtmek isterim. Bugün sizlerle takvimler ve tarihler arasında yüzyıl öncesini değil, 1 yıl sonrasına dair öngörülerimi paylaşacağım… Değerli okurlarım, kıymetli vatandaşlar bilmekteyiz ki; siyasi ikbal ve irade peşinde koşanlar, dere geçerken at değiştirenler, çıktığı yolda salladıkları sancakları indirip halkın yüce iradesine rağmen güç ve ikbal ile birlikte gelecek korkusu ile kendinden güçlü olanlara boyun eğenler ve bu şekli ile sağa sola dönenler, her daim aciz ve kaybedenler olarak tarihte yer almıştır, alacaktır. Kıyası mümkün olmayan süreçler ile yüzyıl sonra yine karşı karşıya kalan Yüce Milletimizin omuzlarında yükselen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yeni seçimler ve süreçler içerisine girmiş bulunuyor. Ankara’nın İmralı çıkmazında nefes almakta zorlandığı bir süreçte, Mehmetçik kadim varlığını Yüce Türk Milletinin yürekli evlatları ile sürdürüyor. Elbette zorlu yolculukların, meşakkatli süreçleri ve mutlu olduğu kadar acı tecrübeleri olmuştur, olacaktır. Lakin bugün hata yapmak veyahut hata yapmakta ısrarcı olmak günü değildir. Bu sebeple net bir dille ifade etmek isterim ki; halkın değişim diyerek sandıkta irade gösterdiği hususlara siyaset, halka rağmen irade göstermeye kalkıyorsa ip kopmuş, söylenecek tüm sözler bitmiş ve takdir yeniden halkın kadim iradesinde vücut bulmak üzere zamana terk edilmiştir… “Ulusal Egemenlik” kavramı bizler için Yüce Türk Milletinin irade ve egemenlik gücünü temsil etmektedir. “Çocuk Bayramı” kavramı ise yeni nesilleri on hatta yüzyıl sonrasını işaret etmektedir. Bugün halen daha Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği kadim medeniyet çizgisinde ilerleyebiliyorsak eğer bunu Türk Milletinin binlerce yıllık tarihi kültürüne ve devlet bilincine borçlu olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Elbette bugün hem Cumhuriyet hem de Halk ciddi sıkıntılar içerisindedir. Toplumsal değerler ile birlikte yarınlar hem doğru temsil edilememekte hem de güven ve itibar kavramları ciddi zararlar görmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücü toplumsal birliktelik, sosyal adalet ve devlete güven ilkelerinde gizlidir. Kentlerde bozulan güven ortamlarının yerel seçimlerde vatandaşın ama sandığa gitmeyerek ama sandıkta yerel iktidar değişimine yol açacak şekilde farkındalık göstermesini Türkiye’yi yöneten siyasilerin ısrarla görmemesi yarına dair acı olayların ve çıkacak büyük faturaların ilk habercileridir. Bursa gibi asırlar boyu İmparatorluk geçmişi olan bir şehirde Yenişehir ve Karacabey gibi kudretli tarihleri bulunan ve “Milliyetçi” kimlikleri ile öne çıkan iki şehirde yaşanan siyasi değişimlerin hem iktidar içerisinde hem de iktidara karşı ciddi güvensizlik ortamı yarattığını inkâr edemeyiz. Elbette Karacabey ve Yenişehir Belediye Başkanlarının Bursa Milletvekilleri Sayın Önder Matlı ve Efkan Ala ile İl Başkanı Davut Gürkan’ın güçlü girişimleri ile AK Parti’ye yani iktidar saflarına geçmesi önemli bir siyasi neticedir. Lakin halkın değişimi seçtiği noktada ve düne kadar “siyasi partilerde seçim sonrası parti değiştirmeyi etik bulmadığını” ifade edenlerin bu değişimi kabul ederek gerçekleştirdikleri hamleler ilk seçimlerde ciddi oy kayıpları yaratacaktır. Ve yine bir gün önce omuz omuza bir gün sonra karşı karşıya kalınarak Şampiyon Bursaspor kutlamalarını bile gölgede bırakmaya dönük siyasi hesaplaşmaları kadim milletimiz sine-i millet nezdinde değerlendirmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hem yerelde hem küresel denklemlerde son