Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

İnsansız Dünya’ya doğru…

Merhaba, İnsanoğlu! Belki de 10 yıl sonra ben bu yazıları yazmayı bırakmış olacağım ve sizlerde okumuyor olacaksınız. Belki de 10 yıl bile olmadan ne siz, ne ben, ne de insanlık olmayacak! Daha net ifade etmek gerekirse insanlık ortadan kaybolurken, Dünya; insansız bir yaşam formuna dönüşecek diyebiliriz. Şimdi kafanızda bir milyon düşünce ile sizleri baş başa bırakacak olsam ne camiye gider Allah’a sığınırsınız, ne de herhangi bir araştırma içerisine girerek böyle bir şey mümkün mü diye sorarsınız. Eli az biraz klavye tutanlar, teknolojiden anlayanlar da bu hususu otomatik olarak yapay zekâ uygulamalarına sorarak bir yanıt almaya çalışırlar. Ne fark ediyor ki; ha 10 yıl, ha 50 yıl, sonuçta insansız bir dünyaya doğru hızla yol almıyor muyuz? Ve insansız dünya yolculuğunun en büyük mimarları arasında yine bizler varız. Nasıl mı? O zaman yazımı tüm detayları derinlemesine düşünerek ve birkaç satır atlayarak okumanızı tavsiye ediyorum. Neden mi? İşte onu tüm yazıyı baştan sonra hiçbir satırı atlamadan bir kere daha okuduğunuzda anlayacaksınız. Unutmayın, şeytan ayrıntı da gizlidir… Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı, 28’nci dönem Milletvekili önceki dönemler İstanbul Fatih Belediye Başkanı Sayın Mustafa Demir, AK Parti’nin kaybettiği kalesi Bursa’ya bir dizi temaslarda bulunmak için bugün geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki gözünün çiçeği, Payitaht ve AK Parti’nin kalesi Bursa’nın yerel seçimlerde kaybedilmesinin ardından bir yıl geçtikten sonra gerçekleşen bu ziyaret çok anlamlı. Neden mi? Kim bilir belki de Sayın Genel Başkan Yardımcısı 1 yıl önce kaybettikleri Yenişehir ve Karacabey’in İYİ Belediye Başkanları ile bizleri karşılar! Ve iyi bir basın toplantısı içerisinde kaybetsek de kazansak da “hep beraberiz” fon müziği altında neden yerel yönetimlerde doğru değil, yanlış tercihler yaparak 31 Mart seçimlerine girdiklerini bizlere anlatırlar... Ve belki de bizde anlarız, kim bilir? Bursa Valisi Sayın Erol Ayyıldız’ın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Nilüfer Cumhuriyet Meydanında coşku ile kutlatması ve Nilüfer Belediye Binasına 20 yıl sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan posteri asılması, siyaset üstü bir devlet aklıdır. Vali Sayın Erol Ayyıldız’ın tüm bürokratik unsurlar ve asayiş birimleri ile tam bir koordinasyon içerisinde sorunsuz yönettiği Bursa’da, Bursaspor’un şampiyonluk kutlamaları ile yaşanan kent birlikteliğini de önemli bir yerel yönetim başarısı olarak kabul etmeliyiz. Yerel yönetim sadece belediye başkanları ve muhtarlar ile sınırlandırılamaz, sınırlandırılmalıdır. Yerel yönetimin kamusal anlamda mihenk taşı olan Kaymakamlar ve Valiler ile Vali Yardımcılarının özellikle büyük şehirlerde ne kadar kıymetli değerler olduğunu Bursalılar olarak an be an yaşayarak görmekteyiz. Bu hususta Bursa’ya Vali Erol Ayyıldız gibi değerli bir tecrübeyi ve güçlü bir bürokratı atadığı için başta İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya olmak üzere gerekli atama olurunu veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin, ayaklarına taş değdirmesin inşallah… İnsansız Dünya yolculuğunun mimarlarından olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, iki gözünün çiçeği damatlarından olan ve bu yolculuğun ustabaşı olarak kabul gören Sayın Selçuk Bayraktar’ın hayata geçirdiği insansız hava araçları ve Bursa’nın Gemlik ilçesinde üretilen milli gururumuz TOGG bize, uzay hususunda ne kadar ileri bir ufuk çizgimiz