Zehra Eşer
Köşe Yazarı
Zehra Eşer
 

Acelecilik sendromu

Sabah gözümüzü açtığımız anda başlayan koşuşturma… Kahvaltıyı hızlıca atıştırmak, trafiğe takılmamak için acele etmek, toplantıya yetişmek, mesajlara anında cevap vermek… Gün içinde her an bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. Ama nereye? Acelecilik sendromu, modern dünyanın en yaygın ama en az fark edilen sorunlarından biri. Her şeyi hızlı yapmak zorundaymışız gibi bir his. Amaç sadece zamanı verimli kullanmak değil; sanki bir an bile yavaşlarsak başarısız olacağız. Bu sürekli acele hali, beynimizin stres tepkisini tetikliyor, odaklanmak zorlaşıyor ve verimlilik aslında düşüyor. Bir işi hızlı yapmaya çalışırken daha çok hata yapıyoruz ve sonunda daha fazla zaman kaybediyoruz. Neden Bu Kadar Acele Ediyoruz? Zamanın elimizden kayıp gideceğini düşünüp bir baskı altına giriyoruz. Her şeyin yetişmesi gerektiğini düşünüyoruz ama aslında çoğu şey o kadar acil değil bunu fark edemiyoruz. Bir diğeri insanlarla hız yarışına giriyoruz. Kendi yapabilme seviyemize bakmıyoruz. Çevremizdekilerin temposuna ayak uydurmaya çalışıyoruz. “Ne kadar yoğunum” demek bir övünç kaynağı haline geldi. Ve çoğumuzun da bildiği gibi artık tüketim çağındayız. Hızla her şeyi tüketmeye çalışıyoruz. Hızlı yemek, hızlı haber, hızlı ilişkiler… Her şeyi anında tükettiğimiz için acelecilik yarışında biz de kendimizi gösteriyoruz. Peki, nasıl yavaşlayabiliriz? Acil ve önemli arasındaki farkı öğrenin.  Her şey acil değil. Önceliklendirme yaparak neyin daha acil neyin ertelenebilir olduğunu fark edin. Tek iş yapın. Multitasking, yani aynı anda birden fazla iş yapmak verimliliği artırmaz, tam tersine düşürür. Tüm odağınızı tek bir işe vermek yerine birden fazla işe böldüğünüzde hata yapma ihtimaliniz de artacaktır. Bekleme anlarını değerlendirin. Trafikteyken, sıra beklerken telefonu açmak yerine nefesinize odaklanın. Yavaş yeme pratiği yapın. Daha yavaş yemek, hem sağlığınız hem de zihinsel farkındalığınız için iyi gelecektir. Acelecilik sendromu, modern dünyanın hızına kapıldığımızda kaçınılmaz gibi görünebilir. Ama bazen en büyük ilerleme, biraz yavaşladığımızda gerçekleşir. Çünkü hayat, hız yarışından ibaret değil. Kendinize iyi bakın, sonraki yazıda görüşmek üzere.
Ekleme Tarihi: 14 Mart 2025 - Cuma
Zehra Eşer

Acelecilik sendromu

Sabah gözümüzü açtığımız anda başlayan koşuşturma… Kahvaltıyı hızlıca atıştırmak, trafiğe takılmamak için acele etmek, toplantıya yetişmek, mesajlara anında cevap vermek… Gün içinde her an bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. Ama nereye? Acelecilik sendromu, modern dünyanın en yaygın ama en az fark edilen sorunlarından biri. Her şeyi hızlı yapmak zorundaymışız gibi bir his. Amaç sadece zamanı verimli kullanmak değil; sanki bir an bile yavaşlarsak başarısız olacağız.

Bu sürekli acele hali, beynimizin stres tepkisini tetikliyor, odaklanmak zorlaşıyor ve verimlilik aslında düşüyor. Bir işi hızlı yapmaya çalışırken daha çok hata yapıyoruz ve sonunda daha fazla zaman kaybediyoruz.

Neden Bu Kadar Acele Ediyoruz?

Zamanın elimizden kayıp gideceğini düşünüp bir baskı altına giriyoruz. Her şeyin yetişmesi gerektiğini düşünüyoruz ama aslında çoğu şey o kadar acil değil bunu fark edemiyoruz. Bir diğeri insanlarla hız yarışına giriyoruz. Kendi yapabilme seviyemize bakmıyoruz. Çevremizdekilerin temposuna ayak uydurmaya çalışıyoruz. “Ne kadar yoğunum” demek bir övünç kaynağı haline geldi. Ve çoğumuzun da bildiği gibi artık tüketim çağındayız. Hızla her şeyi tüketmeye çalışıyoruz. Hızlı yemek, hızlı haber, hızlı ilişkiler… Her şeyi anında tükettiğimiz için acelecilik yarışında biz de kendimizi gösteriyoruz.

Peki, nasıl yavaşlayabiliriz?

  • Acil ve önemli arasındaki farkı öğrenin.  Her şey acil değil. Önceliklendirme yaparak neyin daha acil neyin ertelenebilir olduğunu fark edin.
  • Tek iş yapın. Multitasking, yani aynı anda birden fazla iş yapmak verimliliği artırmaz, tam tersine düşürür. Tüm odağınızı tek bir işe vermek yerine birden fazla işe böldüğünüzde hata yapma ihtimaliniz de artacaktır.
  • Bekleme anlarını değerlendirin. Trafikteyken, sıra beklerken telefonu açmak yerine nefesinize odaklanın.
  • Yavaş yeme pratiği yapın. Daha yavaş yemek, hem sağlığınız hem de zihinsel farkındalığınız için iyi gelecektir.

Acelecilik sendromu, modern dünyanın hızına kapıldığımızda kaçınılmaz gibi görünebilir. Ama bazen en büyük ilerleme, biraz yavaşladığımızda gerçekleşir. Çünkü hayat, hız yarışından ibaret değil. Kendinize iyi bakın, sonraki yazıda görüşmek üzere.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ekosektor.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.