dönemlerde yalnız kalması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Türk Devletleri tarafından dahi Kıbrıs gibi kalbi meselelerde yalnız bırakılmasını doğru okumak zorundayız. Mevki ve menfaat peşinde koşanların taktıkları rozetlerin hiçbir anlamı yoktur, olmamıştır. Bir yıl önce seçim sathı mahallinde hem Yenişehir hem Karacabey’de başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile onu sevenlere ağır ithamlarda bulunan Yenişehir ve Karacabey Belediye Başkanlarının AK Parti saflarına geçmesi, geçirilmesi veyahut AK Parti’ye kabul edilmesini bugüne kadar her daim AK Parti’ye ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren başta ben olmak üzere hiçbir samimi dava adamının kabul etmesi mümkün değildir! Sayın Efkan Ala başta olmak üzere Sayın Önder Matlı ve Sayın Davut Gürkan büyük bir siyasi değişim ve icraat başarısı gösterdiklerini ifade ediyor olsalar bile kimse kusura bakmasın ki; davamıza ağır hareketler edenleri, dün karşımızda iken bugün yanımıza almayı, “dostlarını terk edip düşmanları dost edinenlerin akıbeti” ile yorumlamak en doğrusudur. Adalet ve Kalkınma Partisi gerçekleştirdiği Yenişehir ve Karacabey atakları ile belki dün sandıklarda kaybetmedi lakin bugün vicdanlarda kaybetmiştir. Bu şekli ile Cenabı Allah, bahse konu süreçte vebali olanları affetsin ve hatalarından döndürsün diyerek “Ulusal Egemenlik” kavramına bir kere daha değinmek istiyorum. Değerli okurlarım ve kıymetli vatandaşlarımız; İlk Cumhurbaşkanımız Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da ölümlüdür ve devlet liderleri yaptıkları ile yâd edilirler. On yıllardır Türkiye’yi yöneten yerel de ve ulusal da tek başına iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ittifaklar ile iktidar olmasının tek sebebini “ekonomik süreçler” olarak yorumlamak adil değildir. Adalet ve Kalkınma Partisi, ilkelerinden ve söylemlerinden tavizler verdiği için önce ulusalda güç kaybetmiş akabinde yerel de iktidar gücünü kaybetmiş ve kaybetmeye devam etmektedir. Bu Pazar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir miting yapsa mutlaka varlığı ile tüm meydanları dolduracak güçtedir lakin bu Pazar bir seçim olsa AK Parti; Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni, Osmangazi Belediyesi’ni alabilecek midir? Bu Pazar bir seçim olsa sözüm ona transfer ettiği Belediye Başkanları ile AK Parti, Yenişehir ve Karacabey’i kazanabilecek midir? Aslında asıl sorulması gereken soru budur! Sayın Davut Gürkan başta olmak üzere AK Parti’yi yönetenlere ve AK Parti’ye gönül vermesine rağmen Yenişehir ve Karacabey’de sandığa gitmeyerek tarihi nitelikte siyasi dersler veren vatandaşlara sesleniyorum, “ne diyorsunuz dün orda bugün burada olan Başkanlar ile veyahut bu bakış açısı ile AK Parti seçim kazanır mı?” Uzun lafın kısası şudur ki; “Ulusal Egemenlik” bir vicdan meselesidir. Ve bugün Bursalıların vicdanı yaralıdır. Bursaspor nasıl Bursalılar ile şampiyon olduysa AK Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da Bursa’da aynı samimiyet ve duruş ile yıllarca iktidar olmuştur. Lakin dün davaya fütursuzca sallayanları, bugün alkışlarla transfer edenleri yarın sandıkta yalnız bırakırsak suçu bizde değil, en başta kendilerinde aramalarını tavsiye ediyorum. Nitekim bu memlekette siyasi dönüşleri gerçekleştirenler; toplumda asla kabul ve karşılık görmemiştir, görmeyecektir… Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlarken, Aziz Şehitlerimiz i rahmet ve minnetle yâd ediyorum. 
Ekleme Tarihi: 23 April 2025 - Wednesday
Ömer Küçükkaya