olduğunu hatırlatıyor. Ve yine Türkiye’nin insanlık için büyük bir umut olduğunu… Dünya’nın insansız bir yer olacağına dair en acımasız örnekleri bize her gün hatta an be an izleten Katil İsrail ve Kasap Netanyahu’nun yok olacakları günü iple çekiyoruz. Sadece Müslümanlara değil aynı zamanda insanlara ve insanlığa da düşman olan Katil İsrail ve Kasap Netanyahu’nun insansız bir hava aracı ile yok edileceği gün adına bu mübarek Cuma günü ellerimizi gökyüzüne daha güçlü ve büyük bir inançla kaldıralım değerli okurlarım. Elbette yapay zekâ ve insansız araç teknolojileri ile dünya, her geçen gün robotik hizmetlerin yaygınlaştığı bir yer olmaya devam ediyor. Tarım ve hayvancılık politikalarındaki “yapay et” ve “yapay bitkiler” ile “yapay beslenme” süreçlerini de değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; küresel bir çete insanlığı dünyadan yok etmek ile insansız veyahut çok az sayıda köle insanlardan oluşan bir dünya inşa etme telaşındılar. Elbette Cenabı Allah, her şeye kadirdir ve bu hain planları bertaraf edecek gücü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Milletine damarlarındaki asil kan ile vermiştir… Artan depremler ve olumsuz doğa koşulları büyük şehir uygulamalarının hayati düzeyde “Ulusal Güvenlik” sorunları yarattığını bir kere daha kanıtlamıştır. Ve iktidar ile ilk defa aynı çizgide buluşmuş olmanın sevincini de sizlerle paylaşmak istiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iktidar adına girdiği yarışta kaybeden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum, “İstanbul depremi herhangi bir afet değil, Türkiye'nin bağımsızlığını dahi etkileyecek milli güvenlik meselesidir. Artık hep birlikte seferberlik vaktidir” cümlesi ile o derin uykudan uyandıklarını itiraf etmiştir. Allah büyük! Dualarımız kabul olmuş ve görevini yapması gerekenler de geç bile olsa bir aydınlanma gerçekleşmiştir. Hamd olsun. “Ulusal Güvenlik” nedir değerli okurlarım? Bir dönem liselerde “Milli Güvenlik” dersi vardı. AK Parti iktidarları döneminde bu derslerin verilmesinden vazgeçildi. Ulusal Güvenlik ve Milli Güvenlik terimlerini yeniden ortaokullardan itibaren müfredatlara alarak yeni bir “Milli Uyanış” çizgisine gelmek zorundayız. Türkiye, çok sayıda göçmen ve mülteci yükü nedeniyle demografik bir bozulma içerisindedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerini ve İl bazında kurumlara ulaşan konular ile televizyon ve sosyal medyalara düşen görüntüleri izlediğimizde görmekteyiz ki; “Aile ve Toplum” kavramlarını tamiri ve telafisi mümkün olmayacak düzeyde kaybetmiş durumdayız. Elbette elektrikli otomobiller, uçaklar, gemiler ve teknolojiler ile araçlar bütünlüğünde elimizi sıcak sudan soğuk suya sokmadan hatta her geçen gün artan “obezite toplum” olma yolculuğumuzda, hızla artan sağlık sorunları ile dünyayı daha hızlı terk ederek insansız bir dünya için bizler de üzerimize düşeni fazlası ile yapıyoruz. “Ölüyoruz” veyahut “öldürülüyoruz” gibi kavramları sosyal medyada paylaşan onlarca hatta yüzlerce uzmanın boş safsatalarını bir kenara bırakarak ifade etmeliyim ki; biz unutkan ve akıllanmayan bir toplumuz… Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Demir bugün bizlere ne anlatacak inanın bende bilmiyorum. Ancak kendileri ile tanışmak istiyorum. Çünkü Fatih semtinde birçok tanımadığım esnafın kendisinden keyifle ve gururla bahsettiğine şahitlik etmişliğim var. İnşallah kendisi de bizim âcizane sorularımıza cevap vererek bizleri mutlu ederler diyerek hepimize hayırlı cumalar diliyorum…
Ekleme Tarihi: 25 April 2025 - Friday
Ömer Küçükkaya

İnsansız Dünya’ya doğru…

Merhaba, İnsanoğlu! Belki de 10 yıl sonra ben bu yazıları yazmayı bırakmış olacağım ve sizlerde okumuyor olacaksınız. Belki de 10 yıl bile olmadan ne siz, ne ben, ne de insanlık olmayacak! Daha net ifade etmek gerekirse insanlık ortadan kaybolurken, Dünya; insansız bir yaşam formuna dönüşecek diyebiliriz. Şimdi kafanızda bir milyon düşünce ile sizleri baş başa bırakacak olsam ne camiye gider Allah’a sığınırsınız, ne de herhangi bir araştırma içerisine girerek böyle bir şey mümkün mü diye sorarsınız. Eli az biraz klavye tutanlar, teknolojiden anlayanlar da bu hususu otomatik olarak yapay zekâ uygulamalarına sorarak bir yanıt almaya çalışırlar. Ne fark ediyor ki; ha 10 yıl, ha 50 yıl, sonuçta insansız bir dünyaya doğru hızla yol almıyor muyuz? Ve insansız dünya yolculuğunun en büyük mimarları arasında yine bizler varız. Nasıl mı? O zaman yazımı tüm detayları derinlemesine düşünerek ve birkaç satır atlayarak okumanızı tavsiye ediyorum. Neden mi? İşte onu tüm yazıyı baştan sonra hiçbir satırı atlamadan bir kere daha okuduğunuzda anlayacaksınız. Unutmayın, şeytan ayrıntı da gizlidir…

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı, 28’nci dönem Milletvekili önceki dönemler İstanbul Fatih Belediye Başkanı Sayın Mustafa Demir, AK Parti’nin kaybettiği kalesi Bursa’ya bir dizi temaslarda bulunmak için bugün geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki gözünün çiçeği, Payitaht ve AK Parti’nin kalesi Bursa’nın yerel seçimlerde kaybedilmesinin ardından bir yıl geçtikten sonra gerçekleşen bu ziyaret çok anlamlı. Neden mi? Kim bilir belki de Sayın Genel Başkan Yardımcısı 1 yıl önce kaybettikleri Yenişehir ve Karacabey’in İYİ Belediye Başkanları ile bizleri karşılar! Ve iyi bir basın toplantısı içerisinde kaybetsek de kazansak da “hep beraberiz” fon müziği altında neden yerel yönetimlerde doğru değil, yanlış tercihler yaparak 31 Mart seçimlerine girdiklerini bizlere anlatırlar... Ve belki de bizde anlarız, kim bilir?

Bursa Valisi Sayın Erol Ayyıldız’ın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Nilüfer Cumhuriyet Meydanında coşku ile kutlatması ve Nilüfer Belediye Binasına 20 yıl sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan posteri asılması, siyaset üstü bir devlet aklıdır. Vali Sayın Erol Ayyıldız’ın tüm bürokratik unsurlar ve asayiş birimleri ile tam bir koordinasyon içerisinde sorunsuz yönettiği Bursa’da, Bursaspor’un şampiyonluk kutlamaları ile yaşanan kent birlikteliğini de önemli bir yerel yönetim başarısı olarak kabul etmeliyiz. Yerel yönetim sadece belediye başkanları ve muhtarlar ile sınırlandırılamaz, sınırlandırılmalıdır. Yerel yönetimin kamusal anlamda mihenk taşı olan Kaymakamlar ve Valiler ile Vali Yardımcılarının özellikle büyük şehirlerde ne kadar kıymetli değerler olduğunu Bursalılar olarak an be an yaşayarak görmekteyiz. Bu hususta Bursa’ya Vali Erol Ayyıldız gibi değerli bir tecrübeyi ve güçlü bir bürokratı atadığı için başta İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya olmak üzere gerekli atama olurunu veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin, ayaklarına taş değdirmesin inşallah…

İnsansız Dünya yolculuğunun mimarlarından olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, iki gözünün çiçeği damatlarından olan ve bu yolculuğun ustabaşı olarak kabul gören Sayın Selçuk Bayraktar’ın hayata geçirdiği insansız hava araçları ve Bursa’nın Gemlik ilçesinde üretilen milli gururumuz TOGG bize, uzay hususunda ne kadar ileri bir ufuk çizgimiz olduğunu hatırlatıyor. Ve yine Türkiye’nin insanlık için büyük bir umut olduğunu…