Ulusal Egemenlik…

Merhabalar, bugün 23 Nisan! Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı kutlu gün. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 1921 yılından bugüne ilk ulusal bayramında siz, birbirinden değerli okurlarım ile yeniden buluşmaktan kıvanç ve onur duyduğumu özellikle belirtmek isterim. Bugün sizlerle takvimler ve tarihler arasında yüzyıl öncesini değil, 1 yıl sonrasına dair öngörülerimi paylaşacağım…

Değerli okurlarım, kıymetli vatandaşlar bilmekteyiz ki; siyasi ikbal ve irade peşinde koşanlar, dere geçerken at değiştirenler, çıktığı yolda salladıkları sancakları indirip halkın yüce iradesine rağmen güç ve ikbal ile birlikte gelecek korkusu ile kendinden güçlü olanlara boyun eğenler ve bu şekli ile sağa sola dönenler, her daim aciz ve kaybedenler olarak tarihte yer almıştır, alacaktır.

Kıyası mümkün olmayan süreçler ile yüzyıl sonra yine karşı karşıya kalan Yüce Milletimizin omuzlarında yükselen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yeni seçimler ve süreçler içerisine girmiş bulunuyor. Ankara’nın İmralı çıkmazında nefes almakta zorlandığı bir süreçte, Mehmetçik kadim varlığını Yüce Türk Milletinin yürekli evlatları ile sürdürüyor. Elbette zorlu yolculukların, meşakkatli süreçleri ve mutlu olduğu kadar acı tecrübeleri olmuştur, olacaktır. Lakin bugün hata yapmak veyahut hata yapmakta ısrarcı olmak günü değildir. Bu sebeple net bir dille ifade etmek isterim ki; halkın değişim diyerek sandıkta irade gösterdiği hususlara siyaset, halka rağmen irade göstermeye kalkıyorsa ip kopmuş, söylenecek tüm sözler bitmiş ve takdir yeniden halkın kadim iradesinde vücut bulmak üzere zamana terk edilmiştir…

“Ulusal Egemenlik” kavramı bizler için Yüce Türk Milletinin irade ve egemenlik gücünü temsil etmektedir. “Çocuk Bayramı” kavramı ise yeni nesilleri on hatta yüzyıl sonrasını işaret etmektedir. Bugün halen daha Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği kadim medeniyet çizgisinde ilerleyebiliyorsak eğer bunu Türk Milletinin binlerce yıllık tarihi kültürüne ve devlet bilincine borçlu olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Elbette bugün hem Cumhuriyet hem de Halk ciddi sıkıntılar içerisindedir. Toplumsal değerler ile birlikte yarınlar hem doğru temsil edilememekte hem de güven ve itibar kavramları ciddi zararlar görmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücü toplumsal birliktelik, sosyal adalet ve devlete güven ilkelerinde gizlidir. Kentlerde bozulan güven ortamlarının yerel seçimlerde vatandaşın ama sandığa gitmeyerek ama sandıkta yerel iktidar değişimine yol açacak şekilde farkındalık göstermesini Türkiye’yi yöneten siyasilerin ısrarla görmemesi yarına dair acı olayların ve çıkacak büyük faturaların ilk habercileridir.

Bursa gibi asırlar boyu İmparatorluk geçmişi olan bir şehirde Yenişehir ve Karacabey gibi kudretli tarihleri bulunan ve “Milliyetçi” kimlikleri ile öne çıkan iki şehirde yaşanan siyasi değişimlerin hem iktidar içerisinde hem de iktidara karşı ciddi güvensizlik ortamı yarattığını inkâr edemeyiz. Elbette Karacabey ve Yenişehir Belediye Başkanlarının Bursa Milletvekilleri Sayın Önder Matlı ve Efkan Ala ile İl Başkanı Davut Gürkan’ın güçlü girişimleri ile AK Parti’ye yani iktidar saflarına geçmesi önemli bir siyasi neticedir. Lakin halkın değişimi seçtiği noktada ve düne kadar “siyasi partilerde seçim sonrası parti değiştirmeyi etik bulmadığını” ifade edenlerin bu değişimi kabul ederek gerçekleştirdikleri hamleler ilk seçimlerde ciddi oy kayıpları yaratacaktır. Ve yine bir gün önce omuz omuza bir gün sonra karşı karşıya kalınarak Şampiyon Bursaspor kutlamalarını bile gölgede bırakmaya dönük siyasi hesaplaşmaları kadim milletimiz sine-i millet nezdinde değerlendirmektedir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hem yerelde hem küresel denklemlerde son dönemlerde yalnız kalması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Türk Devletleri tarafından dahi Kıbrıs gibi kalbi meselelerde yalnız bırakılmasını doğru okumak zorundayız. Mevki ve menfaat peşinde koşanların taktıkları rozetlerin hiçbir anlamı yoktur, olmamıştır. Bir yıl önce seçim sathı mahallinde hem Yenişehir hem Karacabey’de başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile onu sevenlere ağır ithamlarda bulunan Yenişehir ve Karacabey Belediye Başkanlarının AK Parti saflarına geçmesi, geçirilmesi veyahut AK Parti’ye kabul edilmesini bugüne kadar her daim AK Parti’ye ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren başta ben olmak üzere hiçbir samimi dava adamının kabul etmesi mümkün değildir!

Sayın Efkan Ala başta olmak üzere Sayın Önder Matlı ve Sayın Davut Gürkan büyük bir siyasi değişim ve icraat başarısı gösterdiklerini ifade ediyor olsalar bile kimse kusura bakmasın ki; davamıza ağır hareketler edenleri, dün karşımızda iken bugün yanımıza almayı, “dostlarını terk edip düşmanları dost edinenlerin akıbeti” ile yorumlamak en doğrusudur.

Adalet ve Kalkınma Partisi gerçekleştirdiği Yenişehir ve Karacabey atakları ile belki dün sandıklarda kaybetmedi lakin bugün vicdanlarda kaybetmiştir. Bu şekli ile Cenabı Allah, bahse konu süreçte vebali olanları affetsin ve hatalarından döndürsün diyerek “Ulusal Egemenlik” kavramına bir kere daha değinmek istiyorum.

Değerli okurlarım ve kıymetli vatandaşlarımız;

İlk Cumhurbaşkanımız Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da ölümlüdür ve devlet liderleri yaptıkları ile yâd edilirler. On yıllardır Türkiye’yi yöneten yerel de ve ulusal da tek başına iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ittifaklar ile iktidar olmasının tek sebebini “ekonomik süreçler” olarak yorumlamak adil değildir.

Adalet ve Kalkınma Partisi, ilkelerinden ve söylemlerinden tavizler verdiği için önce ulusalda güç kaybetmiş akabinde yerel de iktidar gücünü kaybetmiş ve kaybetmeye devam etmektedir. Bu Pazar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir miting yapsa mutlaka varlığı ile tüm meydanları dolduracak güçtedir lakin bu Pazar bir seçim olsa AK Parti; Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni, Osmangazi Belediyesi’ni alabilecek midir? Bu Pazar bir seçim olsa sözüm ona transfer ettiği Belediye Başkanları ile AK Parti, Yenişehir ve Karacabey’i kazanabilecek midir? Aslında asıl sorulması gereken soru budur! Sayın Davut Gürkan başta olmak üzere AK Parti’yi yönetenlere ve AK Parti’ye gönül vermesine rağmen Yenişehir ve Karacabey’de sandığa gitmeyerek tarihi nitelikte siyasi dersler veren vatandaşlara sesleniyorum, “ne diyorsunuz dün orda bugün burada olan Başkanlar ile veyahut bu bakış açısı ile AK Parti seçim kazanır mı?”

Uzun lafın kısası şudur ki; “Ulusal Egemenlik” bir vicdan meselesidir. Ve bugün Bursalıların vicdanı yaralıdır. Bursaspor nasıl Bursalılar ile şampiyon olduysa AK Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da Bursa’da aynı samimiyet ve duruş ile yıllarca iktidar olmuştur.

Lakin dün davaya fütursuzca sallayanları, bugün alkışlarla transfer edenleri yarın sandıkta yalnız bırakırsak suçu bizde değil, en başta kendilerinde aramalarını tavsiye ediyorum. Nitekim bu memlekette siyasi dönüşleri gerçekleştirenler; toplumda asla kabul ve karşılık görmemiştir, görmeyecektir…

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlarken, Aziz Şehitlerimiz i rahmet ve minnetle yâd ediyorum. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.