Dünya’nın insansız bir yer olacağına dair en acımasız örnekleri bize her gün hatta an be an izleten Katil İsrail ve Kasap Netanyahu’nun yok olacakları günü iple çekiyoruz. Sadece Müslümanlara değil aynı zamanda insanlara ve insanlığa da düşman olan Katil İsrail ve Kasap Netanyahu’nun insansız bir hava aracı ile yok edileceği gün adına bu mübarek Cuma günü ellerimizi gökyüzüne daha güçlü ve büyük bir inançla kaldıralım değerli okurlarım. Elbette yapay zekâ ve insansız araç teknolojileri ile dünya, her geçen gün robotik hizmetlerin yaygınlaştığı bir yer olmaya devam ediyor. Tarım ve hayvancılık politikalarındaki “yapay et” ve “yapay bitkiler” ile “yapay beslenme” süreçlerini de değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; küresel bir çete insanlığı dünyadan yok etmek ile insansız veyahut çok az sayıda köle insanlardan oluşan bir dünya inşa etme telaşındılar. Elbette Cenabı Allah, her şeye kadirdir ve bu hain planları bertaraf edecek gücü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Milletine damarlarındaki asil kan ile vermiştir…

Artan depremler ve olumsuz doğa koşulları büyük şehir uygulamalarının hayati düzeyde “Ulusal Güvenlik” sorunları yarattığını bir kere daha kanıtlamıştır. Ve iktidar ile ilk defa aynı çizgide buluşmuş olmanın sevincini de sizlerle paylaşmak istiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iktidar adına girdiği yarışta kaybeden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum, “İstanbul depremi herhangi bir afet değil, Türkiye'nin bağımsızlığını dahi etkileyecek milli güvenlik meselesidir. Artık hep birlikte seferberlik vaktidir” cümlesi ile o derin uykudan uyandıklarını itiraf etmiştir. Allah büyük! Dualarımız kabul olmuş ve görevini yapması gerekenler de geç bile olsa bir aydınlanma gerçekleşmiştir. Hamd olsun.

“Ulusal Güvenlik” nedir değerli okurlarım? Bir dönem liselerde “Milli Güvenlik” dersi vardı. AK Parti iktidarları döneminde bu derslerin verilmesinden vazgeçildi. Ulusal Güvenlik ve Milli Güvenlik terimlerini yeniden ortaokullardan itibaren müfredatlara alarak yeni bir “Milli Uyanış” çizgisine gelmek zorundayız. Türkiye, çok sayıda göçmen ve mülteci yükü nedeniyle demografik bir bozulma içerisindedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerini ve İl bazında kurumlara ulaşan konular ile televizyon ve sosyal medyalara düşen görüntüleri izlediğimizde görmekteyiz ki; “Aile ve Toplum” kavramlarını tamiri ve telafisi mümkün olmayacak düzeyde kaybetmiş durumdayız.

Elbette elektrikli otomobiller, uçaklar, gemiler ve teknolojiler ile araçlar bütünlüğünde elimizi sıcak sudan soğuk suya sokmadan hatta her geçen gün artan “obezite toplum” olma yolculuğumuzda, hızla artan sağlık sorunları ile dünyayı daha hızlı terk ederek insansız bir dünya için bizler de üzerimize düşeni fazlası ile yapıyoruz. “Ölüyoruz” veyahut “öldürülüyoruz” gibi kavramları sosyal medyada paylaşan onlarca hatta yüzlerce uzmanın boş safsatalarını bir kenara bırakarak ifade etmeliyim ki; biz unutkan ve akıllanmayan bir toplumuz…

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Demir bugün bizlere ne anlatacak inanın bende bilmiyorum. Ancak kendileri ile tanışmak istiyorum. Çünkü Fatih semtinde birçok tanımadığım esnafın kendisinden keyifle ve gururla bahsettiğine şahitlik etmişliğim var. İnşallah kendisi de bizim âcizane sorularımıza cevap vererek bizleri mutlu ederler diyerek hepimize hayırlı cumalar diliyorum…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.